Sayı :2017/32
Konu: “İnönü hakkındaki yalanlara yanıt.” 25.12.2017
Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI
( İsmet İnönü hakkındaki
yalanlara yanıt)
Batı cephesinin, I. ve II. İnönü
Savaşlarının Muzaffer Komutanı, Mudanya Mütarekesi'nde Türkiye'yi başarıyla
temsil etmiş olan, “Türk milleti aleyhine, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve
Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın çöküşünü”
bildiren Lozan Antlaşması görüşmelerinde insanüstü bir çaba ve başarı gösteren,
Türkiye'yi emperyalist ve sömürücü güçlere kurban etmeyen ve II. Dünya
Savaşı'nın dışında tutmayı başarmış olan, Atatürk'ün Önderliğinde
gerçekleştirilen Türk Devrimi ile Atatürk İlkelerini, yaşamı boyunca, savunmuş olan, 2. Cumhurbaşkanımız M. İsmet
İnönü’nün bedensel varlığının aramızdan ayrılışının 40.yılında bir kez daha
saygı ve minnetle anıyoruz.
Kan ve irfanla kurulan, insanüstü
bir çaba ile yüceltilen Cumhuriyetin kuruca kadrolarına yönelik saldırılar,
cumhuriyet yıkıcılığından sicilli, yağmacı bir kesim tarafından büyük bir
utanmazlık, değerbilmezlik ve bilgisizlikle artarak sürmektedir.
Türk ulusunun gönlünde, yüreğinde,
bilincinde onurlu ve saygın yerini koruyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e
doğrudan saldıramayanlar, İsmet İNÖNÜ üzerinden ad vermeden, akıl almaz
iftiralara Atatürk’e saldırmayı amaçlamaktadırlar.
İsmet İnönü’nün aramızdan
ayrılışının yıldönümünde, Yandaşlığın, yalakalığın, Atatürk ve Cumhuriyet
karşıtlığının pirim yaptığı bu günlerde, İNÖNÜ üzerinden Atatürk’e ve
Cumhuriyet’e yönelik saldırılara, yalanlara, yanlışlara ve yutturmacalara belgelere
dayalı olarak cevap vermek kandırılan ve aldatılan kamuoyuna mümkün olduğu
kadar gerçekleri göstermek öz görevimizi yerine getirmek amacındayız.
YALAN: 1-Din adı altında dinsizliği yaşam
tarzına dönüştüren, dini; çıkar, koltuk, baskı, egemenlik aracı olarak kullanan
maskeli, sinsi dinsizlerin İNÖNÜ ile ilgili yalanlarından en önemlisi, “CHP, Tek Parti ve İnönü döneminde camiler kapatıldı, depo ve hatta
tuvalet yapıldı”
iddiasıdır.
Yanıt: Kutsal patentli bu yalanın
tek dayanağı, şeriatçılığı tescilli bir “Atatürk ve
cumhuriyet düşmanı” olan Mehmet Şevki Eygi’nin, kanıt belge bilgi ve kaynak göstermeksizin
yazdıkları ve söyledikleridir. Evet!
Gerçekten de CHP ve İsmet İnönü, 1939-1946 arasında Türkiye’deki bazı camileri
“depo” yapmış, bu camilerin kapısına “kilit” vurmuş, etrafına “asker” dikmiş ve
bu camileri ibadete kapatmıştır!
İsmet
İnönü, II. Dünya Savaşı’nın devam ettiği 1939-1946 yılları arasında, Türkiye’ye
yönelik muhtemel bir saldırıda, camilerin hedef alınmayacağını düşünerek,
müzelerimizdeki “tarihi” ve “dini” değeri olan eserleri, zarar görmemeleri
için, Anadolu da bazı camilere koydurarak koruma altına almıştır. Örneğin,
Topkapı Sarayı’ndaki “Kutsal
Emanetler”, bu emanetlerle ilgilenen görevlilerle birlikte
Niğde’ye götürülerek, Niğde’deki bazı camilere konulmuştur. Dolayısıyla,
“Kutsal Emanetlerin” bulunduğu bu “cami depolar”, ibadete kapatılmış ve
kapısına kilit vurulup asker dikilmiştir.
Aynı şekilde, Kurtuluş Savaşı’nda Batı Cephesi komutanı
olan İsmet Paşa, Büyük Taarruzdan önce I. ve II. Ordu ile bunlara bağlı
karargâhların barınması için Akşehir ve Konya çevresindeki camiler, hanlar ve
kervansarayları kullanmıştır. Özellikle, kışın bölgede askeri birliklerin
barınması için büyük kışlalar ve misafirhaneler olmadığından bu yola başvurmuştur.
Vatan duygusuna yabancı, din maskesi takmış bu dinsizlerin, “Cami düşmanı”
olmakla suçladıkları Atatürk, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarının “kelle
koltukta” verdikleri o “kutsal mücadele” olmasaydı, 15 Mayıs 1919’da İzmir’e
çıkan çoluk çocuk demeden korkunç bir katliama başlayan Yunanlılar, Anadolu’daki
tüm camileri yakıp yıkacak, ezanları susturacak ve işte o zaman camiler; ahır,
tuvalet, eğlence merkezi yapılacaktı.
İslam'ın
temel ilke ve değerlerine aykırı olarak inşa edilen, ticarî camileri (altlarında
veya yanlarında düzinelerle işyeri ve dükkânın sıralandığı sözde camiler)
üzerinden Allah acını kullanarak yüklü miktarda paralar elde edenlerin, Holdingler şirketler
Kuranların Atatürk ve İnönü’ye camiler üzerinden saldırmaları, İslam’ı İslam'la yok etme siyasetlerinin bir parçası
olduğu akıllardan çıkarılmamalıdır.
YALAN:2-"İsmet İnönü'nün paralardan Atatürk'ün
fotoğraflarını çıkarttırıp kendi fotoğraflarını koydurttu."
Yanıt: Ülkemizin bazı
"ateşli" sözde Atatürkçülerin
de İnönü'ye saldırmalarına dayanak yaptıkları bu konu, “Allah ile aldatanların”, “amaca giden her
yol mubahtır” anlayışı ile “Atatürk’le aldatma” hıyanetine yöneldiklerinin bir
göstergesidir. Yoksa kırmızı görmüş boğa örneği Atatürk e saldıranların, bu
Atatürk sevgileri nereden gelebilir ki?
Evet! İsmet İnönü döneminde
paralardan Atatürk fotoğraflarının çıkartıldığı doğrudur. Ancak paralardan
Atatürk fotoğrafın onun onayıyla çıkarılmış bir kanunun gereğidir
30 Aralık
1925 tarihli 701 sayılı kanun ve 16 Mart 1926 tarihli 3322 sayılı kararname ile
50,100,500 ve 1.000 liralık
banknotların ön yüzünde "reis-i cumhur" hazretlerinin fotoğraflarının
bulunması kararı alınmıştır...Bu kanunların altında bizzat Atatürk'ün
de imzası vardır. 1937'de daha Atatürk hayattayken basımına başlanan "2.sürüm banknotlarda”,
hem Atatürk'ün hem de İnönü'nün fotoğrafları yer almıştır. Atatürk ün ölümü
üzerine sözü edilen kanun gereğince paraların üzerine İnönü nün
resimleri basılmıştır. Daha
sonraları bu yasa değiştirilerek, paraların üzerine Atatürk resimleri bastırılması uygulamasına geri
dönülmüştür. Bu nedenle "İsmet İnönü,
Türk Lirası'ndan Atatürk fotoğrafını çıkardı!" diyenler, “Atatürk’le
Aldatılmanın” tezgâhına düşmüş, büyük bir şaşkınlık, bilgisizlik veya ihanet
içindedirler
YALAN:3-“Cumhurbaşkanı
olarak İsmet İnönü, din kitaplarını yasaklatmıştır.” Yanıt:
Söz konusu kitaplar; Yurttaşlarımızın “Allah ile
aldatma zehrini” daha kolay hazmetsinler
diye, kurdukları Muaviye düzeninde soyguna, zulme din adına katlansınlar diyerek
maskeli dinsizler tarafından piyasaya sürülen ”hurafe” kitaplarıdır. Örneğin” Burdurlu Abidin
Karaaslan’ın “54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası-Türkçe Namaz Sureleri”
kitabında; “soğan ve sarımsağın kabuğunu yakmak”, “ağaç çöpü ile diş
karıştırmak”, “aç iken soğan yemek”, “evde örümcek ağı bırakmak” YOKSULLUK NEDENİ, “Erkek
için ipekli giymek”, “bıyıklarını kesmemek” ise İMANSIZ GİTMEK olarak yorumlanıyor.
Süleyman
Dede, adındaki kişinin yazdığı “din kitabı” ise; “Sarımsaklı yemeği Çinli hiç sevmezdi fakat
ev sahibini de hiç kırmak istemezdi’, ’Bu iş Mustafa’ya doğrusu oldu merak,
acaba 30 lira neden eksik bu tabak” gibi saçmalıklarla doludur. Bu
hurafe ve safsataları din adına savunmak, ancak Allah ile aldatmayı meslek edinmiş,
din maskesi takmış şeytanların işidir.
Bu yazının sınırları içinde
kaynaklara dayalı(Sinan MEYDAN-El-Cevap) olarak birkaç örnek aktarabildik. Bu
örnekler bile, Yalan makinalarının ipliğini pazara çıkarmaya yeterlidir.
Devletin ve ulusun soyulduğu
bugünlerde kör kuruşun hesabını tutan, İsmet İnönü’yü, Cumhuriyet değerleriyle
barışık olmayan, siyasi hayatları süresince mal, mülk, servet peşinde koşan,
hem kendi ceplerini hem de eş, dost ve yandaşlarının ceplerini dolduran,
İsviçre bankalarında gizli hesaplar açtıran, oğula gemicik alan, eşe kuyumcu
dükkânı açan bugünkü din taciri, ahlak yoksunlarının suçlamaya yönelmeleri tam
bir kara mizah örneğidir.
Tek
parti CHP camileri kapattı”
diye sızlananlar neden hiçbir zaman “Tek
parti döneminde açılan Halkevleri ve Köy Enstitülerini DP kapattı. Böylece Türk
aydınlanması büyük bir darbe yedi.” demez? 1951’de DP ve Menderes,
Türkiye’nin dört bir yanındaki 478 Halkevi merkezini, 5000 Halkevi şubesini ve
4000 Halkodasını kapatmıştır. 1954’te de o güne kadar 25.000 öğretmen
yetiştiren Köy Enstitülerini kapatmıştır.
Kağnıyla kamyonu yendiğimiz kurtuluş savaşının Batı
Cephesi Komutanı, Türk'e biçilen emperyalist elbiseyi, yani Sevr’i yırtıp, Türk
ulusun bağımsızlığı ve özgürlüğünün tapu senedi Lozan’ı tüm dünyaya kabul
ettirmedeki katkıları yadsınamayacak değerde olan İsmet İNÖNÜYÜ ölümünün 44.
Yılında bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.
YÖNETİM
KURULU ADINA:
Mahmut ÖZYÜREK
Ulusal
Eğitim Derneği
Isparta Şube Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder