Sayı :2016/005
Konu: “5 Şubat Laiklik Günü” 06.02.2016
Kod: 32.011.159
BASIN
AÇIKLAMASI
(“5 Şubat
Laiklik Günü” Kemalist
değil, Masonik laikliğin kutlanmasıdır!)
5 Şubat 1937
de anayasanın 2'nci maddesi şöyle
değişti. “Madde 2. Türkiye devleti, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı,
devletçi, laik ve inkılâpçıdır. Resmi dili Türkçedir, makarrı(Başkenti)
Ankara şehridir."
Demek ki
Anayasamıza “Altı Ok” olarak bilinen ilkeler girmiş. Ama nedense
kimse 1937 de “cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve
devrimcilik” olarak anayasada yer alan 5 ilkeden söz etmiyor da,
niçin ille de “laiklik” üzerinde duruluyor?
Özellikle
Aydın-Atatürkçü kesimlerce “ilerici” olarak nitelenen 1961 Anayasasından kaşla
göz arası, bir oldubitti ile “cumhuriyetçilik, milliyetçilik,
halkçılık, devletçilik ve devrimcilik” çıkarılmıştır.
İster
istemez aklımıza şöyle bir soru geliyor. Atatürkçü! Bildiğimiz kimi aydın ve
askerler 1961 Anayasasından Kemalizm’in özünü oluşturan “cumhuriyetçilik,
milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve devrimcilik” ilkelerini niçin
çıkarmışlar? Peki, bu beş ilke çıkarılırken “laiklik” niçin madde içinde
kalmıştır?
Atatürkçülüğü masonik bir laikliğe
indirgeyerek, 1938 den bu yana gericiliğin beslendiği ana damar olan
“batıcılığı” Atatürkçülük olarak Türk halkına yutturmaya çalışmaktadırlar. Türk
halkını “Atatürk’le aldatıp” kandırmaktadırlar. Bu soysuzlar böylece
tarihte ilk kez emperyalizme karşı başkaldıran ve onu yenen soylu Türk ulusunu
emperyalizme ve dince gericiliğe mahkûm etmişlerdir.
Bu günkü Anayasanın
2. Maddesinde ifadesini bulan laiklik, “Kemalist Laiklik” değil, “masonik
laikliktir. Çünkü Kemalizm’in ilkeleri bir bütünlük oluşturur.
Biri diğerinin “olmazsa-olmazıdır.” Birinin diğerine göre
önceliği, ya da “olmasa da olur” olması söz konusu edilemez.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye dede gericiliği ayakta
tutan, besleyen temel güç emperyalizmin varlığıdır. Cahil bırakılmış, Toprak
ağalarının, mütegallibe ve şeyhlerin baskısı altındaki bir topluluk
emperyalizmin ekonomik sömürüsü için çok daha elverişli bir zemin oluşturur. Masonik Laiklik; Toplumsal uyanışı engelleyen, ulusal ekonomiyi
olanaksız kılan, ucuz işgücü sömürüsüne ortam yaratır.Emperyalist sömürünün
engelsiz sürmesini sağlar. Bu nedenle Emperyalizmi yıkmadan gericiliği
ayakta tutan çağdışı toplumsal ilişkileri ortadan kaldırmak da olanaksızdır.
Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir.
Bu evrensel
gerçeğin ayırdında olan Mustafa Kemal ve Türk devriminin öncü kadrosu,
yeniden emperyalizmin ağına düşmemek için, Sömürgeciliğin en azgın
güçleri olan Batılı haçlıları ülkeden kovarken, devrimler yolu ile Toplumsal
uyanışı engelleyen gerici yapıyı da tasfiye etmişlerdir. İşte “altı ok”
bu nedenle emperyalizmin ve gericiliğin “panzehridir”.
Cumhuriyet
tarihinde, Laikliğin devrimci özünün ödünsüz uygulandığı dönemler,
emperyalizmden kopulduğu ve gericiliğin ekonomik altyapısının zayıfladığı
dönemlerdir. Emperyalizme bağımlılık ise Türkiye’de gericiliği hortlatmıştır.
Tarihte
hiçbir şey “rastlantı” değildir. Batıcılık ve şeriatçılık Türkiye’ye eşzamanlı
olarak girmiştir. Türkiye Batıya bağımlılaştıkça, uydulaştıkça gericilik ona
paralel olarak istikrarlı bir şekilde yükselmiştir.
Atatürk,
gericiliğin dayandığı toplumsal ekonomik yapıyı ortadan kaldırmaya yöneldiği
için O’nun ölümüne dek gericiler sığındıkları inlerinden çıkıp bir türlü belini
doğrultamadı. Gericiliğin ininden çıkması, dirilmesi Atatürk’ün ölümünden sonra
Türkiye’nin tekrar Batı yoluna sokulmasıyla gerçekleşti.
Bu gün
Türkiye de Toplumsal muhalefeti siyasal alanda temsil etme iddiasında olan
siyasal partiler gericiliğin karşısına Atatürkçülükle çıkmak yerine IMF’yi,
NATO’yu, Amerika’yı, AB’yi, sağa kaymayı savunarak Kemalizm’e ihanet etme yolunu
seçmişler, böylece halkı gericilik karşısında seçeneksiz
bırakmışlardır. Üstelik Mustafa Kemal Atatürk
“Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden
mahrumiyeti beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir.” Diye
haykırırken.
YÖNETİM
Kurulu Adına: Mahmut
ÖZYÜREK
Ulusal
Eğitim Derneği
Isparta Şube
Başkanı