Özgürleşin sevgili
dostlarım, klişelerle düşünmekten kurtulun.
24 Kasım da
öğretmenlerin günüdür 5 Ekim de. 16 Mart da öğretmenlerin günüdür 17 Nisan’da.
23 Nisan da öğretmenlerin günüdür 19 Mayıs da… Daha sıralayayım mı?
Öğretmenlerin zorlu
görevleri varken nerelere takılıyorsunuz bir düşünün. Horoz dövüşü değil bu. Koskoca
bir tarih, bize öğretmeye devam ederken, “benden örnek alın, benden ders
çıkarın” derken siz yaşadığımız gerçeği bir tarafa bırakarak tarihin çöplüğüne
gömülmüş, kokuşmuş bir uğursuz döneme takılıp kalıyorsunuz.
Böyle uğursuz
dönemlerimiz çok bizim. Asıl olan, o bataklıklarda fışkıran güzellikleri
sahiplenebilmektir. 17 Nisan 1940 sevinci; 40’lı yılların amansız karanlığında
doğmadı mı? Onu da “tek parti diktatörlüğü getirdi” diye yadsıyın bari; o
görkemli Köy Enstitüleri efsanemizi; bir ışığımızı daha söndürün.
Gerçeğin devrimci
olduğunu, gerçek istediği kadar bize göre yanlış olsun, o yanlışlıkların
üstesinden gelme fırsatı verdiği için devrimci olduğunu unutmayalım. Gerçeği
doğru algılayarak, ondan çıkaracağımız sonuçlarla, edineceğimiz bilgilerle gerçeği
doğruya yönlendirmek için çabalamaktır doğru olan. Çünkü gerçeği
kabullenmezseniz, hayatı hayallerinizle algılamaya, anlamaya çalışırsanız doğal
olarak ona uygun çözüm arayışınız olur ve gittiğiniz yer de düş kırıklığıdır
kesinlikle.
Gerçeğin sahnesinde
yaşananları, olayları, oyuncuları, nesneleri, figüranları, olayların arkasını
görmek size kalmış, aklınıza.
Gerçekten uzaklaşınca
gideceğiniz yer, 12 Eylül’den hesap sorma zavallılığının komedisinin peşine
düşmek olur. Bunun da çok örneğini gösterdi bize yakın tarih ve gerçek: “Yetmez
ama…” “…kandırıldık…”
Yine de yolunuz açık
ola, tasarlanan yeni anayasa 12 Eylül’ün ürünü diye 24 Kasım’ı kaldırınca
alkışlayın emi… Ama onu alkışlarken nelerin köküne kibrit suyu ekildiğini de
alkışlayacaksınız, unutmayın. Anımsatayım dedim hani, anayasa oylamasında da bu
adamlar 12 Eylül’den hesap soruyor saflığıyla var olan görece hukukun bile
katledilmesi alkışlanmıştı.
24 Kasım bir gerçek,
üstelik Atatürk adına Atatürk’ün devrimci Cumhuriyetini yok edenlerin kullanmaya
çalıştığı bir gerçek. Siz 24 Kasımı yok
sayarken özgürlük düşmanlarının oyununa gelmiş olduğunuzu hâlâ fark edemediniz
mi? Gerçeği yok sayarak devrimci olamazsınız; o gerçek ki toprağımızdan
bilgisizliğin kökünü kazımayı amaçlayan, o günlere göre çok önemli, çok değerli
olan Millet Mekteplerinin Mustafa Kemal Atatürk’ü başöğretmen kabul etmesidir.
Şükran ona.
Öner YAĞCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder