İktidardaki
siyasi partinin devlet olanakları ile propaganda yapmasına izin veren;
bakanların istifa etmeden yerel seçimlere aday olarak katılabileceklerine
ilişkin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı, bundan böyle yapılacak olan
seçimlerin adil, sağlıklı, güvenilir ve şeffaf olarak yapılabilirliğini kuşkulu
hale getirdi.
Seçmen veri
tabanının, YSK tarafından takip edilen bağımsız bir seçmen kütüğü yerine,
İçişleri Bakanlığı'nın üretip güncelleştirdiği ve dış kaynaklardan alınan
verilerle güncellenen bir veri tabanının kullanılmış olması, seçimlerin
tarafsızlığı ile güvenilirliğini tartışmalı hale getirmiştir ve kabul
edilebilir bir durum değildir.
1
milyondan fazla Suriyeli sığınmacıya vatandaşlık statüsü verilerek "seçmen" haline getirilmeleri ise, kabul
edilebilir bir durumdeğildir.
Son
olarak; seçimlerin güvenliğinin, ortakları arasında GAMA ve KUTLUTAŞ
gibi özel şirketlerin olduğu, genel müdürlüğünü de AKP ile yükselmeye başlayan
Sadık Yamaç adlı bir bürokratın yaptığı, 1982 yılında Türk-ABD şirketi olarak
kurulmuş bulunan HAVELSAN'a (1) teslim edilmesi, yargının tartışma
götürmez şekilde "by-pass" edildiğinin
en somut kanıtıdır...
Bu son
hamleyle denebilir ki, Türk Milleti adına egemenlik hakkını kullanabilen
organların başında gelen yargının elinde hiç bir güç bırakılmamıştır.
Söylenenlere
inanırsak, güya seçim sonuçlarına dışarıdan olası müdahalelerin önüne
geçmek ve YSK içi güvenliği sağlamak için bu çok önemli iş HAVELSAN'a
ihale edilmiştir!..
Seçimlerin
sonucunu doğrudan etkileyecek olan veri tabanı ile seçim güvenliğinin,
yüksek hakimlerden oluşmuş bağımsız ve tarafsız bir kurum olması
lazım gelen Yüksek Seçim Kurulu yerine, siyasi iktidarın etkisine açık
veya doğrudan kontrolünde olan kurum ya da şirketlere bırakılması, geçmiş
yıllarda tartışılan ve fakat bir türlü sonuçlanamayan 6 milyondan fazla
(ölü) seçmenin nasıl oy kullanabildiği hususunu yeniden tartışmaya
açmıştır!..
Suriyeli
sığınmacılara seçmen olabilmeleri için vatandaşlık verildiğine ilişkin
iddialar üzerine, CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, son 6 yılda ülke nüfusu
yaklaşık 5 milyon artarken, seçmen sayısının 12 milyon arttığına
dikkat çekerek, AKP'ye mezardan gelen desteği bir kez daha
hatırlatmıştır...
Acar'ın
bu iddiası ile başta CHP olmak üzere pek ilgilenen olmamıştır...
CHP'nin
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emrehan
Halıcı'nın bu konu ile ilgili değerlendirmesi ise, acıklı ve yürek yakıcıdır.
(2) Halıcı, CHP'nin geleceğini doğrudan
iktidarın vicdanına teslim etmekle, Y-CHP'nin acizliğini bir kez daha
kanıtlamıştır.
Yürekli
yurtsever yazar Dr.Ali Rıza Üçer(3)dışında bu konuyu ele alıp inceleyen
ne yazık ki, yok denecek kadar azdır.
Halbuki,
Antalya Milletvekili Acar, bu çıkışı ile "seçimlerin
güvenliği" hakkında çok önemli bir hususa işaret etmişti:
Ülkemizde 2002-2007 döneminde seçmen sayısı yaklaşık 1 milyonartmışken,
2007-2011 döneminde bu sayı, on kat artarak 10 milyonaçıkmıştır! Bu anormal
artışınsebebinin birileri tarafından mutlaka açıklanması gerekir...
Sayılar
ortadadır: 2007 yılındaki nüfusumuz 70.586.256 iken, 2012 yılı sonunda bu sayı
75.627.384'e çıkmıştır.
2007 yılında seçmen sayımız ise, 42.800.000 idi.
YSK, 24 Ekim 2013 tarihi itibariyle seçmen sayısını 54 milyon971 bin olarak açıklamıştır.
2007 yılında seçmen sayımız ise, 42.800.000 idi.
YSK, 24 Ekim 2013 tarihi itibariyle seçmen sayısını 54 milyon971 bin olarak açıklamıştır.
Şimdi
önümüzdeki soru şudur: 6 yılda nüfus yaklaşık 5 milyonartmışken, seçmen
sayısı nasıl olur da 12 milyona çıkabilmiştir?..
Resmi
kayıtlara göre; her yıl yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi yenidoğan olaraknüfusumuza
eklenmekte, 400 bin kişi de vefatederek nüfusumuzu eksiltmektedir.
(5)Bu verilere göre, nüfusumuzun her yıl yaklaşık 900 bin kişi arttığını kabul edebiliriz.
(5)Bu verilere göre, nüfusumuzun her yıl yaklaşık 900 bin kişi arttığını kabul edebiliriz.
Başka
bir ifade ile söylersek; 2008 yılında 17 yaşında olan 1991 doğumlular, 2009
yılı içerisinde 18 yaşını doldurarak "seçmen"
sıfatını almış ve o yılın toplam nüfusu olan 72.561.312 sayısı içerisinde
yerlerini almışlardır.
Aynı
şekilde, 2008 yılında 16 yaşında olan 1992 doğumlular da iki yıl sonra, 18
yaşını doldurarak 2010 yılı içerisinde, 73.772.988 olan toplam nüfusumuz
içerisinde kayıt altına alınmışlardır.
Bu
şekilde her yıl yaklaşık 900 bin kişi nüfusumuza eklendiğinden, 6 yılda nüfus
artışımız en fazla 900.000 x 6 = 5.400.000 kişi olabilecektir.
Nitekim, 2012 yılındaki nüfusumuz 75.627.384 olup, 2007 yılındaki nüfusumuz olan 70.586.256 ile arasındaki fark da: 5.041.128olmakla bu artış oranına uygun düşmektedir...
Nitekim, 2012 yılındaki nüfusumuz 75.627.384 olup, 2007 yılındaki nüfusumuz olan 70.586.256 ile arasındaki fark da: 5.041.128olmakla bu artış oranına uygun düşmektedir...
YSK,
2007 yılında 42.800.000 olan seçmen sayısını 24 Ekim 2013 tarihi itibariyle 54
milyon 971 olarak vermektedir...
Yukarıdaki verilere göre, en fazla 5.400.000 artabilecek olan seçen sayısına 6.600.000 fazlalık nereden gelmiş de toplam seçmen sayımız 12 milyonaçıkmıştır?
Yukarıdaki verilere göre, en fazla 5.400.000 artabilecek olan seçen sayısına 6.600.000 fazlalık nereden gelmiş de toplam seçmen sayımız 12 milyonaçıkmıştır?
Bu
sorunun yanıtını öncelikle siyasi iktidarın vermesi gerekir.
Akla yatkın ve matematiğe uygunbir yanıt verilmedikten sonra, sandığa gitmenin hiç bir anlamı olmayacaktır!
Ölü mü sağ mı ve nerede oldukları belli olmayan "çantada keklik" 6.600.000oyu hazır olan bir siyasi iktidar ile yarışmakve seçimi kazanmak öyle kolay değildir.
Akla yatkın ve matematiğe uygunbir yanıt verilmedikten sonra, sandığa gitmenin hiç bir anlamı olmayacaktır!
Ölü mü sağ mı ve nerede oldukları belli olmayan "çantada keklik" 6.600.000oyu hazır olan bir siyasi iktidar ile yarışmakve seçimi kazanmak öyle kolay değildir.
Bu
koşullar altında yapılacak olan seçim ile siyasi iktidar hiç bir şekilde
değiştirilemez!..
Hele de
iktidarın karşısında tek siyasi hedefi "muhalefette
kalabilmek" olan çapsız siyasetçiler olursa, AKP'yi hükümetten
düşürmek imkansız gibi gözükmektedir!..
Av.Cemil
Can
DİPNOTLAR:
(1)
HAVELSAN, resmi internet sitesinde misyonunu; AKP'nin politikalarına paralel
olarak, şu şekilde ifade etmektedir:
"Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın (TSKGV) bağlı
ortaklığı olan HAVELSAN'ın misyonu ülkemizin savunma, güvenlik ve bilişim
alanındaki gereksinim ve ihtiyaçlarının milli olarak karşılanmasına azami
katkıda bulunmaktır.
HAVELSAN, misyonu doğrultusunda, Cumhuriyet'imizin 100.yılında, ülkemizin "Vizyon 2023" hedeflerinin gerçekleşmesi için belirlenen strateji ve politikalarda,öncelikli olarak seçilen sanayi ve teknoloji alanlarındabu sorumluluğun bilinci ve heyecanıyla çalışmaktadır.
Özgün ürün sahibi olmak amacıyla özkaynaklarımızı kullanarak Ar-Ge faaliyetlerimize yatırımlar yapmaktayız"
HAVELSAN, misyonu doğrultusunda, Cumhuriyet'imizin 100.yılında, ülkemizin "Vizyon 2023" hedeflerinin gerçekleşmesi için belirlenen strateji ve politikalarda,öncelikli olarak seçilen sanayi ve teknoloji alanlarındabu sorumluluğun bilinci ve heyecanıyla çalışmaktadır.
Özgün ürün sahibi olmak amacıyla özkaynaklarımızı kullanarak Ar-Ge faaliyetlerimize yatırımlar yapmaktayız"
HAVELSAN'ın
siyasi iktidardan bağımsız bir kuruluş olmadığınıanlamak için lütfen
aşağıdaki bağlantıyı tıklayıp okuyunuz.
(2)
Yeni CHP'nin de kabul ettiği gerçek: SEÇSİS ile sağlıklı, güvenilir ve şeffaf
bir seçimden bahsedilemez...
Emrehan
Halıcı'nın yaptığı değerlendirmede:
"YSK tarafından takip edilen bağımsız bir seçmen kütüğü
yerine NVİ’nin üretip,güncellediği ve ASAL, Yargıtay, Adli Sicil gibi dış
kaynaklardan alınan veriler ile güncellenen bir seçmen kütüğü veri tabanı
kullanılmaya başlanmıştır"
denmektedir.
Bu
değerlendirmenin tamamını okumak için bağlantıyı tıklayınız.
(3)
İŞTE SEÇİM HİLESİNİN AÇIK KANITI
(Dr.A.Rıza
Üçer)
(4)
Nüfus İstatistikler:
Bana da öyle geliyor. Halk ile temas edilmedikçe, halka doğrudan doğruya olumsuzluklar anlatılmadıkça, AKP ni iktidardan uzaklaştırmak imkansızdır.
YanıtlaSil