Konu: “Cumhuriyete yönelmiş bir suikast eylemi” 22.12.2015
BASIN AÇIKLAMASI
23 Aralık 1930'da
Cumhuriyet Devrimi'nin temel taşlarını sarsan bir katliamla şehit edilen
öğretmen asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı aramızdan alınışının 85. Yılında bir
kez daha anıyoruz. Emperyalizme karşı henüz bitmemiş ve sürmekte olan Kurtuluş
Savaşı'nın Menemen'deki mevzilerini canı pahasına savunan Kemalist devrimci
Öğretmen-Teğmen Mustafa Fehmi KUBİLAY’I unutmadık- unutmayacağız-
unutturmayacağız.
Kubilay olayı hiç
de abartısız Cumhuriyete yönelmiş bir suikasttır. M. Kemal Atatürk’ün söylemi ile
“Cumhuriyetin
başını kesme eylemidir”. O gün ve bu gün; Emperyalizm, Türk halkının
Cumhuriyet'le birlikte elde ettiği kazanımlara karşı bitmeyen bir saldırı
stratejisi uygulayarak irticai hareketlerin arkasında sinsice yer almıştır.
Bugün, Cumhuriyet
tarihi boyunca Türk Devrimine karşı en kapsamlı, planlı ve örgütlü yürütülen
bir karşı devrim ve emperyalizme teslimiyette sınır tanımayan bir iktidarla yüz
yüzeyiz
Üzülerek belirtelim’
ki AKP iktidarını; softalığa, bilim düşmanlığına, karanlığa, dinci yapılanmaya son 50
yıldır verilen ödünlerin üzerine yapılandırmıştır. Bunun doğal sonucu
olarak Türkiye Cumhuriyeti bugün emperyalist merkezlerin istemleri dışında bağımsız
adım atamayan, laik sistemden kopartılmış, sosyal devlet yapısı İslami cemaat
ve tarikat ağlarına teslim edilmiş, her düzeyde tarikat-cemaat koalisyonları
tarafından yönetilen bir ülke haline getirilmiştir.
Kuşkusuz bu iklimin
yaratılmasında siyasi başarısızlıklarının faturasını utanmazca “emperyalizm
ve gericilik karşısında ödünsüz, kararlı bir devrimci tutum ve duruşun adı olan
Kemalizm’e” keserek, gericilikle uzlaşma yolu arayan “siyaset
tacirlerinin” payı büyüktür.
Eğer bu gün dinci gericilik düzenin temel
direklerinden biri olarak yerini sağlamlaştırmış görünüyorsa, Eğer Emperyalizm
ve gericiliğin yarattığı karanlığa Kubilay örneği mücadele veren Muammer Aksoy,
Mumcu, Kışlalı, Hablemitoğlu, Özbilgin ve daha niceleri katledilmişse, bunda gericilikle
ve gericilerle, gericiliği besleyen ana damar olan emperyalizmle mücadele ve
hesaplaşma yerine, ödün ve işbirliğine
yönelen sözde “Atatürkçü” örgütlenmelerin aymazlığı yadsınamaz.
Gerçekte; Gericilik
ve bölücülükle her uzlaşma girişimi tarihsel olarak irticanın, gericiliğin
kucağına oturmakla, onun bir parçası olmakla sonuçlanmış/sonuçlanmaktadır.
Meksikalı devrimci
Marcos’un söylemi ile “düşmanla
temas, düşmanı teslim almak için değilse, düşmana teslim olmak içindir!”
Kimi sözde Atatürkçü
örgütlenmelerin Kemalizm in içeriğini boşaltarak, antiemperyalist,
devrimci-halkçı özünü yok ederek, reformcu bir laikçi sisteme dönüştürme ve
böylece siyaseten etkisizleştirilmesi gericiliğin önündeki en güçlü direnç noktasının
kırılması ile sonuçlanmıştır.
Özellikle son 15
yıldır Atatürkçülük iddiasındaki kimi siyasal parti ve örgütlenmelerde görülen
bu sapkınlık özünde emperyalizme teslimiyetin üzerini örterek devrime ihanet ve
karşıdevrime hizmet etmektir.
Geldiğimiz bu günde
dinci faşist diktatörlüğe karşı yalnızca savunmaya geçmeye, korumaya,
direnmeye, engel olmaya ve seçim sandıklarıyla durdurmaya indirgenmiş
bir mücadele vererek emperyalist merkezlerden beslenen gericiliği yıkmak artık olanaksızlaşmıştır.
Dinci faşist
diktatörlük karşısında konumlanan tüm güçlerin, siyasal partilerin,
örgütlenmelerin hiçbir bahanenin arkasına sığınmadan “Namus Cephesinde”
mevzilenmeleri, vatan savunmasında saf tutmaları yarınlarımızı aydınlık
kılmanın olmazsa olmaz ön koşuludur. Gün İleri atılmak, AKP’nin sadece bir
temsilcisi olduğu soygun, yağma ve kan üzerine kurulu düzeninin, dinci faşizmin
karşısına çıkma gönüdür.
Türkiye
Cumhuriyeti'ni ve O'nun yüce değerlerini, Atatürk İlke ve devrimlerini korumak
uğruna, canlarını feda etmekten çekinmeyen, başta devrim şehidimiz Kubilay
olmak üzere, tüm şehitlerimizin ölümsüz anıları önünde saygıyla EĞİLİYORUZ.
Işığımız oldular, ışıklar içinde olsunlar.
YÖNETİM KURULU
ADINA : Mahmut ÖZYÜREK
Ulusal
Eğitim Derneği
Isparta
Şube Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder