MEB istatistiklerinin gösterdiği ve seçimler/Onur Seçkin
MEB istatistiklerinin gösterdiği ve seçimler/Onur Seçkin
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 2013-2014 istatistiklerini
geçtiğimiz günlerde açıkladı. Veriler AKP’nin 11 yıllık iktidar döneminde, din
temelli eğitimin ve eğitimde özelleştirmenin geldiği noktayı göstermesi
açısından önemli bilgiler sunuyor. Bu yazıda eğitimin dinselleşmesine ilişkin
kimi noktalara bakacağız.
AKP iktidara geldiğinden bu yana, eğitimi hem içerik olarak,
hem okullardaki eğitim ortamları açısından, hem de merkez örgütlerinden okul
idaresine kadar yönetim açısından dinselleştirme yönünde birçok adım attı. AKP
döneminde yapılanlar, özellikle iki yıl önce adına 4+4+4 denilen sistem,
eğitimde derin bir dinselleştirilmeyi yasal ve kurumsal güvencelere aldı.
MEB’in son istatistikleri, 4+4+4’ün hemen ardından, AKP’nin dindar nesil
yetiştirme hedefiyle imam hatip okullarını nasıl öne çıkardığını gösteriyor.
Verilere göre, 4+4+4 sistemiyle açılan imam hatip
ortaokullarının (İHO) sayısı son iki yılda toplam 1361’e ulaşmış. Bu okulların
946’sı bağımsız olarak, yani başka okulların, bu okullardaki öğrencilerin
okullarından ayrılması pahasına dönüştürülmesiyle açılırken, 415’i de imam
hatip liseleri (İHL) bünyesinde açılmış. Ve iki yılda, yaşları 11-12 olan
toplam 140 bin 15 öğrenci İHO’larda eğitim görmeye başlamış. Diğer taraftan
4+4+4 sistemi başlamadan 537 olan İHL sayısının iki yıl içinde 854’e, öğrenci
sayısının da 268.245’den, 474.096’e çıkması, imam hatiplere lise düzeyinde de
nasıl bir yönlendirme olduğunu ortaya koyuyor. AKP’nin bu okullara kayıtların
artması için, ücretsiz servis olanaklarından yemeğe kadar, ailelere birçok
teşvik sunduğu biliniyor. “İmam hatipler ülkenin göz bebeği olacak” diyerek
okullar arasında ayrımcılık yapan Erdoğan ve AKP bu sözlerin gereğini yerine
getiriyor.
4+4+4 ile ilgili durum sadece imam hatiplerle de sınırlı
değil. Bir taraftan genel eğitimden bu yolla din temelli eğitime açık bir
yönlendirme yapılırken, genel eğitim de zorunlu din dersinin yanına üç tane din
temelli dersin eklenmesi ve bunların binlerce okulda “zorunlu seçmeli” hale
getirilmesiyle imam hatipleştirilmeye çalışılıyor. İlkokullarda dahi mescit
açılmasının gündeme gelmesi, okullarda yapılan dini etkinlikler ve türban gibi
dinsel sembollerin küçük çocukların başında sıradanlaşması, içeriğin yanında
okul ortamlarının da dinselleştiğini gözler önüne seriyor.
Din temelli bilginin temel niteliği, sunulanın kabul edilmesi
esasına dayanır. Bu bilgi sorgulama ve içselleştirme üzerine değil, inançla
kabul üzerine oturur. Hakkında kuşku duyulamaz, dogmatiktir. Bu bilgi bu
anlamda, sorgulanabilen, deneyler yoluyla kanıtlanan ya da çürütülen ve sürekli
yenilenen, test edilen bilimsel bilgi ile çelişir. Eğitim kurumları bunun için
dinsel bilginin değil, bilimsel bilginin öğretildiği yerler olmak durumundadır.
Ancak ne yazık ki, AKP döneminde giderek artan şekilde, okullarda din temelli
bilginin öğretilmesi yaygınlaştırılmakta, bilimsel bilgi eğitim içeriğinden,
bilimsel ortam okullardan giderek uzaklaştırılmaktadır. Bu tablo, sorgulamanın
değil biat etmenin yaygınlaşması anlamına geliyor.
Seçimlerin ardından, savaş suçundan yolsuzluklara ve rüşvete
kadar çeşitli belgelerle ortaya çıkan onca iddiaya rağmen AKP’nin nasıl halen
yüzde 44 civarında oy aldığı sorgulanırken, bu sonuçların özellikle eğitimde
dinselleşmesiyle ilişkisi üzerine de düşünmek gerekiyor. Ipsos adlı şirket,
seçimlerin yapıldığı gün 1383 seçmenle bir araştırma yapmış. Sonuçlara göre AKP
seçmeninin yaklaşık % 80’lik bölümü oy kararlarını 4 ay öncesinden aldıklarını
söylerken, yüzde 75’i ortaya atılan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının,
tercihleri üzerinde etki yaratmadığını, yüzde 20’si ise tercihinin daha da
kuvvetlendiğini söylemiş. AKP seçmeninin yaklaşık yüzde 90’ı ekonominin iyi
yönetildiğini düşünürken, yine aynı oranda kişisel geçimlerinin de yakın
gelecekte daha iyi olacağını düşünüyormuş. Veriler açısından önemli görünen bir
nokta da, ilk defa oy kullanan seçmenlerin yüzde 33’ünün oyunu sandıkta AKP’ye
vermiş olduğunu söylemesi.
AKP 2002’de iktidara geldiğinde ilkokula başlayan ve
bütünüyle AKP’nin biçimlendirdiği tedrisattan geçen gençler 30 Mart seçimlerinde
ilk defa oy kullandılar. Seçim sonuçlarına göre belli ki bu gençlerin de
azımsanmayacak bir bölümü AKP’ye vermişler ilk oylarını. Din temelli bir
formasyonla şekillenmişliğin, din temelli düşüncenin bilimsel düşüncenin önüne
geçmesinin bu tercihle ilişkisini daha fazla düşünmeye ve tartışmaya
ihtiyacımız var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder