Sayı :2014/34
Konu:
“MEB’nın Şûra Oyunları
Ve Rennan Pekünlü Olayı” 01.Aralık.2014
BASIN
AÇIKLAMASI
(MEB’nın Şûra
Oyunları Ve Rennan Pekünlü Olayı)
Milli Eğitim Bakanlığınca düzenlenen 19. Milli Eğitim
Şûrası, 2-6 Aralık arası Antalya’da toplanıyor. 5 gün
sürecek
Şûra’nın gündeminde şu başlıkların yer alacağı belirtildi:
1. Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri
2. Öğretmen Niteliğinin Arttırılması
3. Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Artırılması
4. Okul Güvenliği
Bir önceki 18. Milli Eğitim Şûrası’nın
Kızılcahamam’da, şimdikinin de Antalya’da
toplanıyor olması, sonuncusuna dek tümünü Ankara’da toplayan, hatta bu amaçla Ankara’da bir de Şûra Salonu yaptıran Bakanlığın, Şûraları giderek Ankara dışına taşıması anlamlıdır.
toplanıyor olması, sonuncusuna dek tümünü Ankara’da toplayan, hatta bu amaçla Ankara’da bir de Şûra Salonu yaptıran Bakanlığın, Şûraları giderek Ankara dışına taşıması anlamlıdır.
Belirlenen
konularla ilgili komisyonlardan ve çağrılı katılımcılar listesinden bütünüyle
dışlanan eğitimle ilgili demokratik kuruluş, bilim insanı ve akademisyen
çokluğuna bakıldığında; bunun yerine Bakanlığın yan kuruluşu işleviyle görev
yürüten “yandaş” ve sözde “sendika”nın belirlediği gizli gündemlerin görüşülüp
bunlarla ilgili kararların alındığı, uygulandığı bir eğitim yapılanmasıyla,
asıl konuları yukarıda sıralanan sorunlara çözüm bulunması olanaksızdır.
Böyle bir anlayışla yürütülen Şûra çalışmalarından
eğitimle ilgili olumlu sonuçlar beklemenin -bunca deneyimden sonra- saflık
olacağının bilincindeyiz. Dolayısıyla kamuoyunu kandırmaya dönük “oyun içinde
oyun”unun yeni bir aşaması olan 19. Milli Eğitim Şûrası’nın gerçek gündemi,
basına da yansıdığı gibi, karma eğitimin bütünüyle ortadan kaldırılmasıdır.
Cumhuriyet devrimlerinin, bilimselliğin, aydınlanma
düşüncesinin tümüyle kavgalı olan ve 13 yıldır bunların tümünü yok etmek için
yeminle yıkım çalışması yürüten iktidarın ve onun eğitim bakanlığının öğretim
programlarına çağdaş bir içerik kazandırması, ders çizelgelerini
olumsuzluklardan arındırması, eğitim yöneticilerinin niteliğini yükseltmesi, ek
olarak okul güvenliğini sağlama olanağı yoktur. Çünkü bunların tümü için
öncelikle bilimsel akıl ve yöntem sahibi olmak gerekir.
Bakanlığın asıl
işlevini üstlenen dinci vakıf, sendika ve dernekler güdümüne sokulan bir eğitim
anlayışından, bilimsel akıl ve yöntemin gerektirdiği eğitim politikaları
yerine, çıksa çıksa okul öncesinden üniversiteye kadar hurafelerle, bağnazlık
felsefesiyle yoğrulmuş çağdışı, gerici eğitim hedefleri çıkar. Nitekim, bir önceki
Şûra’da görüşülen “öğretmen niteliğinin yükseltilmesi”ne ilişkin tek bir olumlu
adımın atılmaması, tersine, “özgürlük” adına 9 yaşındaki kız çocuğuna türban
takılması uygulamasının devreye sokulması, bu tür Şûraların oyundan, kamuoyunu
aldatmaktan başka bir amaç taşımadığını gösteren yığınla örnekten bir
tanesidir.
Antalya’daki Şûra’dan çıkması beklenen sonuç, karma
eğitime son vermek, din dersleri üzerinden yürütülen dinci ideolojiyi
okulöncesi çocuklarımızın sıralarına dek indirmektir. Ötesi yalandır.
Dört gün önce İzmir’de dört buçuk ay yatmak üzere
hapse konulan Prof. Dr. Rennan Pekünlü ile ilgili hem eğitim hem hukuk cinayeti
de bu anlayışın yeni bir örneğidir. Sayın Pekünlü’yle ilgili yürütülen
Ergenekon-Balyoz benzeri çirkin tuzağın, hukuk maskesi giydirilen tutuklama
kararının altında yatan tutum, yılardır “özgürlük” kılıfıyla eğitim kurumlarını
Ortaçağ çukuruna düşüren tutumdan başkası değildir.
Ülkemizin bilimden, aydınlanmadan yana halkçı güçleri,
bu tür gerici eğitim tuzaklarına ve terörüne birlikte direnmek zorundadır ve
direneceklerdir. Bu anlamda, 19. Milli Eğitim Şûrasından çıkacak çağdışı
kararlara uymamak ve onları geçersiz kılmak için çalışacağımızı, Rennan Pekünlü
hocaya reva görülen cezayı şiddetle kınadığımızı saygıyla duyururuz.
Nazım MUTLU
Genel Başkan
Genel Başkan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder