HAZİRAN 2012 ADD Genel Merkez Genel Kurulunda, delegelerle “belge”
olarak paylaştığım, daha sonra çok sayıda e-gazetede yayınlanan “AKP FAŞİZMİNİN PANZEHİRİ
KEMALİZM” başlıklı yazımda şu satırlar yer alıyordu.
“Emperyalizmin ve
içimizdeki müttefiklerinin kaçacak köşe aramaya başladıkları Mitingleri
organize eden, başta Kemalistler ve toplumsal muhalefeti örgütleyen öncü
örgütlerin, bir kez daha bu denli yığınsal direnişi harekete geçirememeleri
için gereken önlemleri almayı da unutmadılar. “içimizdeki yedek kuvvetleri ve Truva atları” görevlerini
eksiksiz yerine getirmeleri konusunda uyarıldılar ve harekete geçmeleri
istendi.
Tabanın baskısı ile
bu güne kadar Soros ve AB fonlarından beslenmeyen, Anti-emperyalist, Antifaşist
özünü koruyan Demokratik Kitle örgütlerinin üst yönetimlerine, örgütleri dirençsiz, “uysal- uyumlu” hale dönüştürecek,
geçmişinde ne emperyalistler ve işbirlikçileri, ne de Kemalistlerle bir sorunu
olmayan “parlatılmış” kimlikleri sürdüler. Böylece Kemalist
hareketin stratejik öncelikleri değiştirildi. Faşizme karşı savaşımın aynı
zamanda Emperyalizme karşı savaşım olduğu gerçeği ötelendi. Savaşımın ana merkezi yalnızca laik-Anti laik/AKP baskısına
kaydırıldı.” http://www.1mart2003.com/makale/mahmut-ozyurek/akp-fasizminin-panzehiri-kemalizm/140.html
Bu değerlendirme; o günün koşullarında Kimi demokratik kitle örgütlerinin
yönetimine ardı- ardına getirilen kişilerin ve özellikle ADD Genel Başkanlığına
“parlatılarak” getirilen Tansel
Çölaşan'ın davranış, söz, yazı ve eylemleri üzerine yapılmıştı.
Yanılmış olmayı çok isterdim. Yanılmamışım. Önce;
Haziran 2012 de Toplanan genel kurulda, ADD Tüzüğünde “Genel
Kurulun görev ve yetkileri arasında sayılan” Şube Yönetimlerini “görevden alma” yetkisi
Genel Yönetim Kuruluna bir oldu-bitti ile devredildi.
ADD
Genel Başkanlığına “özel görevli” olarak
getirilen Tansel Çölaşan ve ekibi; Genel hukuk kurallarına- Türk Medeni
Kanununa aykırı olan bu “görevden alma”
yetkisine dayanarak, Kemalist ilkeleri savunan,
Genel yönetimin Kemalizm karşıtı, hukuka aykırı söylem ve eylemlerini “deşifre
eden” şube başkan ve yönetimlerini hemen görevden almaya
başladılar. Bu işlemde kullanılan yöntemler “Silivri
hukukunu” aratmıyordu.
Önce kimin/kimlerin görevlerinden alınacağına
Tansel Çölaşan ve kimi GYK üyelerince karar veriliyor. Sonra görevden alınması
kararlaştıran şube başkan ve yöneticileri hakkında; “gayri ahlaki yöntemlerle”,
Atatürkçü düşünceye karşıtlığı mahkeme kararları ile belgeli kimi karşı
devrimci elamanların yalancı tanıklıklarıyla elde edilen sözde, uydurma deliller üretiliyordu.
Böylece
hazırlanan kumpaslar sonucu görevden alınan şubelerden biri de ADD
Isparta Şubesi Başkanı Mahmut Özyürek ve Onun görevden alınmasına yasal
çerçevede itiraz eden Şube Yönetim Kurulu oldu.
Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şube Yönetimine karşı,
Özel görevli Tansel Çölaşan’ın
tertiplediği, Kemalist kamuoyunda “Ajan-provokatör(KIŞKIRTICI)
olarak bilinen” ADD GYK üyesi ve B. Akdeniz Bölge sorumlusu olan Mehmet
PINAR’ın önemli rol üstlendiği, Isparta’daki Atatürkçülüğü şaibeli
kimilerinin marifeti ile sahneye sürülen kumpas, “yıkım-çökertme” sürecine
karşı; yasal olarak başlattığımız hukuksal süreç devam ediyor.
1- ADD Genel Yönetim ve Disiplin Kurulunun; ADD Isparta şube başkanı
Mahmut ÖZYÜREK’in "ADD üyeliğinden ve şube başkanlığından kesin ihracına"
ilişkin kararlarında, şikayet ve tanıklığını, temel dayanak olarak değerlendirdikleri Hacer ÇİMENLİ; Mahmut ÖZYÜREK 'in şeref ve haysiyetine,
onuruna alenen hakaret suçu nedeniyle, yani "bir kimseye onur, şeref ve
saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden
ya da yakıştırmalarda bulunmak" suçu nedeniyle, Isparta 3. Sulh
Ceza Mahkemesi'nin, 09.04.2013 tarih ve
2013/137 sayılı kararı ile "TCK’nin
125/4 maddesi uyarınca" cezalandırılmıştır.(Ek:2)
2- Hacer Çimenli hakkında açmış olduğumuz tazminat davası karar
aşamasındadır.
3- Yine Tertibi düzenleyen Tansel ÇÖLAŞAN ve ekibine, ADD Isparta
Şube Başkan ve Yöneticilerinin görevlerinden alınmalarını sağlayacak gerçeğe
aykırı belge ve bilgileri, duyumlara dayalı gayri ahlaki, olmamış, olması
olanaksız olayları olmuş gibi aktaran Akdeniz Bölge sorumlusu, GYK üyesi Mehmet
Pınar; “ ISPARTA 2.
SULH CEZA MAHKEMESİNİN; 05.03.2014 TARİH VE 2014/188 Esas sayılı
kararları ile Türk ceza Kanunu 125/1 (Bir kimseye onur, şeref ve
saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden
veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak” ve Türk ceza Kanunu 125/2(Fiilin,
mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi
halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.) Maddeleri gereğince “CAZALANDIRILMASINA” karar verilmiştir.
4- Mehmet PINAR aleyhine ayrıca
tazminat davası açılmış ve dava devam etmektedir. 28.04.2014
MAHMUT ÖZYÜREK