Danıştay 8. Dairesi, “Türk Milleti” adına Andımız’la
ilgili 18 Şubat 2011’de, 982 nolu şu kararı verdi:
“Anayasa’
nın 66. maddesinde, Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile
bağlı olan herkes Türktür, hükmüne yer verilmiştir. ‘Türk’
kelimesi bir ırkın değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları
içerisinde yaşayan dili, ırkı, rengi, cinsiyeti, siyasi
düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi ne olursa olsun tüm
vatandaşların bir araya gelerek oluşturdukları ve herkesi
kapsayan ve kucaklayan milletin ortak adıdır. Aksi yöndeki
davacı iddialarına itibar edilmemiştir. Nitekim
anayasamızda bu hususun vurgulanması bakımından, Türk
Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin herhangi
bir ayrıma tabi tutulmaksızın Türk olduğu belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddine karar
verilmiştir.”
“Yüce değerler var”
Danıştay Savcısı, dava ile ilgili görüşünde, öğrencilerin
bu yüce değerlerle donatılmasında insan haklarına,
Anayasaya, Milli Eğitim Temel Kanunu’na, İlköğretim ve
Eğitim Kanunu’na aykırı bir durum olmadığını belirtti ve
şöyle dedi:
“Dünyadaki tüm medeni uluslar, kendi vatandaşlarına,
insanlık değerlerini, vatan ve ulus sevgisini öğretmekte.
Bu çerçevede, Öğrenci Andı’nın her gün, Türkiye
Cumhuriyeti’nin sınırları içinde bulunan bütün ilköğretim
okullarında, yabancı uyruklu öğrenciler kapsam dışında
tutularak, okutulmasının Türk ilköğretim sisteminin bir
parçası olarak değerlendirilmesi gerekir.”
“Irkçılık yapılmıyor”
Davacı kişinin, Öğrenci Andı’nın Türk ırkını esas aldığı ve
zorla okutulduğu yolundaki iddialarına karşılık, Danıştay
Savcısı görüşünü mahkemeye şöyle yansıttı:
“Oysa, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve Türkiye sınırları
içinde yaşayan halka Türk Milleti denilir. ‘Türk’ ve ‘Türk
Milleti’ ifadeleri belli bir ırkı tanımlamaz. Bu nedenle,
davacının ırk esasına dayanan bu hatalı söylemi, insanlık
değerleri dikkate alındığında ve Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası’nın ‘Kanun önünde eşitlik’ başlıklı 10.
maddesindeki herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi
düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğuna ilişkin
ilkeler çerçevesinde kabul edilemez niteliktedir. Davanın
reddi gerektiği düşünülmektedir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder