6 Ocak 2014 Pazartesi

Artık Bu Kukla Tiyatrosuna Seyirci Kalma Zamanı Çoktan Geçmiştir !!/Sinan MEYDAN



Atatürk’ün bir “dogma” haline getirmemeye çalıştığı ve Kemalizm diye adlandırdığı sistem, 1954ten sonra Atatürkçülük adı altında dogma haline getirilmiştir.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra bu “dogmalaştırılmış Atatürkçülük bir de resmi ideoloji haline getirilmiştir. 1980lerde Kemalizm yerine Atatürkçülük, Kemalizmin en temel özelliği olan Devrimcilik yerine de İnkılapçılık kavramları kullanılmaya başlanmıştır.

Türkiye’nin küçük Amerika olma yoluna girdiği Özal döneminde Atatürkçülük, “Batılılaşma, serbest piyasa düzeni, komünizm düşmanlığı” olarak tanımlanmış, Kemalizmin anti emperyalizm, akıl ve bilim ilkeleri doğrultusunda “çağdaşlaşma olduğu gerçeği adeta toplumdan gizlenmeye çalışılmıştır.

Bu süreçte Kemalizm’den söz eden Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı gibi aydınlar ise öldürülmüştür. Kemalizm kavramından rahatsız olanların icat ettiği Atatürkçülük kavramı, asker-sivil (Kenan Evren-Turgut Özal) 12 Eylülcülerin tasarladıkları Amerikan etkisindeki yeni Türkiyeye zarar vermeyecek şekilde içi doldurularak okullarda zorunlu Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersi olarak okutulmuştur.

1980’lerde Atatürk karşıtlarının yarattığı Atatürk dogmasına, 1990larda yine Atatürk karşıtları saldırmaya başlamıştır. Gerçek Kemalistler ise bir köşede bu kukla tiyatrosunu seyretmiştir içleri yanarak Artık bu kukla tiyatrosuna seyirci kalma zamanı çoktan geçmiştir! Artık eyleme geçme, gerçekleri kamuoyuyla paylaşma zamanıdır!

Sinan Meydan

2 Ocak 2014 Perşembe

CHP'DE GÜL+GÜLEN+CHP KOALİSYONUNA ONAY YOK SESLERİ...

CHP’de ‘Gül+Gülen+CHP koalisyonu’ tartışması alevlendi
CHP kulislerinde uzun süredir konuşulan Cemaat’le ittifak yapma, yolsuzluk soruşturmasıyla birlikte yüksek sesle tartışılmaya başlandı. CHP’li vekiller ‘Bizden bu koalisyona onay yok’ dedi

CHP’nin iktidar yolunu açmak için gündeme getirilen “Gül+Gülen+CHP koalisyonu” arayışı parti içinde yeni bir tartışma başlattı. Parti içi muhalifler, bu formüle, “Yalnızca CHP’nin yok olmasını değil, Türkiye’nin geleceğini karartacağı” gerekçesiyle karşı çıktı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e karşı izlenen politika CHP’de yeni bir tartışma yarattı. Gül+Gülen+CHP koalisyonu” iddialarına ilişkin CHP’li vekillerin görüşleri şöyle:

‘Koalisyona onayımız yoktur’

Birgül Ayman Güler (İzmir): CHP, ülkenin kurtarıcı ve kurucu partisidir. “C” (Cemaat) ile herhangi bir işbirliği CHP’yi öyle düşürür ki, bunun sonucu yalnızca CHP’nin yok olması değil, Türkiye’nin geleceğinin kararması sonucu yaratır? “C” bir balinaya yapışmadan var olamayan kabukludur; CHP’nin buna izin vermemesi; Türkiye’yi kurtarmak ve bağımsız, ulusal, laik Cumhuriyet’i temelden yeniden inşa etmek demektir. Bu konudaki yanıtımız şudur: Hayır, onayımız yoktur.

‘CHP’nin ismi yan yana olamaz’

Dilek Akagün Yılmaz (Uşak): Fethullah cemaat örgütlenmesi ile CHP’nin ismi asla yan yana olamaz. Farklı yaklaşımları ya da girişimleri olan bazı kişiler olabilir, ama bunlar çok büyük bir hata yaparlar ve parti tabanında dışlanırlar. Bir Amerikan projesi olan Gül, Gülen ve Tayyip Erdoğan ittifakının bozulduğunu gözlemliyoruz. Bizim, “Gül-Gülen” ve “Tayyip Erdoğan” yapılanmasının biri iyidir, diğeri kötüdür gibi yaklaşım içinde olmamız söz konusu değildir.

‘Birinci muhatabımız hükümettir’

Malik Ecder Özdemir (Sivas): Cemaat AKP’nin yolsuzluklarını ortaya çıkarmaya başladı. Genel Başkan doğru bir siyaset götürüyor. Şu anda bizim muhatabımız iktidar olan AKP. Hem Cemaat üzerinden milli orduyu tasfiye eden hem de yolsuzluğun batağına düşen AKP. Doğrudan birinci muhatabımızın AKP olması demek, Cemaat ile bizim ittifak halinde olduğumuzu göstermez.

‘Koalisyonu yenileme ihtiyacı ortaya çıktı’

Süheyl Batum (Eskişehir): Gezi Parkı olaylarından sonra bu koalisyon çatladı. Şimdi bu koalisyonu yenileme ihtiyacı çıktı ortaya. Tabii CHP böyle bir şey yapmaz. CHP iktidar olacak ama “Bu koalisyon ile çok güzel iktidar yakalanır” diye düşününler var ise yanlış düşünmüş olurlar. Bize iktidarı sağlayacak olan, iktidarı sağlayacak olan, Gezi Parkı’dır; Gezi Parkı’ndaki insanların direnişidir.

‘Suni yama dikiş tutmaz’

Fatma Nur Serter (İstanbul): CHP ilkeleri olan, ideolojisi olan bir siyasi partidir. Bu parti, kendisine dışarıdan dayatılmak istenen ya da yamanmak istenen kendi özü ve ilkelerine, yapısına ters olan hiçbir grup ve cemaatle iç içe giren bir yapı göstermez. Böyle suni bir yamama CHP’de dikiş tutmaz.

Zihni Erdem / Ankara
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/31045-chpde-gulgulenchp-koalisyonu-tartismasi-alevlendi.html

1 Ocak 2014 Çarşamba

MİLLİ İRADE BİLDİRİSİ "2014 TÜRK MİLLETİNE 'İRADE' VERSİN!"

http://www.milliiradebildirisi.org/index.php/template/2011-08-04-23-45-19/sedat_senermen/mib/2014-turk-milletine-irade-versin.html



"Milli İrade" Türk milletinin küçük bir azınlık dışında tamamının, üzerinde birleştiği, geleceğe yönelik amaç ve hedefleri açıklayan ve savunan güçtür.
Milli iradenin oluşturduğu karar ve eylem çerçevesi, tam bağımsız Türkiye, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliği, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüdür.
2014 yılı Türk milletinin uyanış yılı olmalıdır. Sandıktan çıkan sonuç her ne olursa olsun, dış güçlerin formatladığı iktidarı işaret edecektir.
2014 yılında; Türk milletine düşen görev tıpkı 1919 yılında olduğu gibi "kurtuluş ve kuruluş felsefesi" etrafında yeniden tek yürek olarak "MİLLİ İRADE"yi etken kılmaktır.
Türk milleti kendi iradesini etken kılacak sağ duyuya sahiptir. 2014 yılının kaderini milletin azim ve kararı belirleyecektir.


30 Aralık 2013 Pazartesi

Yeni Yılınızı Kutluyoruz. ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ



Zulüm imparatorluğunun tahtını sallayarak
Ateşlediğimiz Bağımsızlık Meşalesinin
Halkçı-Devrimci Bir İktidarla Taçlanması Umuduyla
Yeni Yılınızı Kutluyoruz.
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ

Kılıçdaroğlu’ndan şoke eden ifade: Türkiye ve halkımızın geleceği için gidiyoruz



Kılıçdaroğlu’ndan şoke eden ifade:
Türkiye ve halkımızın geleceği için gidiyoruz


Geleceğini ABD’de aramak!..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. CHP’nin iktidara talip olduğunu, bölgeyi ve dünyayı ilgilendiren planlarını, heyetlerle paylaşacaklarını belirten Kılıçdaroğlu’nun  “Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” ifadesi şaşkınlık yarattı.

Kelin ilacı olsa başına sürer
ABD temaslarından yüksek beklentiler uman ve bu amaçla ziyaret gerçekleştirdiğini açıklayan Kılıçdaroğlu’na kötü haberi, CIA’nın Orta Doğu eski Şefi Graham Fuller verdi: Washington’u artık kimse umursamıyor. İşler giderek kötüye gidiyor. ABD’nin çöküşte olduğuna, güçten düştüğüne, etkisizleştiği ve tutarsızlaştığına dair yürek sızlatan duygu var.

Dünya ABD’den nefret ediyor
ABD’nin yüz binlerce Müslüman öldürdüğünü itiraf eden Fuller şöyle devam etti: Böylelikle nefret uyandırdık ve sürekli bir terörist üretimi kaynağına, kalıcı bir El-Kaide’ye yol açtık. Suriye krizini çözemedik. Türkiye ve Suudi Arabistan’a destek vermemeliydik. Dostlar birbirlerinin sarhoş araba sürmesine izin vermez. ABD’nin durumu kötüye gidiyor. GÜNCEL, Sayfa 9

CIA’nın derin kulağı
ABD’nin çöküş içinde olduğunu açıklayan Graham Fuller, SSCB’ye karşı oluşturulan “Yeşil Kuşak” projesinin fikir babası. CIA Orta Doğu Şefi olarak da görev yapan Fuller, AKP hükümetinin yürüttüğü PKK açılımının mimarları arasında yer aldı. İktidarı PKK üzerinden yürüttüğü müzakereler Fuller’ın Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey’le birlikte hazırladığı rapor üzerinden yürüyor.
CHP’nin Genel Başkanı olarak ilk kez ABD’yi ziyaret edeceğini açıklayan Kemal Kıçıldaroğlu, davetin Amerikan Kongresi ve 3 düşünce kuruluşu tarafından geldiğini söyledi.

Halkımızın geleceği
için ABD’ye gidiyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika’ya giderken havaalanında söylediği bu sözler şaşkınlığa yol açtı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD’yi gitti. CHP liderinin, havaalanında söylediği “Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” sözleri ise şaşkınlıkla karşılandı. Kılıçdaroğlu, ABD’ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, CHP’nin Genel Başkanı olarak ilk kez ABD’yi ziyaret edeceğini söyledi. Washington’a, Amerikan Kongresi ve 3 düşünce kuruluşunun daveti üzerine gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, ziyareti kapsamında, ABD Başkanı Barack Obama’nın Ofisi, ABD Dışişleri yetkilileri ve Pentagon ile de temaslarının olacağını ifade etti.
Anamuhalefet Partisi olarak yapacakları ziyaret sırasında herhangi bir konuda müzakere yapmayacaklarını ve müzakerenin de gündemlerinde olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Ziyaretimizin amacı CHP’nin görüşlerini, düşüncelerini, ilke ve değerlerini Amerikalı muhataplarımızla paylaşmaktır” dedi.

İktidara talibiz
Temel mesajlarının tam demokrasi, temel özgürlükler, barış, refah ve istikrar olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin sadece iktidar partisinden ibaret olmadığını ve iktidara talip olan CHP’nin, Türkiye’yi, bölgesini ve dünyayı ilgilendiren bütün konularda gelişmiş değerlendirmeleri ve planları olduğunu anlatmaktır. Tıpkı Paris, Londra, Brüksel, Pekin, Bağdat ve Mısır’da yaptığımız gibi... Bu bağlamda tam demokrasi ve özgürlükler, sorumlu ve istikrar üreten bir dış politikayla, güçlü bir ekonomiyle CHP iktidarında nasıl ulaşılacağını ayrıntılarıyla ifade edeceğiz” diye konuştu.
Temaslarının ağırlığını kongre üyeleriyle yapacakları görüşmelerin oluşturacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şu bilgileri verdi: “Ziyaret kapsamında 3 ayrı düşünce kuruluşu ve John Hopkins Üniversitesi’nde konuşmalarım olacak. Türk ve Amerikan iş çevreleri, Amerika’daki Türk toplumu ve Türk-Amerikan bilim insanlarıyla ayrıca bir araya geleceğiz. Amerikan siyasetinde ve toplumsal hayatında önemli bir yer tutan Yahudi kuruluşlarıyla da toplantımız olacaktır. Bu süreçte Wall Street Journal ve Washington Post gazetelerinin yönetimleriyle de bir araya geleceğim.”

Karşılıklı çıkar
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ziyaret esnasında partisinin hedef ve vizyonunu anlatacaklarını ifade ederek, “CHP olarak karşılıklı saygı, ortak değer ve çıkarlara dayalı eşitlik temelinde sürdürülebilir, sağlam ve sağlıklı bir ilişki istediğimizi kendilerine anlatacağız. Bugüne kadar gerek Avrupa gerek komşu ülkelere hangi amaçla gittiysek, Amarika’ya da aynı amaçla gidiyoruz. Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” ifadelerini kullandı.

Washington’ı kimse
artık ciddiye almıyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” diyerek medet umduğu Amerika’da işler pek yolunda değil... Fethullah Gülen’in Amerika’da Yeşil Kart almasına da referans olan CIA eski istasyon şefi Fuller, ülkesindeki işlerin kötü olduğunu yazdı. The Christian Science Monitor’da’daki makalesinde Fuller şunları kaydetti: “İşler kötüye gidiyor. Bir zamanlar üzerinde kabaca uzlaşma olan Amerikan dış politikası şimdi bir mikrobun yayılmasına benzer şekilde dağılıyor. Gerçekliğin birbirine ters iki ayrı görüntüsü var. İkisi de ürkütücü. Bir yanda her şeyin elden kayıp gittiğine, ABD’nin çöküşte olduğuna, güçten düştüğüne, etkisizleştiği ve tutarsızlaştığına dair yürek sızlatan duygu var.
Kararsızız, şüphelerle doluyuz, müttefiklere sırt çeviriyoruz, kenara çekiliyoruz, işlerin hallini başkalarına bırakıyoruz, şeytanla iş tutuyoruz, ahlaki sorumluluklarımızdan kaçıyoruz, küresel demokrasi vizyonumuzu terk ediyoruz, küresel güvenliği sağlayamıyoruz, ordumuzu iğdiş ediyoruz, herkesin görebileceği temkinli, kararsız, ürkek ve tutarsız bir portre çiziyoruz.
Irak’tan işimizi bitirmeden erken ayrıldık, Afganistan’da da öyle. Suriye’de kimyasal silahlar kırmızı hattımızdır dedik, sonra geri adım attık, Orta Doğu’daki menfur rejimlere karşı duruşumuzu kundaklayan aç Ruslar tarafından kandırıldık.
Suriye’deki tutarsız tavrımızla Esed rejimine karşı mücadelelerinde onları yalnız bırakarak İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri gibi sağlam müttefiklerimizi zor duruma soktuk. Tahran’da güler yüzlü din adamına tuzağına düşerek göz kırptık, ilkeye dayalı yaptırımları azaltmaya, nükleer programlarını durdurma kararlılığımızı müzakereyle değiştirmeye ve tehlikeli rejimlerini dünyaya tekrar kabul ettirmeye giriştik. Suudileri ortada bıraktık ve güvenilmez ve saf olarak algılanır olduk. Kimse artık Washington’ı ciddiye almıyor.

Binlerce Müslüman öldürdük
Şimdi de aynanın öbür yüzüne bakalım. Yabancı ülkelerde yüz binlerce Müslüman öldürdük, böylelikle nefret uyandırdık ve sürekli bir terörist üretimi kaynağına, kalıcı bir el-Kaide’ye yol açtık. Suriye krizini çözemedik, fakat vicdanımızı tatmin etmek için füzeleri gönderseydik muhtemelen kargaşa büyüyecek, radikal cihatçılar sahneye hâkim olacaktı. Kötü tasarlanmış Suriye politikalarında Türkiye ve Suudi Arabistan’a destek vermemeliydik. Dostlar birbirlerinin sarhoş araba sürmesine izin vermez. ABD’nin durumu kötüye gidiyor. Ve biz henüz bunun farkında değiliz.”
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=9171