27 Şubat 2016 Cumartesi

Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz



Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz
GÜL ADD Isparta Şubesi 26 Şubat 2016 Cuma günü “Şehitlerimiz için Mevlidi Şerif okunması ve hükümet meydanında “pişi” yapılarak dağıtılması” etkinliği düzenliyor.
Etkinlik sonrası sosyal paylaşım sitelerinde (Facebook)10-15 fotoğraf ve bir açıklama ile duyuru yapılıyor. Açıklama şöyle;
“Gül Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinin Şehitlerimiz için okutmuş oldukları Mevlidi şerif ve yapmış oldukları pişiyi Allah’ım kabul etsin yapanların eline emeğine sağlık Bizde Cumhuriyet Halk Partisi kadın kolları olarak katkı sunduk.”
1- İslam dininde ölülerin ardından “Mevlit Okutma” YOKTUR. Mevlit,  İslamiyet’e 13. Yüzyıl sonunda (1400’lü yıllar) girmiş bir pagan geleneğidir. Yalnızca Mevlit değil , “Ölüler arkasından Kur’an okumak diye bir kural’ da yoktur. Ölüler vesilesiyle okunan Kur’an’ın yararı da dirileredir.” ; Hz Muhammed hiçbir zaman ölülerin arkasından Kuran okumamıştır  Ölülerin ardından “Mevlit Okutma”, Ölmüş kişi için yemek verme, ekmek vb. dağıtma bunların hepsi putperestlikten geçmedir, İslam dışıdır. (Y. Nuri ÖZTÜRK)
2- Özetle GÜL ADD’nin yaptığı bu etkinlik, dini bir Kural’ın yerine getirilmesi değil, dinci gericiliğin kendini meşrulaştırmak adına ortaya attığı dinci gericiliğin toplumsal narkoz olarak kullandığı zırvalıklardır.
3- GÜL ADD BU etkinliği ile gericiliğin “HAKLI - MEŞRU ve DOĞRU” olduğunu, bunu Atatürkçü Düşüncenin onayladığını kabul ve beyan etmiş oluyor. Böylece GÜL ADD Karşı devrimciliğin, dinci faşizmin Atatürkçü saflardaki karargâhı olduğunu eylemli olarak göstermiş oldu.
4- “Mevlit Okutma - Ölmüş kişi için yemek verme” İslam bilginlerinin “din dışı ve pagan inancı” olarak değerlendirdikleri, İslam’ın kutsal kitabında yeri olmayan temelsiz, çürük, gerçek dışı, dinci gericiler tarafından toplumu uyutmak, gerçek yaşamdan uzaklaştırmak için “narkoz olarak” kullandıkları gerici kurallardır.
5- Adının başına “GÜL” getirilmiş olsa bile Mustafa Kemal’in soyadını taşıyan bir örgütün ve Atatürk’ün kurduğu Partinin KADIN KOLLARININ bu kurallara eylemli olarak sahip çıkması gaflet ve dalaletin de ötesinde ihanettir.
6- Türkiye’de Kemalist Cumhuriyet, temel kuruluş felsefesi olan devrimciliğini yitirdikçe, devrimci uygulamalardan ödün verildikçe Şeriatçılığın, dinci gericiliğin güçlendiği, Kemalist Cumhuriyetin güç yitimine uğradığı bir gerçekliktir.
7- Bugün Türkiye’de dinci gericiliğin, diğer bütün gericilik türlerinin ana gücü durumuna gelmesi ve iktidarı ele geçirmesi yalnızca işbirlikçi – dinci gericiliğin çabalarının ürünü değil, Sözde Atatürkçülerin dincilerin önlerindeki en büyük engel olan Kemalist Devrimin ilkelerinden verdikleri ödünlerin de bir sonucudur.
8- Gericilikle mücadele etmek “Gericiliği nerede görürsem tepelerim, tepelerim, tepelerim!” diyen Mustafa Kemalin yolundan gitmek yerine,  Atatürkçülük adına gericilikle ittifak halindeki bir devrimcilik, karşı devrimin ekmeğine yağ sürmektir.
9- Gericiliği engellemek adına gericiliğin kullandığı “din dışı” ritüelleri sahiplenmek, gericilikle ittifak etmek ülkenin adım adım Şeriatçılaşmasına göz yummaktır. Eğer bu gün dinci –Şeriatçı faşizm ülkenin yalnız siyasal yaşamına değil, tüm toplumsal, sosyal, kültürel yaşamına egemen olabilmişlerse, kendini Atatürkçü sanan kimi ahmakların gericiliği sahiplenmesinin payı hiç de azımsanamaz.
10- Kemalistler;  Toplumsal yaşam içinde gericiliği besleyen her şeye karşı mücadele etme öz görevi ile yükümlüdürler.
11- Bir kez daha anımsatalım;
Gericilikle Kemalist sol bağdaşmaz,
Gericilikle Kemalist devrimcilik uyuşmaz,
Gericilikle Kemalist duruşta, davranışta, uygulamada yan yana gelemez.
Çünkü Gericilik tüm türleriyle kapitalizmin ve emperyalizmin hizmetindedir. Dinin yozlaşmasının nedeni de  kapitalizmin ve emperyalizmin dini denetim altına almasındandır. Yozlaşan din gericileşir, bağnazlaşır, Araplaşır, çürümüşlük kokar.
İşte bu Araplaşmış, çürümüşlük kokan gericiliği Isparta da sahiplenen GÜL ADD yöneticilerini, Mason – Mandacı Tansel’in “pırıl – pırıl Çocuklar” dediği karşı devrimin güllerini ADD içinde halen var olduğunu sandığım Kemalistlere havale ediyorum. 27 Şubat 2016 Isparta
Mahmut ÖZYÜREK




25 Şubat 2016 Perşembe

Amerikancılık ve gayri millilik / Özgür ERDEM



60'lı yıllarda milliyetçilik bayrağı solda, Amerikancılık ve gayri millilik bayrağı sağdaydı...
O günleri anlamak için İleri Yayınları'ndan Gökhan Eşel'in imzasıyla çıkan ABD Barış Gönüllüleri ilgili çalışma mutlaka okunmalı.

1962'de Türkiye'ye binlerce Barış Gönüllüsü doluştu. CIA tarafından kurulmuş bu "hayır kurumu"ndan sadece İngilizce öğretmeni vasfıyla 725 kişi liselere yerleştirildi.
Türkiye'de yükselen sol muhalefet bu karanlık yapılanmaya büyük tepki gösterdi. Önce Dev-Genç üniversitelerden bu unsurları attı. Sonra öğretmen sendikası TÖS büyük grevlerle Milli Eğitim 'den uzaklaştırılmalarını sağladı. Ancak özellikle doğuda "kürtçe" bilen Barış Gönüllüleri fink atmaya devam ediyordu. TİP ve CHP üyesi milletvekilleri bu konuda defalarca önerge verdi (foto 2).

Sağ kanat ise "ABD'li dostlarımıza yönelik" saldırıları komünist kışkırtması olarak itham ediyor ve yer yer bizzat protestoculara şiddet uygulayarak "misafirlerimizi" koruyordu.
Sonunda Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve Sinan Cemgil gibi devrimci liderler ABD sömürgeciliğine karşı mücadeleyi söylemden eyleme taşıdı. Sinanlar Komer'in arabasını ODTÜ'de yaktıktan (foto 3) ve Denizler ilk ABD'li askerler kaçırdıktan sonra Barış Gönüllüleri 1970 yılında ülkemizi tamamen terk etti. Ama 8 yıl içinde kürtçü ve gerici ihanetin tohumlarını çoktan atmıştılar.

Kitaptan alıntılamak istediğim iki belge:
Foto 4: Türkiye'de dostluk mesajı veren Barış Gönüllüleri ABD'deki dergilerinde anılarını çok farklı bir üslupla kaleme almış. Amerikan bir hemşireye göre kendileri gelmeden önce Türkiye'de hemşire nedir bilinmiyormuş bile. Hastaneler pislik içindeymiş!!!

Foto 5: Barış Gönüllüleri Genel Müdürü Shriver 1964'te Türkiye'ye geldi. Kareler utanç ve ibret verici. Birinci karede Shriver ilkokulları teftiş ediyor. İkinci karede Rum Patriğin huzurunda. Patriğin masasındaki Kennedy resmine dikkatinizi çekerim.


22 Şubat 2016 Pazartesi

ELLERİNİZ VE YALANA DAİR - N.HİKMET





“İnsanlarım, ah, benim insanlarım,

antenler yalan söylüyorsa,

yalan söylüyorsa rotatifler,

kitaplar yalan söylüyorsa,

duvarda afiş, sütunda ilan yalan söylüyorsa,

beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,

dua yalan söylüyorsa,

ninni yalan söylüyorsa,

rüya yalan söylüyorsa,

meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,

yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,

ses yalan söylüyorsa,

söz yalan söylüyorsa,

ellerinizden başka herşey

herkes yalan söylüyorsa,

elleriniz balçık gibi itaatli,

elleriniz karanlık gibi kör,

elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,

elleriniz isyan etmesin diyedir.

Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız

bu ölümlü, bu yaşanası dünyada

bu bezirgân saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.”