6 Mart 2020 Cuma

BASIN AÇIKLAMASI “8 Mart Dünya EMEKÇİ Kadınlar Günü”


BASIN AÇIKLAMASI
Bir kez daha “8 Mart Dünya EMEKÇİ Kadınlar Günü” nü her geçen yıl kazanımlarımızı  biraz daha kaybediyor olmanın burukluğu ile kutluyoruz.
Geçmişte olmadığı kadar kadın cinayetlerinin artarak, adeta bir kıyıma dönüşmesi, bu cinayetlere çanak tutan fetvalar, hükümetin kadını örgütsüzleştirme yolundaki çabaları ve düşmanlığı,  emniyetin, savcılıkların umursamazlığı,  neredeyse kadının  “başı örtülü olmadığı için” tecavüzü hak ettiğini çağrıştıran mahkeme kararlarını günübirlik yaşar olduk.
Son 18 yıldır adım adım uygulanan eğitim düzenimizi Osmanlı derbederliğine dönüştürme çabaları, bir BOP projesi olan “4+4+4”  kesintili eğitim sisteminin yaşama geçirilmesi ile yarının kadınları olan kızlarımızın geleceği tümden karartılmakta, çalınmaktadır.
Atatürk Cumhuriyeti ve  Devrimlerinin  kız ve kadınlara  yaşatmaya   başladığı kazanımlar bir “öç” alma, intikam duygusu ile birer birer yok edilmiştir.
Gerçekte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadın sorunları ülke sorunlarından ayrı düşünülemez.
Dünyanın kanla yeniden paylaşıldığı bir süreç yaşıyoruz.  Bu paylaşımın ana hedefi ise Ülkemizin de içinde olduğu Ortadoğu coğrafyasıdır.  Bu nedenle Küresel Çetenin emirleri doğrultusunda başta komşumuz Suriye olmak üzere Irak ve İran’a düşmanlık pompalanıyor. En yetkili ağızlar savaş çığırtkanlığında öncülüğü kimselere bırakmıyor.  Kanla beslenen Küresel Çetenin çıkarları için evlatlarımız Suriye ve Libya topraklarında Cihatçı çetelere kalkan ediliyor. Yurdun hemen her köşesinde evlatlarını bu anlamsız savaşta şehit veren analar ağlıyor.
 Özelleştirme, esnek çalışma, tam zamanında üretim, taşeronlaştırma, üretimin mekânsal parçalanması,  devleti küçültme adı altında temel hizmetler ve sosyal güvenlik kurumlarının devletin sorumluluk alanından çıkartılması, sigortasızlaştırma vb. uygulamalar kadınları sosyal yaşamın dışına attığı gibi,   bakımını, geçimini ve sosyal güvenliğini, kocasına veya babasına bağımlı hale getirmiştir.
Özellikle kadınlarımızın oynan küresel oyunun farkına varmamaları için kadın örgütlenmelerini yapay sorunlarla( örneğin, Türban a özgürlük vb.) parçalı hale getirilmiştir.
Biz kadınların ellerinden alınan her hakkın üzerine türban, çarşaf örtülmüştür. Diğer taraftan,  uygulanan politikalar nedeniyle ezici bir çoğunluğu yoksul ve eğitimsiz bırakılan kadınlar, vakıflar, cemaatler ve bizzat AKP’nin yerel yönetimleri eliyle bir yandan yoksulluklarının kader olduğuna inandırılırken, diğer yandan da bir kap sıcak yemek için bu partiye şükreder duruma düşürülmüşlerdir.
Bu partiye, “Müslüman’ın halinden anlayan Müslüman bir parti” diye oy verenler, AKP’nin, en çok kendisine oy veren emekçilere düşman olduğunu; bir tas çorba vermeden önce, önlerindeki bir kazan yemeği çektiğinin henüz farkında değillerdir.
Nitelikli çağdaş eğitim alıp oynanan oyunun farkına varmasınlar diyerek özünde “okulsuzlaştırma” olan 4+4+4 eğitim sistemini dayatarak, devlet eliyle dinci vakıfların eğitimi desteklenmektedir. Halkın din duyguları kullanılarak, bir yandan kadınlarımız ayrıştırılıyor, diğer yandan kimliksizleştiriliyor. 
Çözümsüz değiliz. Kadınlarımızı “bir lokma-bir hırka” felsefesine “kul” yapmaya çalışan ve ülkemizin yağmalanması için  “siyasi proje” olan partinin iktidardan uzaklaştırılması, ülke sorunları ve kadın sorunlarının çözümünde ilk ve önemli bir adım olacaktır.
Oğullarımızın kanlarının küresel çeteye akıtılmayacağı, yalnızca kadın olduğu için ötekileştirilmeyen, çocuklarımızın çocuk yaşta gelin, 11 yaşında tamirci çırağı olmadığı,  kadınlarımızın ezilip sömürülmediği, barış ve umut dolu yarınların özlemi ile tüm kadınlarımızın “8 Mart Dünya EMEKÇİ Kadınlar Günü” nü kutluyoruz.

YÖNETİM KURULU ADINA:                           
                          SERPİL YAVUZLAR - FERAY SELEK
                                                                                       ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ

3 Mart 2020 Salı

3 Mart 1924 Devrim Yasalarının 96 yılı


3 Mart 1924 Devrim Yasalarının 96 yılında demokrasinin tüm olanaklarını kullanarak iktidarı ele geçiren  “dinci faşist” karakterli siyasal iktidar yalnızca devrim yasalarını değil, Cumhuriyetin tüm kazanımlarını tersyüz etmiştir. Tüm faşizan baskılara, siyasal düzenbazlıklara karşın halkın ezici bir çoğunluğu devrim yasalarının ve cumhuriyetin kazanımlarının korunması, yaşatılması konusunda direnmektedir.
Bu nedenle yalnız devrim yasalarını değil, laik demokratik cumhuriyeti tüm kurumları ile çağın gereklerine göre yeniden ve bir kez daha kurmak öncelikli görevdir.  
Kendini ilerici, yurtsever, Kemalist, solcu, devrimci, antiemperyalist, laik, demokrat olarak tanımlayan herkesin “ama”, “fakat” demeden Emperyalizmin taşeronu, “dinci faşist” karakterli siyasal iktidarı uzaklaştırma görevinde iş ve güç birliği yapmaları yaşamsal önemdedir.
Ulusal Eğitim Derneği Isparta Şubesi