Küreselleşme
adı verilen emperyalist yağmacılığın, IMF ve Dünya Bankasının “yeniden
yapılanma” adıyla tüm bağımlı ülkelerin önüne olmazsa olmaz koşul olarak
koyduğu özelleştirmelerin Türkiye temsilcisi,
Cumhuriyetin
ekonomik alt yapısının temellerini çökertme tezgâhının mimarlarından,
Emeğin
değersizleştirilmesi, emekçinin açlığa, yoksulluğa mahkûm olmasının, emek
örgütlerinin işlevsiz kılınmasının gözü kara savunmanı, yağma ve yolsuzluk
uzmanı,
SEKA İÇİN "Stratejik yer imiş.
Ne stratejisi, önemli olan müşteri bulmak. Müşteri gece gelsin, pijamayla
çıkarım karşılarına. Seviyorum bu işleri arkadaş,
ŞEKER
FABRİKALARI İÇİN "Kâr edeni de, zarar edeni de
satacağız!"
TEKEL İÇİN "Babalar gibi
satarız!"
PETKİM İÇİN ''Ülkenin işgal altına
girdiğini söylüyorlar. Gelsinler işgal etsinler!"
TÜPRAŞ İÇİN “Parayı veren düdüğü Çalar. TÜPRAŞI Ruslara satar mısın, diyorlar.
Satarım arkadaş"
LİMANLAR İÇİN “Ne banka bırakacağız, ne fabrika, Ne de işletme. Liman da
bırakmayacağız. Hepsini satacağız!"
SÜMERBANK İÇİN; “Sümerbank tarihten siliniyor. Elinde bir şey kalmadığı için
ismini de kaldırıyoruz." Diyen AKP’nin
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarihten silmeye çalıştığı Cumhuriyet kurumlarını,
kurucularını silemedi, kendi silindi gitti.
Dilerim yağma
ve yolsuzlukları birlikte yürüttüğü yol arkadaşları bu ölümden ders alırlar…
Pazarlamacı Unakıtan
ve yolsuzluklarını bir kez daha anımsayalım/anımsatalım. 13 Ekim 2016
Mahmut ÖZYÜREK
UMUT AKPINAR
-ANF
İZMİR - Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan'ın adı yine yolsuzluk iddialarına karıştı. Her türlü
kazancı mubah gören anlayışıyla herkesi şaşkına çeviren Unakıtan, bu kez de
TEKEL'e kiralanmak istenen makinaları bedelinin çok üstünde göstererek haksız
kazanç sağlamakla suçlanıyor.
Gümrük Teftiş
Kurulu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlunun da adının karıştığı Tekel'e
kiralanmak istenen makinelerin gerçek değerinden 5,7 milyon Euro fazla
bedelle Türk gümrüğüne bildirildiğini saptadı. İthalatçı firmanın bulunduğu
İspanya'da ise gümrük idaresine makinelerin değerinin 3,9 milyon Euro olarak
beyan edildiği anlaşıldı.
Makinelerin 5,7
milyon Euro fazlasıyla fatura edilmesinin "fahiş bedelle Tekel'e
satılma iddiasını" güçlendirdiği belirtildi. Söz konusu makinelerin
kiralanmasına ilişkin sözleşmeye Maliye Bakanı Kemal Unakıtan onay vermişti. Bu
onayın ertesi günü de Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan'ın sahibi olduğu AB
Gıda AŞ'de "santral görevlisi" olarak çalışan Sedat Güngörmüş'e
kiralama işini alan şirketten 30 bin dolar havale yapılmıştı. Güngörmüş, parayı
alarak Unakıtanların şirketinin muhasebe müdürüne teslim ettiğini söylemişti. Hazine
Baş kontrolörü Uğur Katar da konuya ilişkin hazırladığı raporda, oğul
Unakıtan'ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında ihaleye fesattan dava
açılmasını istemişti.
ERDOĞAN
DESTEĞİNİ ESİRGEMİYOR
Hakkında
sayısız yolsuzluk iddiası olan Unakıtan'a Başbakan Tayyip Erdoğan her koşulda
sahip çıkıyor. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında bugüne kadar çıkan
yolsuzluk iddiaları henüz hukuki anlamda bir karşılık bulmazken, aile
şirketlerine her geçen gün yenisini eklemesi gözlerden kaçmıyor.
YOLSUZLUK
YAPMADAN DURAMIYOR
Galataport ve
Kuşadası limanlarıyla ilgili tartışmalı ihaleler, işadamı Sami Ofer ile ihale
öncesinde görüşmesi, şirketlerinin aftan yararlanması gibi pek çok konuda
tartışmalara neden olan Unakıtan yeni vukuatlar la gündemdeki yerini koruyor.
Geçtiğimiz aylarda malvarlığı ve kaçak villa konularında gündeme gelen
Unakıtan'ın yolsuzluklarını hatırlamakta fayda var.
YAPTIĞI
YOLSUZLUĞU SAHİPLENİYOR
Galataport
İhalesi: Özelleştirme İdaresi'ne bağlı
Türkiye Denizcilik İşletmeleri (TDİ), Karaköy-Salıpazarı mevkiindeki 1,2
kilometrelik rıhtım ve sahil şeridinin kurvaziyer liman, oteller, alışveriş
merkezleri ve konut yapılmak üzere 49 yıllığına yap-işlet-devret (YİD)
ihalesine çıkardı. Türkiye limandan yılda 4 milyon Euro (49 yılda 196 milyon Euro)
kazanırken yapılacak projeye Ofer-Kutman ortaklığının verdiği 3,5 milyar Euro’
lük teklifin bugünkü değeri de 193 milyon Euro’ya geliyor. Unakıtan, projenin
başından sonuna kadar arkasında durdu.
İHALEYE
GİRMEDEN ÖNCE UNAKITAN'LA GÖRÜŞ!
Kuşadası
Limanı: Özelleştirme İdaresi'nin 2003
yılında yaptığı ihalede, İhale Komisyonu, TDİ'ye ait Kuşadası Limanı'nın
işletme hakkının en yüksek teklifi veren Limaş AŞ'ye verilmesine, bu şirketin
yükümlülüklerini yerine getirememesi durumunda ise teminatın gelir
kaydedilmesine karar verdi. İhale komisyonu bu hususları aralarında Unakıtan'ın
da bulunduğu Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) onayına sundu.
ÖYK, daha önce
görülmemiş bir yöntemle, limanın işletme hakkının, LİMAŞ'ın yükümlülüklerini
yerine getirememesi durumunda, ihalede ikinci sırada gelen, ama komisyon
kararında yer almayan Ofer-Kutman ortaklığındaki Royal Carribean ortak girişim
grubuna verilmesine karar verdi. İhale başladıktan sonra ÖYK üyeliğine atanan
Unakıtan'ın, bu süreçte Ofer'ler ile görüştükleri iddia edildi. Unakıtan bu
iddiaları yalanladı. LİMAŞ ödemeyi ''yapamayınca'' Kuşadası Limanı'nın kullanım
hakkını, sözleşmeye göre Ege Denizi'nin kullanım hakkıyla beraber Ofer-Kutman
ortaklığı aldı.
İHALESİZ
SATIŞLAR YAPTI
TÜPRAŞ'ın yüzde
14.76'sının satışı: Unakıtan'a bağlı olan Özelleştirme İdaresi, TÜPRAŞ'ın yüzde
14.76'sını, kamuya açıklanmayan bir ÖYK kararına dayanarak piyasa değerinin
yüzde 8 altına, ihalesiz bir şekilde başka hiçbir aracı kurumdan teklif
almadan, Kutman'ın sahibi olduğu Global Menkul Değerler aracılığıyla Sami Ofer'
in şirketlerine sattı.
Satışın
gerçekleşmesi için Sami Ofer'in oğlu Eyal Ofer 'in, Mehmet Kutman ile Maliye
Bakanı Unakıtan'la makamında 28 Şubat'ı 1 Mart'a bağlayan gece yarısı saat
02.00'de görüştüğü ileri sürüldü. Maliye Bakanı bu iddiaları kabul etmedi.
Resmi kayıtlara göre satış, Global Menkul Değerler’ in 28 Şubat'ta Özelleştirme
İdaresi'ne başvurması üzerine, aynı gün içinde ''olur'' çıkartılıp idarenin
borsadaki aracı kurumu İş Yatırım'a emir vermesi ile 4 Mart 2005'te
gerçekleştirildi. Fiyatın artmasıyla Ofer grubu 446 milyon dolarlık satıştan 6
ayda 390 milyon dolar kâr etti.
OĞLUDA BABASINA
ÇEKMİŞ...
Unakıtan'ın
oğlu: Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan, sahip olduğu AB
Gıda Sanayii aracılığıyla 2003 Ağustos ayında 4 bin ton çerezlik mısırı ithal
etti. Ancak ithalatın hemen ardından alınan iki kararla mısır ithalatından
alınan gümrük vergisi yüzde 35'ten önce yüzde 45'e, sonra da yüzde 70'
çıkarıldı. Düzenlemeyle Abdullah Unakıtan'ın yaklaşık yüzde 40 kâr sağladığı
hesaplandı. Unakıtan'ın oğlunun ithalat yaptığı dönemde 220-230 bin lira olan
mısırın kilosu, vergi oranlarının arttırılmasıyla 310 bin liraya çıktı. Mısır,
Unakıtan'ın söylediği gibi tavuklar için alındıysa Unakıtan'ın oğlunun 2 milyon
tavuk beslemesi gerekiyor.
Unakıtan,
''vergi mahremiyeti'' ilkesi nedeniyle oğlu Abdullah Unakıtan'ın mısır
ithalatına ilişkin ödediği vergi miktarını açıklamaktan kaçınırken iktidara
yakın Yeni Şafak gazetesinin haberine göre CHP'li Baykal'ın şahsi mal varlığını
dost sohbetine konu etmekten kaçınmadı.
YOLSUZLUĞUN HER
TÜRLÜSÜ MEVCUT
Hayali ihracat
ve aflar: Bir dönem yönetim kurulu üyeliğini yaptığı Sakarya Gıda Sanayi ve
Ticaret Anonim Şirketi AŞ vergi affından yararlandı. Yine yönetiminde bulunduğu
BEM Dış Ticaret AŞ, tasfiye halindeyken 1997-2002 yılına dek vergiye tabi
geliri olmadığını bildirdi. Affın yürürlüğe girmesiyle sadece ''gelirim yok'' dediği
1999 yılı için 1 trilyon 11 milyar gelir gösterdi. Şirketi KDV yönünden 3
trilyon 86 milyar liralık matrah artırımında bulundu.
KENDİSİ İÇİN
YASA ÇIKARTTI
2B'de arazisi
çıktı: TBMM'de ''2B'' olarak nitelendirilen orman arazilerinin satışını öngören
anayasa değişikliğiyle ilgili görüşmeler sürerken İstanbul Çavuşbaşı'nda 1.
derece SİT alanı içinde imarsız ve tapusuz 53 dönüm 2B niteliğinde orman
arazisi olduğu ortaya çıktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder