3 Kasım 2014 Pazartesi

“İstiklal Marşımızı başka bir beste ile söylemek soytarılıktır !”



BASIN AÇIKLAMASI
“İstiklal Marşımızı başka bir beste ile söylemek soytarılıktır !”
Mahkemelerin verdikleri yürütmeyi durdurma kararlarına karşın, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılması planlanan ve “kaçak” olarak inşa edilen “çakma saray”ın tanıtım filmi niteliğindeki sesli görüntüler sosyal medya üzerinde yayınlanmıştır. Bu tanıtım filminde İstiklal Marşı'mızın bestesi ve müziği değiştirilerek “mehterli İstiklal marşı bestesi” kullanılmıştır.
İstiklal Marşımızın ana vurgusu; binlerce yıldır bağımsız, özgür yaşamış vatansever bir ulusun hiçbir güç tarafından “zincire vurulamayacağı”,
Kendilerini “medeni” olarak adlandıran, ancak mazlum milletlerin vatanlarını “canavarca” egemenlikleri altına alarak sömürgeleştiren “hayâsız” istilacılara karşı, Türk ulusunun tek ocak kalıncaya kadar göğsünü siper ederek çarpışacağıdır.
İstiklal Marşımız, dışarıya bağımlılığın, sömürü,  soygun ve zulüm düzeninin değil, ulusal bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, yurt sevgisinin, ulusal egemenliğimizin ve ulusal birliğimizin dillendirildiği “Vatan türkümüzdür”.
İstiklal Marşımız, bütün ruhuyla ve özüyle devrimci bir marştır. Gerek doğru bir dünya görüşüyle, gerekse bunu ifade ederken kullandığı coşkun ifadelerle 93 yıldır Türk ulusunun antiemperyalist, tam bağımsızlıkçı soylu duygularını dillendiriyor ve dillendirecektir.
Bu nedenle İstiklal Marşımız en üst düzeyde anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. “TC Anayasası’nın 3. maddesi uyarınca Türkiye Devleti’nin “Millî marşı “İstiklal Marşı’dır. Bu hüküm de Anayasanın 4. maddesi uyarınca, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.”
Varlığını ve iktidarını küresel çeteye borçlu olan AKP ve Erdoğan;  Kuva-i İnzibatiye artıklarının torunlarını da yanına alarak ülke yönetimine zorla, hile ve aldatma ile el koydu. Siyaset, medya, üniversiteler, emniyet, ordu, yargı, diyanet, sendikalar, odalar, tarım, hayvancılık, sağlık, kısaca Kemalist Cumhuriyetin kurup yücelttiği tüm kurumları, hatta futbolu bile CFR’nin senaryosunu yazdığı operasyonlarla ele geçirildi. Milli duyguları iğdiş edilerek dönüştürülen, direnci kırılarak uyumlu hale getirilen kurumlar yenidünya düzeninin hizmetkârı konumuna getirildi.
Türk ulusunun yeniden uyanışını engellemek, milli bilincini yok etmek amacıyla bu milletin kanıyla, canıyla kazandığı kurtuluş savaşının ve ulusal bağımsızlığımızın, cumhuriyetimizin simgeleri olan milli bayramlarımızı yasaklayan, andımızı kaldıran ılımlı İslamcı çete, şimdi kirli ellerini “vatan türkümüz” İstiklal Marşı'mıza uzatmıştır.
Hiç gereği yokken, İstiklâl Marşı’nı şu ve bu şekilde değiştirme amaçlı girişimler, en hafif söylemle “gaflet, dalalet ve ihanettir”. İstiklal Marşı'mızın değiştirilmeye çalışılması, alternatif melodiler üretilerek kamuoyunda algı operasyonu yapılması Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik hakkına, bağımsızlığına, cumhuriyetine doğrudan yapılmış bir saldırıdır. 
Bu durum başta Anayasamıza, yasalarımıza, bununla birlikte Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Çünkü İstiklal Marşı'mızın bugün kullandığımız bestesi, 1930 yılında Zeki Üngör tarafından milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy hayattayken yapılmıştır. 1930'dan bu yana ulusumuzun gönlünde yer edip kabul gören milli marşımızın ezgisini değiştirme pervasızlığını gösterenler, milli marşımızı milli simge olmaktan çıkartarak değiştirilebilir algısı yaratarak itibarsızlaştıranlar, kimi yurt ve ulus bilincinden yoksun vatansızları bu kepazeliğe yönlendirip özendirenler ve bu fiili işleyenlere karşı görevini savsaklayarak yerine getirmeyenleri şiddet ve nefretle kınıyor, soylu Türk ulusuna şikâyet ediyoruz.03.11.2014

YÖNETİM KURULU ADINA:                                                                          Mahmut ÖZYÜREK
                                  ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

İHANETE BELGE Mİ İSTİYORSUNUZ ? İŞTE BELGELERDEN YALNIZCA BİRİ.


TÜRKİYE'DE "GÜL ISPARTA"NIN YERİNİ BİLEN VARMI?



Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Yönetim Kurulu, Türkiyede bulunmayan bir yerleşim biriminde şube açılmasına karar verdi.
ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği GÜL ISPARTA Şubesi) adıyla bir şubenin açılmasına onay vererek, tüzüğünde, dernekler yasasında yeri olmayan bir uygulama gerçekleştirdi.
1995 yılında kurulan, Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinin yasal ve yöntemine göre seçilmiş yöneticileri 2013 yılı şubat ayında, ADD Genel Yönetim Kurulunca hiçbir hukuksal gerekçe gösterilmeksizin, kasıtla görevlerinden alınmışlar, yerlerine ADD üyesi olmayan kişiler atanmıştı.
Görevden alınanlar bu hukuksuzluğa karşı yargı yoluna başvurup, kimi davaları da kazanmaları üzerine Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Yönetim Kurulu ADD ISPARTA ŞUBESİNİN KAPATILMASI, önerisini 2014 Haziranında toplanan genel kuruluna önermiştir. Öneri Genel Kurulca kabul edilmiş, böylece 1995 yılı başında kurulan ADD Isparta Şubesi 2014 HAZİRANINDA KAPATILMIŞTIR.
Kapatılmaya neden olan şube yöneticileri hakkında, dernek iç hukuku gereğince işlem yapılması gerekirken, Türkiye coğrafyasında bulunmayan Gül Isparta şubesi yöneticileri olarak atanmış ve ödüllendirilmişlerdir. Şubenin önceki yöneticileri ve şubenin Ispartada ayakta kalabilmesi için emek ve bedel ödeyen yüzlerce Atatürkçü ise cezalandırılmıştır.
Buraya kadar yasalara, dernekler kanununa, ADD Tüzüğüne, mahkeme kararlarına aykırılıklar vardır. Belki bu olabilir bir durumdur.
Bundan sonrası daha da şaşırtıcıdır. Kapatılan şubenin, ADD GYK tarafından atanan ve kapatmaya neden olan aynı şube yöneticilerine Atatürkçü Düşünce Derneği GÜL ISPARTA Şubesi ni açma yetkisi veriliyor.
Türkiye idari yerleşim birimlerinde GÜL ISPARTA adında bir il, ilçe, bucak, köy veya mahalle bulunmamaktadır.
Bulunmayan bir yerleşim biriminde dernek şubesi açılması” kararını veren ADD Yöneticileri, yalnızca Ispartada bir hukuksuzluğa imza atmakla kalmamışlar, kendilerine bu yetkiyi veren ADD Genel Kurulunun iradesini yanlış ve amaçlı bir biçimde kötüye kullanmışlardır.
ADD Genel Yönetim Kurulu, G. Denetleme, G. Disiplin Kurulu üyelerinin, ADD Genel Kurul Delegelerinin bu ciddiyetten uzak, hukuksuz işlemi onaylamayacakları umudumuzu korumak istiyoruz.
ISPARTA'LI ATATÜRKÇÜLER