18 Ekim 2015 Pazar

Atatürk'ün çiftliği Suudi Arabistan Kralına nasıl satıldı?



Atatürk'ün çiftliği Suudi Arabistan Kralına nasıl satıldı?
Yok artık dediğinizi duyar gibiyim…
Evet, yanlış okumadınız Atatürk’ün kendi parası ile alıp kurduğu ve sonra Türk halkına bağışladığı Millet Çiftliği Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz’e satıldı.
Atatürk bu çiftliği 1929 yılında kendi parasıyla satın alarak tarımın gelişmesi için halka bağışlamıştı. Adına da Millet Çiftliği denilmişti. Şimdi bu çiftliğin bir bölümü turizme açılarak, tesisi yapılması için Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’e satıldı.

Atatürk’ün kendi parasıyla satın aldığı, tarımın gelişmesi için çalışmalar yapılan çiftlik 1937’de vasiyeti üzerine millete bağışlanmış, daha sonra Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından kullanılmıştı.

3 bin dönümlük TİGEM arazisinden 80 dönümlük alan 1994 yılında Belediye Canlı Ağaç Müzesi (arboretum) yapılması şartıyla Tarım Bakanlığı tarafından Yalova Belediyesi’ne tahsis edilmişti. 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara depreminde çadır kent alanı olarak kullanılan canlı ağaç müzesi kullanılamaz duruma gelmişti.

Yalova Belediyesi daha sonraki yıllarda 80 dönümlük araziyi Belediye Meclis kararıyla önce konut alanı, daha sonra da turizm alanı olarak imara açtı ve ihaleye çıktı. CHP Yalova İl Başkanı Özcan Özel, Yalova Valiliği’ne başvurarak ihalenin iptalini istedi. Ancak 12 Kasım’da Yalova Belediyesi’nde yapılan ihaleyle 5 ayrı parselden satışa çıkarılan arazinin büyük bir bölümünü Suudi Arabistan firması Merosa satın aldı.

Yalova Belediye Başkanı övünerek, şirketin Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdüllaziz’in olduğunu söylediğini belirtip firmanın Yalova’ya 250 milyon liralık yatırım yapmayı planladığını belirtti.
Yalova Belediye Başkanı şirketin bir temsilcisi gibi çiftliği sattıkları Merosa şirketi hakkında detaylı bilgi de veriyor. “Merosa şu anda Sapanca’da villalar yapıyor. Arboretumun tamamını Merosa alacak. Yaklaşık 250 milyon TL’lik bir yatırım yapmayı öngörüyorlar. Ortadoğu’nun ve bu bölgenin en büyük turizm yatırımını buraya yapmayı planlıyorlar. Bu Yalova için çok iyi bir şey. Bu yatırım zengin Ortadoğuluların Yalova’ya gelmesi anlamına geliyor. Hem yatırımın büyüklüğü hem de oluşturacağı turizm potansiyeli itibarı ile Yalova’ya önemli katkılar sağlayacak. Olurlarını verdik, satış muamelesi de bitti” diyor.
Atatürk’ün ülkeye bıraktığı mirasların nasıl talan edildiğini, Ankara Atatürk Orman Çiftliğinde yaşamıştık. Ayrıca İstanbul Sevda Tepesi’nin yine Suudi Arabistan Kralına satılarak imara açılması yönündeki çalışmalara şahit olmuştuk.
Bu ülke daha nereye kadar satılacak?
Levent Arslan

Sn. Arslan’ın bu yazısına birkaç not ekleyelim.
Bu ülkede Atatürk’ün kalıtlarına, ilke ve devrimlerine, yapıtlarına  karşı girişim, adım ve akımlara  yasalar çerçevesinde  savaşım vermek amacıyla  “Atatürkçü Düşünce Derneği”  adıyla bir dernek kurulmuştu.
Derneğin bu  amacı Tüzüğünün 4. Maddesinde açıkça belirlenmiştir.
MADDE 4. Derneğin amacı; Atatürk’ün önderi olduğu Türk Devrimi’ni ve bu Devrimin temelini oluşturan başta Altıok, Atatürk ilkelerini her alanda ilerlemeye açık ve sürekli geliştirici nitelikteki düşünce sistemini, Devrimin bugünkü sonuçlarını ve yarınlara uzantılarını, Atatürk’ün düşüncelerini, davranışlarını, savaşımlarını ve yapıtlarını inceleme, araştırma konusu yapmak, bunlara karşı girişim, adım ve akımlarla yasalar çerçevesinde düşün savaşımı vermektir.”
ADD Kurucuları bu savaşımı ödünsüz sürdürmeleri nedeniyle birer birer katledilmişlerdir.
Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) Kurucusu Prof. Dr. Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı ve onlarcası !!!
Yani Atatürkçü Düşünce Derneği    Kemalist  düşün savaşımında  can ve kan bedeli kurulup, yüceltilmiştir.
Özellikle son on yıldır, Kemalist Cumhuriyetin tüm direnç noktalarına yönelik planlı saldırılar büyük bir pervasızlıkla artarak sürmekte, Devrimin kazanımları tümüyle yok edilmektedir.
İşte bu ortamda, ayağa kalkıp, Kemalist Devrimin kazanımlarını “bedeli kan ve can bile olsa” ödünsüz savunması beklenen ADD ortada yoktur.
Sn. Filiz Debreli’nin değerlendirmesinde belirttiği gibi;
ADD'nin başına özel görevli olarak seçilip, getirilen Masonluğu ve Mandacılığı tescilli Tansel ÇÖLAŞAN
“özel görevini” yerine getirmekle meşguldür.
Masonluğu ve Mandacılığı tescilli T.ÇÖLAŞAN’IN  “özel görevi”;
   Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı olanları eylemsiz, etkisiz kılmak, itibarsızlaştırmak, Kemalistleri ADD den tasfiye etmek…
Başardı mı?  çoktan başardı,
ADD artık hareket etmiyor/edemiyor. 

Mahmut ÖZYÜREK
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder