Norveç’in yetiştirdiği en
önemli edebiyatçılardan biriydi. Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya
gelmiş, çok sıkıntılı bir gençlik yaşamıştı.
İşsizliğin, açlığın ne
olduğunu daha küçük yaşta öğrenmişti. Ezen ile ezileni görmüştü.
Edebiyata da meraklıydı.
Bir kaç kitap denemesi oldu ama başarısızdı.
Sonra gerçeği yazdı.
Yaşadıklarını, yaşananları yazdı.
Kitabının adı, “Alık”tı.
Büyük yankı yaptı…
Açlık romanıyla ünlendi.
Ardından Göçebe, Gizemler, Dünya Nimeti kitapları yok sattı.
1920 yılında yılında Nobel
Edebiyat Ödülü’nü kazandı.
Norveç’in en sevilen ve
okunan yazarlarından biri oldu.
Ünü Norveç’i aşmış,
dünyaca tanınan bir yazar olmuştu.
Ancak… 1930’larda
ülkesindeki faşist partiye katıldı.
1. Dünya Savaşı’nda
Norveç’in işgali sırasında faşist Almanları destekledi.
Norveç hükümetinin Nazilere
teslim olması için kampanya yaptı.
Hitler’i öven yazılar
yazdı. İşgal sırasında hep Nazilerle birlikte oldu.
Kazandığı Nobel ödülünü
Hitler’e armağan etti. Halkını sattı.
Norveçliler onu hayal
kırıklığıyla izledi.
Yıllar sonra savaş bitip
Almanlar Norveç’ten çekilince tutuklandı.
Yaşı ileri olduğu için
para cezasıyla kurtuldu.
Ama Norveç halkından
kurtulamadı.
Norveçliler, kendilerine
ihanet eden bu yazara hiç bir şey söylemedi.
Tek kelime etmediler.
Ne bir protesto.
Ne bir yazı.
Ne saldırı.
Ama bir gün evinin önüne
bir genç kız gelip onun kitaplarını bıraktı..
Biraz sonra yaşlı bir adam
geldi ve o da kitapları bıraktı.
Derken insanlar
ellerindeki kitaplarıyla akın akın gelmeye başladılar.
O bütün bunları
penceresinden izliyordu.
Oslo’lular çıt çıkarmadan,
en ufak bir tepki vermeden sakince kitapları bırakıyordu.
Birinci günün sonunda
kitaplar koskoca bir yığın ediyordu artık.
Ertesi gün aynı durum
devam etti.
Kitap yığını büyüdükçe,
Norveç’e ihanet etmiş olan yazar küçüldükçe, küçüldü.
66 yıl önce böylesine bir
kış gününde banyosunda ölü bulundu.
Yüzünde acı bir pişmanlık
vardı.
Halkına ihanetin bedeli
ağır olmuştu.
Tarih seni unutmuyor Knut
Hamson.
Zülfü Livaneli//Vatan
yazısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder