Ukrayna ve
Aydınlanma!.. Cem Yağcıoğlu
Ukrayna’da yaşananları
görüyorsunuz; yeni ‘trend’(eğilim) bu!
Bir: hedefteki ülkenin
iktidar ve muhalefeti ele geçirilir, yolsuzluklara bulaştırılır..
İki: çürümüşlüğe ve de
kokuşmuşluğa tepkili olan halk, sahte özgürlük sloganları ile motive edilir..
Üç: sol ve sağ gruplar
ayrıştırılarak kendi içlerinde de bölünerek ‘forum’ adı altında eğlenceli
-faşing- ortamlar yaratılır..
Dört: önceden sıradan
olan adli vakalar, ‘devlet’ in zafiyete uğratılması için provokasyon(kışkırtma)
için kullanılır.. Ve buradan, çökmekte olan yapı, daha da ağır hasar alır ve
halk arasında kutuplaşmalar daha da derinleştirilir.. Kadın ve çocuk ölümleri
istismar edilir!..
Beş: azınlık gruplar ya
da kendilerini azınlık hissedenlerin, ‘ana Yapı’yla olan sorunlarının ‘gündem’
olması sağlanır..
Altı: geçmişteki şaibeli olaylar,
bugünle ilişkili hale getirilir ve halkın belli bir kısmı daha da kışkırtılır..
Yedi: ülkenin gençliği
kendi değerleri üzerinden değil, sözüm-ona ‘evrensel’ değerler üzerinden bir
çalışma içine sokulur ve sokaktaki vatandaş ile ayrıştırılır..
Sekiz: bu tür hareketlenmelerin hükumet
aleyhine ve ancak sahip oldukları ‘devlet’ lehine olmadığını gören evindeki
vatandaş, harekete destek vermez. İşte bu noktada da ‘halk uyuyor’
propagandasıyla kitleler arasında çok daha derin uçurumlar yaratılır..
Dokuz: halkın bir bölümü ‘devlet’
ine sahip çıktığı için, hükumetin yolsuzluklarını onaylamış imajı yayılarak,
ayrışma daha da derinleştirilir. Kutuplar yaratılır..
Dünyanın her yerinde aynı tip ve
aynı sloganlarla ‘özgürlük’ şarkısı okuyan ‘yarı aydın’ kesim, hükumete olan
haklı tepkisinin, aslında o hükumetleri yaratanlarca kullanıldığının farkında
değildir..
Bahçesindeki fareyi etkisiz
kılmak için, yılanların yolunu açtığından habersizdir. Oysa başkalarının
dayattığı ya da ortaya attığı sahte ‘özgürlük’ naraları yerine, kendi ‘özgün’
‘direniş’ hareketini başlatsa..
Fareleri temizlemek için yılana
ihtiyaç olmadığının farkında olacaktır..
İnsanoğlu binlerce yıllık kopyala
yapıştır huyundan vazgeçmediği sürece, aynı trajedileri yaşamaya mahkûmdur..
Koka-kolaya kızıp, pepsi içmek
gibi.. ABD’ye kızıp, Rusya’nın kucağına oturmak
gibi..
Oysa kucak dansı, kişisel
fanteziler için belki uygun olabilir; ancak milletler için vahim sonuçlar
doğurduğu ortadadır! Son örnek Ukrayna! Görmemek
ve de anlamamak için…
Bizde de bundan sonraki süreç çok
farklı olacağa benziyor; bilhassa ‘ulusalcı’ ya da ‘milliyetçi’ tabana oynayan
medya organlarının hükumet karşıtlığını işlerken, yabancı ajanslardan aldığı
desteğe dikkat etmek gerekiyor. AKP'yi ve de Tayyip’i eleştiren ab ve ABD
medyası ve hükumetleri haberlerinin, halkta yarattığı etkiye kayıtsız kalmamak,
olayları iyi tahlil etmek açısından çok önemli.. ABD’nin karşı olduğu bir AKP,
sizce halkta nasıl bir duygu yaratır, kendinizden örnekle çıkın işin içinden.. ‘ters
gard propaganda’.. Tüm oyun bu kurguyla oynanmakta..
Sıradan adam, AB ve ABD’nin son
dönemdeki Tayyip karşıtlığını gördükçe ve bu gözüne sokuldukça, -bahsettiğim
medya tarafından- acaba, deme durumunda kalıyor olabilir mi! bu ‘medya’ bu tip
haberlerin halkta karşılığının böyle olacağını bilmiyor mu? Yoksa bu işin
içinde ‘yeni istihbarat;’ savaşları mı yatıyor!.. ’ters gard propaganda’..
Bizim derdimiz, 28 Şubat’ı
hazırlayanların -ki içinde bugün Atatürkçü bilinen pek çok gazeteci ve aydın
vardır- yeni bir ‘tezgâh’ peşinde olduğunu anlatmak.. O zaman da hatırlarsanız;
Atatürkçü olduklarını sanan belli bir kesim bu ‘tezgâha gelmiş ve hatta ‘Çevik
Bir’ denen NATO’cu bir generali de medyanın gazına gelerek neredeyse
Cumhurbaşkanı ilan edeceklerdi!.. Direkten döndük..
Bu sebepten, bir şeylerin
peşinden giderken, bir amaç için bir araya gelirken ince eleyip sık dokumak
önemlidir; biz bunu yaptığımız için çok eleştiri alıyor olabiliriz, ancak haklı
çıktığımız ortada.. Bunu da kimse inkâr edemez!..
Sahte Atatürkçülerin bize olan saldırılarına alışığız;
önemli olan onların saldırıları değil.. Onların etki alanında kalan ve ancak
iyi-niyetli pek çok kişinin ‘doğru’ olanı görüp ayrışmasını sağlamaktır..
Batı tarzı ‘özgürlük’ eylemleri
belli bir kesimin hoşuna gidiyor olabilir ve hatta eğlenceli de olabilir.. Ancak
Yugoslavya ve Ukrayna örnekleri ortada dururken, sonucun hiç de düşünülen gibi
olmadığı açık ve nettir! Çünkü ‘özgürlük’, ‘diren’, ‘halkların kardeşliği’,
‘benim vücudum, benim kararım’ gibi insani isteklerin ve de taleplerin nasıl
kullanıldığından ziyade, kimler tarafından kullanıldığıdır önemli olan!
Taleplerin ‘insani’ olması; en
başta, niyetin farklı olduğunu anlayanların eleştiri mekanizmasını kırmak için
gereklidir! Yani bir yerlere giden yol önce ‘iyi niyet’ taşlarıyla döşeniyor.. Üzücü
olan taşları döşeyenlerin bundan haberdar olmaması. Taş oraya nasıl geldi,
parasını kim verdi; bunları sorgulamayanların maruz kaldığı son! UKRAYNA!.. En
yakın ve bariz örnek olduğu için tekrarlıyorum..
İki ucu b..lu değnek; aşağı insen
Amerikan demokrasisi! Yukarı çıksan Rusya hegemonyası! Peki, bunun hesabını kim
verecek! Bunları yazıyorum; zira henüz gösteriler son halini almadan
Ukrayna’nın darmaduman olacağını yazmıştım! Ve bölünme daha da parçalanmaya yol
açacaktır, yani bunlar daha iyi günleridir!
Suriye ve Ukrayna birlikte
değerlendirilmeli ve Rusya-ABD ikili sarmalının yenidünyaya hayırlı(!) olması
dileğimle..
Başkalarının aklı ile başkalarının
yöntemleri ile gidebileceğiniz bir yer yok, öncelikle bunu anlamakla başlamalı!
Kuva-i Milliye ruhu bize pek çok ayrıntıyı sunmaktadır, önemli olan günümüze
uyarlamaktır; e ona da biraz kafa patlatalım artık! Yoksa bizim kafamızı
patlatacakları açık!..
Yeni dönemde başımızı ağrıtacak
ve ismiyle-cismiyle ortaya sürülecek olan ‘Avrasya'cılık’, işte yukarıda
anlattığım tablonun bir sonucu olarak karşımıza çıkacaktır. Henüz büyük bir
çoğunluğun bundan haberi yoktur, ancak detaylarını bir başka yazımda açıkça
yazacağım ve uzunca bir zamandır ‘tezgâhlanan oyunun arka planında..
‘Ergenekon’ sürecinin
bağlantıları ve kodları da burada yatmaktadır..
Yeni bir ABD ‘tezgâhı ile karşı
karşıyayız ve kutuplaşmalar bu şekilde sağlanacaktır!
Son olarak, Kılıçdaroğlu’na
yapılan saldırı ile geçmiş olayların bağlantısını ve de kişinin bağlantılarını
iyi irdeleyin ve ulusalcı geçinen medyanın bu bağlantıları nasıl kurguladığına
dikkat ediniz! Ve yeni 28 Şubatlara hazırlıklı olunuz, tabi yeni ve
geliştirilmiş şekilleriyle..
İhanet yol değiştirmedi, ancak yön
ve yöntem değiştirdiği açık, AKP ve cemaat çatışması bunun öncelikli
kanıtıdır.. Ama sizin asıl dikkat etmeniz gereken yine sizden ve
çıkarlarınızdan ‘dem vuran’ medyadır; zira son dönem bu kadar güçlenmeleri
sizce de manidar değil mi! enteresan değil mi! ab ve ABD medyasının borazanlığını
yapıyor olmaları, oradan referans almaları tuhaf değil mi?
Çok değil, azıcık düşünseniz kâfi..
Bugün tüm Türk Milleti, bilinen
ve menşe-i ne olursa olsun tüm medyaca yönlendiriliyor ve herkes kendisine
yakın medya olgusu ile aslında hayatlarının en büyük ‘yanılgı’ sına doğru tek
bir merkezden yolculuğa hazırlanıyor…
Büyük oyunu göremeyenlerin
rezaleti; UKRAYNA ile ortadadır! Aynı ‘yanılgı’ ya düşülmemesi dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder