18 Eylül 2016 Pazar

Yeni Öğretim Yılı Fırsat Olsun




Okulları açmak ve kapatmak izafidir. Öğretime ara verilse de milli eğitim tatil yapmaz. Her karne dönemi yaptığımız değerlendirmeler, okul açılmadan önce dile getirdiğimiz temenniler de geleneğimiz. Bu geleneği bozacak denli sarsıcı bir yaz geçirdik. 15 Temmuz 2016, ülkemiz rejimine yönelik bir darbe girişimiydi, eğitimimiz içinse gerçek bir darbe etkisi yarattı. Tozu dumanı içinde açıyoruz okulları.

Yanlışsa devirmek, yeniden inşa etmek gerekir. Liyakatten ve laiklikten uzaklaşmak yanlıştı. Eğitim şuralarımıza Abant Platformlarıyla ayar çekmek, yurt dışı eğitimini cemaat okulları taşeronluğunda yürütmek, rektöründen hizmetlisine eğitimin kadrolarında cemaatten olanı tercih etmek, sınav sorularını servis etmek, sınavda yenemeyenler için mülakat torpili getirmek…. Yanlıştı. Mutlaka devrilmesi gereken yanlışlar bunlar.

Terörist yapılar, paralel cemaatler, siyasi cemiyetler... eğitim kurumlarımızla, öğretmenlerimizle anılmaması gereken yapılar. Bireysel farklılıklarımızı sınıfın kapısında bırakmamız, bize emanet edilen evlatları öğretmenlik sorumluluğu ile kucaklamamız, bilgiyle donatmamız gerek. Bu öğretim yılına başlarken akademik başarıdan çok eğitim güvenliğini, eğitimcinin liyakatini konuşuyor olmak, eğitimi nasıl vereceğimizi düşünüyor olmak ne kadar da acı.

15 Temmuzdan sonra devlet memurluğundan atılan ve açığa alınan eğitimcileri konuşurken, öğretmen ve akademisyen gözüyle değerlendirdik. Hukuki açıdan baktık, hizmet verdikleri öğrenciler açısından değerlendirmedik.

Örgün eğitim veren fakültelerde ders seçemeyen (hoca bulamayan) öğrenciler uzaktan eğitime düşey geçti mesela. Akademisyen saksıda ve üç günde yetişmiyor. Üç günde HOCA edilenleri de bilmekle beraber. Açılması bir heves onlarca üniversite tabeladan ibaret kaldı. Atılan bilim insanlarının hangisi terörist, hangisi kurban bilen beri gelsin. Yurt hizmetinin cemaatlere ihale edilmesinin bedelini de açıkta kalan öğrencilerimiz ödüyor an itibari ile.

Nüfusumuzun yarısı veli ya da öğrenci. Onlar üzerindeki meslekten uzaklaştırılmış ya da açığa alınmış TERÖRİST ÖĞRETMEN algısıyla kayıptayız. Sınıfa giren her öğretmen “acaba” algısıyla karşılanacak, mesleğimize duyulan toplumsal güven derinden sarsıldı. Öğretmenini taparcasına seven öğrencinin duyacağı yoksunluk da devlete beslediği sevgiyi, güveni eksiltecek kuşkusuz. Olağan bir tayinde bile incinen yürekler, öğretmenlerinin suçluluğuna ikna edilmiş değil. Eğitim hizmeti alan taraf için on binlerce öğretmen bir an vardı, bir an yok oldu. Yargılanmadılar, soruşturulmadılar, sınıflarından alındılar, algı bu. Sınıfta asla olmaması gereken teröristi, banka veya sendika tercihi ile “aldanmış” olandan ayırt etmek için şeklen de olsa bir soruşturma yürütmüş olsaydınız keşke. Yarın öğrencilerine söyleyecek bir açıklamamız, bir de özrünüz olurdu. Sınıfa kimin gireceğini belirleyen, sınıftaki suçludan da sorumludur sonuçta. Daha da vahimi, uzayabilecek yargı süreçleri sonunda TERÖRİST olanların da aklanabilecek olması. Devlete paralel tuzaklar kuranların, ulusal veya uluslararası hukuk marifetiyle yeniden “göreve” dönebilecekleri, hatta tazminat alabilecekleri ihtimaliyle ürperiyoruz. Bu ana kadar yapılmayan, bundan sonra yapılabilir. Komisyonlar marifetiyle suç tescillenir, masum ayıklanır umuyoruz.

Bir hengameyle kapatılan özel okulların kimisi “pardon” denerek açıldı ama giden öğrencisi temelli gitti. Temelli kapatılan özel okullar yeni öğretim yılında derslik açığımıza deva olacak mı derken ya satılıklar yahut imam hatip okulu oldular, ihtiyaca bakılmadan, sorgusuz sualsiz. Yalnızca ekmek derdinde özel okulda çalışan binlerce öğretmenin lisansı kül oldu, uçtu. Yarın sıralarda olması gereken milyonlarca ders kitabı cemaat bağlantısı “keşfedildiği için” artık çöp, yenileri basılacak. Sendikal yasaya güvenip yasal eylem yapıyorum sanan binlerce öğretmen açıkta. Bir kısmı “sınıf boş kalmasın” hesabıyla eğitim yılını açacak. Neden açığa alındığı, nasıl göreve iade edildiği açıklamaya muhtaç…

Bir milyondan fazla öğrencinin öğretmensiz olarak başlayacağı “yeni” öğretim yılı, geçmiş hiçbir yıla benzemiyor. Darbelerin yıkamadığı devletimizi eğitim yoluyla yeniden şahlandıracaksak; yanlışı, yamuğu, eğriyi devirelim gitsin. Varsın tozu dumana karışsın, yenisini ve dosdoğrusunu BİRLİKTE inşa etmek için bir eğitim yılı feda olsun. Ayıklanalım ama önce AYIKALIM. Benzer yanlışları yaparak yeni doğrular inşa edemeyiz.

Anadolu Eğitim Sendikası, hiçbir cemaat, hiçbir siyasi cemiyet etkisinde olmadan ÖĞRETMEN ODALARININ hür sesini, enerjisini sürdürülebilir bir eğitim politikası için vakfetmeye hazır. Darbecilerin “eğitilerek” devşirildiğini tecrübe etmişken, darbelerle ancak EĞİTİM yoluyla mücadele edebileceğimizi öğrenmiş olmalıyız. Neslimizin ihtiyacı olan nitelikli bilimsel eğitimi, nitelikli ve kadrolu öğretmenlerle verebiliriz. Her iki unsuru da buluşturabildiğimiz, mucize gibi bir öğretim yılı dileyelim. İyi düşünelim, iyiyi hayal edelim, iyi olsun. 2016-2017 Öğretim Yılı, sorunları doğru teşhis edip birlikte çözdüğümüz bir fırsat yılı olsun…

Cansel GÜVEN
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder