Hırslarının
kölesi, nefsinin hizmetçisi, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin düşmanı
bir zatı kullanarak ulus devleti Anadolu şehir devletçiklerine dönüştürmek
isteyenler, Baskın Oran üzerinden hedefini duyurdu.
Baskın
Oran;
“İkiye bölmek yetmez, Türkiye’yi tümden bölelim! Özerklik sadece
Kürtlerin yaşadığı bir yerde olmasın. Tüm Türkiye özerk yapılara
ayrılmalı.Özerklik sadece Kürtlerin yaşadığı bir yerde olmasın. Tüm Türkiye
özerk yapılara ayrılmalı. Özerklikle
ilgili bir soruya ise, “Özerklik
sadece Kürtlerin yaşadığı bir yerde olmasın. Tüm Türkiye özerk yapılara
ayrılmalı.”
Diyor.
Cesarete bak(!)..
Bu
adamlar geçmişte de “halklara özgürlük” sloganıyla “solcu aydın” adama
oynamışlardı(!).
Ne
demektir halklar? Erdoğan’ın sürekliği saydığı “Laz, Kürt, Çerkez, Gürcü “ gibi etnik
milliyetçiliğin, yani bölücü faşizmin sol kılıf geçirilmiş şeklidir.
Din
tüccarları ile emperyalizmin sol kılıf geçirdiği satış elemanları nasıl bir
araya gelip iş birliği yaptı sanıyorsunuz? Kuklacı tek olunca, kuklaların aynı
sahnede yer almasından daha doğal ne olabilir ki?
Erdoğan
hükümeti bütün Anadolu’yu kiliselerle donattı mı? Donattı. Trabzon Sümela
Manastırı Müzesini Rum Pontus Devletini yeniden hayata geçirme hedefi olanlar
için ayine açtı mı? Açtı. Rumları tekrardan Anadolu’ya yerleşmeleri için davet
etti mi? Etti. Oysa Rumlar mübadele ile gitmişlerdi. Yunanistan’daki Türkler de
Türkiye’ye gelmişti.
Erdoğan
ve Ahmet Davutoğlu Ermenileri “eski topraklarınıza geri dönebilirsiniz” diyerek
davet etti mi? Etti. Van Gölünde Akdamar adasında bulunan Ermeni kilisesi
onarılıp bir de çan takıldı mı? Takıldı. Ermenistan’a açılış için davet
gönderildi mi? Gönderildi. Peki o Ermenistan en vahşi soykırımı 21. Yüz yılın
başında Karabağ’da Azerbaycan Türklerine uygulamadı mı? Uyguladı. Karabağ’da
camiler ne oldu? Yıkıldı. Ahır oldu. Domuz barınağı oldu. Kaldı ki Akdamar
adası tarihe tecavüz adası olarak geçmişti. Van’da; kadın, çocuk, yaşlı
dedeleri acımasızca katleden, kuyulara dolduran Ermenilerin zulmünden kaçan Türkler,
Van gölü üzerinde çalışan Ermenilere ait gemilere çağırıldı. Can havli ile
gemilere binen Müslüman Türkler tuzağa düştü. Erkekler göle atıldı. Kadınlara “Erdoğan hükümetince tamir edilen
kiliseye götürülerek” günlerce tecavüz edildi. Kaçabilen
Müslüman Türk kadınları Van Gölüne atlayarak intihar etti.
Yalova’da
ASEF(Asılsız Ermeni İddiaları İle Mücadele Derneği) Başkanı Van Akdamar
Adasında öldürülen, intihar eden Müslüman Türk kadınları hatırasına bir anıt
yapmak için izin istedi. Ermenistan ile gelişen ilişkileri bahane ederek izin
verilmedi(!)..
Erdoğan
Gökçeada’da Rum vatandaşlarımıza kimliğinize sahip çıkın mealinde laflar
etmişti. Ne gariptir ki, aynı Erdoğan Almanya’daki vatandaşlarımıza da “Alman Vatandaşı olmalarını” tavsiye
etmişti(!)..
HES
projeleri var ya? İşte o projelere çok dikkat etmeliyiz. 2000 civarında suyumuz
HES adı altında küresel şirketlere kaynağından denize ulaştığı yere kadar 49
yıllığına veriliyor.
Türkiye’de
doğa vahşi bir talana sunuldu. Akarsular üzerine HES’ler inşa ediliyor, daha
sonra HES’ler uluslararası ve yerli dev şirketlere satılarak su kullanım hakkı,
bölge halkının, doğal yaşamın elinden alınıyor.
Bu
durumda suya erişemeyen köylüler yerlerini terk etmek zorunda kalacaktır.
Hindistan’da köylüler 2012 yılında sularını kaybetti. Köylerini, arazilerini
terk etmek zorunda kaldı. Şehirlerde sefalete sürüklendi.
Antalya
köyleri 2B tezgahı ile boşaltılmak isteniyor. Antalya köylerinde Yörükler
yaşar.
Mustafa
Kemal Atatürk’ün;
“Arkadaşlar gidip Toros dağlarına bakınız; eğer orada bir tek
Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz
ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla Türk’ü yenemez.”
Dediği
Yörükler… Atatürk’ün Yörükler hakkında bir sözü daha vardır;
“Yörüklere ve keçilerine dokunmayın! Onlar Osmanlı’ya boyun
eğmedi, zulme rıza göstermezler haberiniz olsun!”
Yörükler(yürüyen
Türk) atalarının toprağına sahip çıkmak için direniyor. Yörüklere mutlaka el
vermeliyiz.
Sinsi bir proje yürütülüyor. Ermeniler, Rumlar Anadolu’ya geri dönsün diye davet ediliyor. Kiliseler hazırlandı. Türk toprakları “tarım arazileri dahil” yabancılara karşılık aranmaksızın satılıyor.
Sinsi bir proje yürütülüyor. Ermeniler, Rumlar Anadolu’ya geri dönsün diye davet ediliyor. Kiliseler hazırlandı. Türk toprakları “tarım arazileri dahil” yabancılara karşılık aranmaksızın satılıyor.
2002
yılında 1.2 milyon metrekare olan toprak satışı 2011’de 18.4 milyon metrekareye
ulaştı. Sermayesi yabancı şirketlere satılan taşınmazların sayısı ise 13 bine
ulaştı.(Kaynak: Yeniçağ Gazetesi)
Türkiye
savaşmadan, örtülü bir savaşla sessizce işgal ediliyor. Bu işgal anlaşılmasın
diye 2002 yılından beri siyasi iktidar suni gündemler yaratıyor. Gerçekte ise
toplum mühendisliği görevini yürüten CİA elemanları, “Erdoğan’ın konuşmalarını yazdığı söylenen 3
Amerikalı” toplumu manipüle ederek karartma uyguluyor.
Artık
sona geldiğini düşünen ihanet elemanları, ihanet fişeği atılmış gibi sahaya
fırlıyor.
Türk
Milleti’ni bölünmeye razı etmek için seçilen SAKİL görevliler, asıl oyunu açık
ediyor.
Anadolu’da
yerleşim yerleri değiştirilecek. Zorunlu nüfus kaymaları yaşanacak. Aralara
yerleştirilecek farklı kimlikler koloniler oluşturacak. Milletin çimentosu
kırılacak.
Hırsları
ve kininin kölesi olan Erdoğan, zaaflarının ve bilgisizliğinin esiri olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Atatürk’e olan düşmanlıkları; küresel elit
tarafından fırsata dönüştürülerek kullanılmıştır.
Erdoğan’ın
yetkisi;
Amerika’nın
işgal ettiği ülkelerde görevlendirdiği “Amerika Valisi” kadardır. Türkiye’nin
yönetimi Erdoğan’ın elinden çıkmıştır. İnternet ortamında gezen “2 Erdoğan” başlıklı
sunumda çelişkili kişilik olarak sunulan Erdoğan’ın asıl çıkmazı “esaretidir.” Bir konu
hakkında önce kendi fikrini söylüyor. Kulağı çekilince, eline verilen ev
ödevini okuyor.
Asil
Türk Milleti için bundan daha ağır bir hakaret olamaz.
Kripto
Ermeniler, Siyon dinciler el ele vermiş, küresel elitin rehberliğinde
Anadolu’yu koloni çöplüğüne çevirip Türksüzleştirmek için var gücüyle çalışıyor.
“2013 tarihinde bu projeyi tamamlayın” diye talimat verilmiş olmalı ki…
Cemil
Çiçek parçalanma anayasası için “acelemiz var” diyor.
Mevcut
Anayasa ile ülke yönetilemiyormuş(!)..
Türk
Milletinin yeni bir Anayasaya ihtiyacı yok ama AKP’nin var. Çünkü mevcut
Anayasaya göre sürekli suç işliyorlar. Çok ağır Anayasa ihlalleri yaptılar.
Yeni Anayasa sadece bölünmeyi getirmeyecek. AKP’nin suçlarına da “AF” getirecek.
İşledikleri ağır suçlar suç olmaktan çıkarılacak. O nedenle seçimden önce
kendilerini aklama Anayasasını çıkartmak
istiyorlar.
Olmayan
muhalefetin olmayan dikkatinden kaçmış madem. O zaman biz söyleyelim:
AKP
seçim sonuçlarından emin değil ve korkuyor. İstedikleri sonuçları alamamaları
durumda yargılanacaklarını düşünüyorlar.
Muhalefet
partileri Erdoğan ve ekibini kurtarma komisyonunda oturmaya devam ediyor.
Müzelik
muhalefet. Dünyada başka benzerleri olmadığı için korumaya almalıyız(!)..
Not: Başı
seccadeye değen başbakan diyen yandaşlara notumdur: Erdoğan hedefe ulaşmak için
nasıl demokrasi trenine bindi ve hedefe ulaştığında ineceğini söyledi ise;
Dinin
de “hedefe ulaşmak için bindiği
bir tren” olduğu ortaya çıkmıştır. O dinler arası diyalog
eş başkanı olduğunda din treninden indi ama gözüne perde inenler TRENE BAKMAYA
devam ediyor.
Din
Treninden inmekle kalmadı, o treni “Haçlı Savaşı” açan şeytanların yanında
Müslüman dünyanın üzerine sürdü. Irak’tan Libya’ya… Afganistan’dan Suriye’ye
kaç bin Müslüman öldürüldü biliyor musunuz? Kaç kadın tecavüze uğradı haberiniz
var mı? Afganistan’da Amerikalı ve işbirlikçilerinin fuhuşta kullandığı 8-9-10
yaşlarındaki erkek çocuklarını biliyor musunuz? Fuhuşa sürüklenen Iraklı
Müslüman kadınlardan sonra yaşı küçük Suriyeli kızların İstanbul’da
satıldığından haberiniz var mı?
Türkiye’de
AKP politikalarından utanç verici payını aldı. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de
25 bin hayat kadını vardı. Bugün ise 100 bin civarında. Yani AKP döneminde 75
bin kişilik artış var. Bu rakam devletin telaffuz ettiği rakamdır. Evli
binlerce kadın internet üzerinden yüzünü göstermeden sanal fuhuş yapıp para
kazanıyor.
Kıblesi
Amerika, pusulası Tel Aviv olan başbakanınızın başı seccadede imiş(!)..
Lawrıns’ta
namaz kılmıştı(!).. Vahhabiliği kurdu.
Erdoğan’da
Evangelist Kabala Müslümanlığı diye bir din kuruyor. Hayrını görün.
Sizlerin
dininden ben Allah’a sığınırım.
İLK KURŞUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder