Devletin, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü savunuyor musunuz?
Atatürk'ün tam bağımsızlık anlayışı andınız mı?
"Ya İstiklâl-Ya Ölüm" şiarınız mı?
Vatan namustur deyip elinizde Türk bayrağı yollara mı düşüyorsunuz?
Hele, hele Türk milleti aralarında etnik, mezhepsel, dinsel ve siyasi farklılıklarını öteleyerek bir araya gelmeli ve "NAMUS CEPHELERİ"ni kurmalı diyorsanız, yandınız...
Olmaz arkadaşım
suçlusunuz...Suçunuz çok büyük... Çünkü siz küresel çetelerin önünde diz
çökenlerin planlarına karşı geliyorsunuz... CFR'nin isim babası olduğu
iktidar partisi "DÜNYA HÜKÜMETİ"ne verdiği sözleri yerine getirirken, sizin ne haddinize vatanı savunmak BDP/PKK mitinglerini protesto etmek?
Azınlık muamelesi görmek,
itilip kakılmak, Türk bayrağı taşıdığınız için göz altına alınmak, polis
tarafından coplanmak, yerlerde sürüklenmek içinizi mi acıtıyor?
O zaman, Darülfünunlu Münevver Saime'nin Kadıköy Mitingi'ndeki şu haykırışını hatırlayın..
“Ben
hürriyeti gasp edilmiş bir milletin kızı olarak, istiklâlime nasıl
yürüyeceğimi söyleyeceğim. Bu beyanatım kollarımı bağlamak isteyenler
için dikkate değer olmalıdır.
Bu millet yok edilemez…Biz yalnız ağlıyoruz..
Ağlayarak kazanılacak hak, hıçkırıklarımı işitecek kalp yok. TEŞKİLATA,
NİHAYET FAALİYETE BAŞLAMAK LAZIMDIR.” Darülfünunlu Münevver Saime- Kadıköy Mitingi.Bugün de benim, sizin kısacası tüm Türk milletinin hürriyeti gasp edilmiş durumda… Silahsız, silahlı bir işgalle karşı, karşıyayız. Düşmanın var olduğunu biliyoruz.
Bakar-kör gibiyiz… Düşmanı görmekten aciziz, hayasızca bir işgal yurdumu sarmış durumdadır…
Düşman içimizde konuşlanmıştır. Kullandıkları silahlar son derece etkilidir. Bu silahların tetiği çekildiği zaman, fiziksel olarak kimsenin canı yanmamakta, kanı akmamaktadır.
Ama varlığımızdan, canımızdan ve hatta vatanımızın bölünmez bütünlüğünden parçalar koparılmaktadır.
*****
Bugün
ülkenin bir çok yerinde emperyalizmin uşakları, şerefsizler miting
düzenleyerek devlete, millete göz dağı vermek istediler. Polis koruması
altında, şerefsizliklerini kürsülerden haykırdılar...Paçavraları ile
alanları işgal ettiler...
"Gelin, yeni bir Türkiye inşa delim. Yeni bir Türkiye!... Kemalizm'i tarihin çöp sepetine atalım. Çöp sepetine..." Altan Tan- Erzurum Mitingi...
Onlar devlet koruması altında, bu devleti nasıl böleceklerini anlatılar. "APO'ya özgürlük" istediler. Eli kanlı bir katili, bir mahkumu kutsadılar...
Devlet alanlarda, teröristlere teslim oldu..
****
Ama
benim insanım bu hayasızlığa karşı çıktığı için yerlerde sürüklendi.
Onların ellerinde sadece Türk bayrağı vardı. Devletin polisi acımasızdı.
Bir polis Kocaeli'nde elindeki Türk bayrağını dalgalandıran Hakan'a "Bu
vatanı sen mi kurtaracaksın" diye sordu...
Antalya'da Feza Türk bayrağı açarak BDP/PKK mitingini
protesto ettiği için göz altına alındı. Silahı sadece bayraktı.. Suç
deliliydi Türk bayrağı... Feza ve yanında dört kişi göz altına
alındılar... Cem aradı beni. Nerede oldukları bilinmiyordu... Telefonlar
birbiri ardına çalmaya başladı. Üç kişiydik Antalya'da...
Çaresiz miydik? Korkuyor muyduk? Hayır... Öfkeli ve
kızgındık.. Ve Gazanfer, o yürekli yurtsever birileri vasıtasıyla göz
altına alınan arkadaşlarımızın nerede olduğunu öğrendi. BDP/PKK şer
ittifakından korumak için göz altında tutuluyorlarmış. Eğer gerçekten
göz altına alınma nedenleri buysa (!);
"Ölü evi senin neyine? Gir ağla, çık ağla.."
Sen üç beş çapulcuya karşı, kendi vatandaşını korumak zorunda hissediyorsan kendini, " Devlet senin neyine, gir ağla, çık ağla"
****
Ey
Türk; uyan ve kendine gel artık...Dün Çanakkale'yi geçemeyenler
taşeronlar kullanarak ülkeni işgal ediyorlar. İktidarın başı başkanlık
sistemi uğruna, çapulculara özerklik vaat ediyor. Öcalan'la devlet resmi
müzakere masasına oturuyor. Küresel çetelerin şeytani planı BOP
uygulanıyor.
Sen kendi ülkende, vatanında horlanıyorsun. Toprağın üstünde derin uykuya dalanların uyanma zamanıdır.
Tıpkı NUTUK gibi Türk bayrağı da suç delili kabul kabul ediliyor.
Yapacak tek bir şey var...Şairin dediği gibi "VATAN HAİNLİĞİ"ne devam etmek...
Vatan hainliğine devam etmek için tek adres NAMUS CEPHELERİDİR...
S.Figen Özen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder