Atatürkçülük ya da Kemalizm; tam bağımsızlıktan yana, antiemperyalist, ulusalcı, laik ve halkçı-devletçi çizgisiyle ilerici-toplumcu bir modeldir. Kamu yararı içeren “Altı Ok” simgeli, evrensel nitelikli Cumhuriyet ve devrim ideolojisidir. Tarihsel seyirde, yakın öğretiler üzerinde farklı yorumlarla yükselerek, ‘kendisine özgü’ ideolojik kimliğe ulaşmıştır.
(Cumhuriyet Gazetesi: 5 Ekim 2013) ______________________________________
İdeoloji sözcüğü; felsefe, ekonomi ve sosyolojide değişik anlamlarda kullanılmışsa da siyasal bir yüklendirmeyle; ‘kurallaşmış düşünsellik’ karşılığı alır. Filozof Traccy’nin tanımı baskın görüştür: “İdeoloji; düşünceleri etkileyen bilimsellikle, toplumsal yararlı tutumların zincirlenerek düzenlenmesidir”. İdeoloji; politik, sosyo-ekonomik, kültürel, hukuksal, estetik, moral, deneyimsel ve maddesel değerler içermelidir.‘Öğreti’den ayrılmalıdır. Öğreti yani doktrin; bilim ve felsefede, toplumcu görüşün oluşturulması için saptanan sistemli ilkelerin safhalaşmasıdır. O hâlde ideoloji; kamu yararlı, bilimsel öğretilere tümden ulaşan, kurallaşmış siyasal düşüncelerin somut düzenidir.
İdeolojideki; düşünyapı, bilimsel ve akla
dayalı tasarımlarla kesinleşmiş öğeler, gelişigüzel kullanımlara hedef olmamalıdır.’İdeoloji’
olarak öne sürülen kapitalizm ve merkantilizmin, liberalizm perdeli sunuları, emperyalist
dışa vurumlardır. Ekonomist Dengelidge:
“Liberalizm, kapitalizmin merkez bankası
ve iktisadi suçlara özgürlüğüdür” der. Kapitalist cebri aygıtsallık olan
Faşizm, yıllarca ideoloji sayılmıştır. Siyaset bilimci Duverger’e göre;”Faşizm, bir
ideoloji değildir; çünkü efsanelerle içli-dışlı olan kapitalist sistemin
uygulaması ve liberalizmin ayağıdır”
“Büyük
burjuvaziye devletçe mali destek verilmesini” öneren ve koloni edinmeyle değerli
madenlere ulaşarak sermaye birikimi öğütleyen görüş ‘Merkantilizm’dir. Merkantilizm’in, Adam Smith eliyle biçimlenen:
”Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” sloganlı kapitalist ekonomi açı; büyümenin, piyasa mekanizmalarına ilişkin kılınmasıdır.
Öyleyse hepsi; kamu yararından yoksun, ‘ekonomik-politik’
kâr modelleridir. ‘Marksizm’ ise
bilim, akıl ve kamu yararı açısından bir ideolojidir. Çünkü ;”İnsanlığın kurtuluşu” teorisine dayanan,
deneyimlerden sonuçlar çıkaran siyasal, sosyo-ekonomik ve felsefi bütünlük taşımaktadır.
Marksizm de önceki toplumcu öğretilerden etkilenmiştir.
Atatürkçülük:
Kamu
yararlı özgün düzenlemedir.”Biz, bizi
yutmak isteyen kapitalizme ve bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı bir
meslek izleyenleriz” ilkesi, asli kurucu iradenin temel beyanıdır (*).1937’de
Atatürk tarafından kaleme alınan el
yazılı ifade, ideolojik “Kemalizm” sözcük
ve ilkelerini içermektedir (**). Her iki sözcük de özdeştir. Kemalist düşünce, “Altı Ok” açılımında; Cumhuriyetçi, ulusalcı,
halkçı, devletçi, laik ve devrimcidir. Anahtar ilke, “sürekli” devrimciliktir. Önceki sosyo-ekonomik gelişmelerden esinlenen
ama bağımsız bir özgünlüğe ulaşabilen karakterdedir. Totaliterlikten uzak ve çoğulcudur.
Sömürülmüş insanlığın ulusal demokratik devrimlerini ayağa kaldıran özdedir.
1925
ve 1930’lardaki “Terakkiperver
Cumhuriyet” ve “Serbest”
partilerden biri iç isyanlar ve suikastlara, diğeri kargaşalara koşmamış mıdır?
Birisi mahkemece kapatılırken öteki kendisini dağıtmamış mıdır? Yasal olanağa
karşın, rejimin devrimci ruhundan çekinilerek karşıt partiler yoksa sorumluluk
nerededir? 1945’de çok partili yeni ortam hazırlanmamış mıdır? Bunlar ve
uzantılarının, halkçı demokrasideki payları neler olmuştur?
Atatürkçülük; güçlü kamu girişimciliği öncülüğünde; eğitim, hukuk,
sağlık, çalışma ve barınma yaşamını iyileştirmek isteyen yaklaşımdır. 1936’daki
İş yasasıyla, toplum düzenini emeğe ve hukuka dayandırmak isteyen yapı
önemsenir.“Ülke ekonomisini devletin
eline bırakan” bir anlayışı giderek kesinleştirir(***). Cumhuriyet
tarihinin %9’luk en yüksek ekonomik büyüme hızı, İnönü hükümetlerinin 5 yıllık kalkınma planlarında halkçı-devletçi başarının
göstergesi olur.
Kemalizm,
ezilen bir halkın koşullarından doğar. Ülke sevgisi, ağırlıklı dil, tarihsel yaşam
ve kültür ortaklığının iç-içe geçmiş köklerini, üniter potada kaynaştırmak amaçlıdır.
Tasa ve kıvanç bileşkesi, bütüncül toplumcu ahlakla birlikte üstte tutulur. Egemenlik
hakkı sahibi ulusa kanat geren ilerici devlet yaklaşımı vardır. Devrimcilik, kökten
değişimci ideolojik rehber, ulusçuluk; tam bağımsızlığı öngören, şovenizm dışı yurtseverliktir.
”Cumhuriyet’i kuran halkın, ulus olduğu”
temel görüştür. Laiklik ise vicdan özgürlüğünün yanı sıra, evrensel değerli ilişkiler
ölçütüdür.
1937’de Anayasa’ya ‘yaşamsal uzlaşma’ olarak yerleşen “Altı Ok” olgusu, özgün ve benzersiz bir
düzenlemedir. Bu olgu etrafında; liberal, şoven, teokratik ve ayırımcı
zihniyetin karşısına çıkılması şimdilerin acil durumudur. “Lozan” esasında, emperyalist siyasetlere karşıtlıkla NATO’dan çekilmelidir.
Çokuluslu şirketlere tanınan kapitülasyonları, sömürüyü, talancı özelleştirmeyi,
sendikasızlaştırmayı, delinen eğitim birliğini reddetmelidir. Sahte soykırım
savlarına karşı sessizliği ve stratejik uyduculuğu terk etmelidir.Kişilikli, barışçı
ve laik uluslararası politikalar üretilmelidir. Kıbrıs, ulusal dava
sayılmalıdır.
Kemalizm,
Asya-Afrika halklarının sömürgeciliğe karşı direncindeki kalıcı etkidir. Güney Amerika’daki
kamuya yararlı işlerin esin kaynağıdır. Günümüzde Karayipler’den, Venezuella’ya
uzanan halkçı-devletçi projeler,“Kemal
Atatürk” levhalı sosyal fabrikalardadır. Lenin’den Cinnah ve Castro’ya, Chavez’den
Nkrumah’a, Mao ve Nehru’ya kadar övgüler, Atatürkçü düşünce ve uygulamalar için
dile getirilmiştir.
Sonuç:
Özgün bir ideolojik karakter halk egemenliğini
öngörerek, ülkenin ‘ulus-devlet’ kimlikli dirlik ve esenliğini; yönetsel, sosyo-ekonomik
ve kültürel açılardan sağlayabilecek seçenektir. M.E. Bozkurt’un deyişiyle: “Anadolu İhtilâli’nin verileri, ‘Altı Ok’ içindedir. Buna Kemalizm
diyoruz”.
------------------------------ -
(*)
Yol, yöntem (1922).
(**) CHP Kurultay prog. haz.(1937)
(***) Atatürk (1937)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder