30 Aralık 2013 Pazartesi

Kılıçdaroğlu’ndan şoke eden ifade: Türkiye ve halkımızın geleceği için gidiyoruz



Kılıçdaroğlu’ndan şoke eden ifade:
Türkiye ve halkımızın geleceği için gidiyoruz


Geleceğini ABD’de aramak!..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. CHP’nin iktidara talip olduğunu, bölgeyi ve dünyayı ilgilendiren planlarını, heyetlerle paylaşacaklarını belirten Kılıçdaroğlu’nun  “Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” ifadesi şaşkınlık yarattı.

Kelin ilacı olsa başına sürer
ABD temaslarından yüksek beklentiler uman ve bu amaçla ziyaret gerçekleştirdiğini açıklayan Kılıçdaroğlu’na kötü haberi, CIA’nın Orta Doğu eski Şefi Graham Fuller verdi: Washington’u artık kimse umursamıyor. İşler giderek kötüye gidiyor. ABD’nin çöküşte olduğuna, güçten düştüğüne, etkisizleştiği ve tutarsızlaştığına dair yürek sızlatan duygu var.

Dünya ABD’den nefret ediyor
ABD’nin yüz binlerce Müslüman öldürdüğünü itiraf eden Fuller şöyle devam etti: Böylelikle nefret uyandırdık ve sürekli bir terörist üretimi kaynağına, kalıcı bir El-Kaide’ye yol açtık. Suriye krizini çözemedik. Türkiye ve Suudi Arabistan’a destek vermemeliydik. Dostlar birbirlerinin sarhoş araba sürmesine izin vermez. ABD’nin durumu kötüye gidiyor. GÜNCEL, Sayfa 9

CIA’nın derin kulağı
ABD’nin çöküş içinde olduğunu açıklayan Graham Fuller, SSCB’ye karşı oluşturulan “Yeşil Kuşak” projesinin fikir babası. CIA Orta Doğu Şefi olarak da görev yapan Fuller, AKP hükümetinin yürüttüğü PKK açılımının mimarları arasında yer aldı. İktidarı PKK üzerinden yürüttüğü müzakereler Fuller’ın Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey’le birlikte hazırladığı rapor üzerinden yürüyor.
CHP’nin Genel Başkanı olarak ilk kez ABD’yi ziyaret edeceğini açıklayan Kemal Kıçıldaroğlu, davetin Amerikan Kongresi ve 3 düşünce kuruluşu tarafından geldiğini söyledi.

Halkımızın geleceği
için ABD’ye gidiyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerika’ya giderken havaalanında söylediği bu sözler şaşkınlığa yol açtı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD’yi gitti. CHP liderinin, havaalanında söylediği “Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” sözleri ise şaşkınlıkla karşılandı. Kılıçdaroğlu, ABD’ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, CHP’nin Genel Başkanı olarak ilk kez ABD’yi ziyaret edeceğini söyledi. Washington’a, Amerikan Kongresi ve 3 düşünce kuruluşunun daveti üzerine gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, ziyareti kapsamında, ABD Başkanı Barack Obama’nın Ofisi, ABD Dışişleri yetkilileri ve Pentagon ile de temaslarının olacağını ifade etti.
Anamuhalefet Partisi olarak yapacakları ziyaret sırasında herhangi bir konuda müzakere yapmayacaklarını ve müzakerenin de gündemlerinde olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Ziyaretimizin amacı CHP’nin görüşlerini, düşüncelerini, ilke ve değerlerini Amerikalı muhataplarımızla paylaşmaktır” dedi.

İktidara talibiz
Temel mesajlarının tam demokrasi, temel özgürlükler, barış, refah ve istikrar olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin sadece iktidar partisinden ibaret olmadığını ve iktidara talip olan CHP’nin, Türkiye’yi, bölgesini ve dünyayı ilgilendiren bütün konularda gelişmiş değerlendirmeleri ve planları olduğunu anlatmaktır. Tıpkı Paris, Londra, Brüksel, Pekin, Bağdat ve Mısır’da yaptığımız gibi... Bu bağlamda tam demokrasi ve özgürlükler, sorumlu ve istikrar üreten bir dış politikayla, güçlü bir ekonomiyle CHP iktidarında nasıl ulaşılacağını ayrıntılarıyla ifade edeceğiz” diye konuştu.
Temaslarının ağırlığını kongre üyeleriyle yapacakları görüşmelerin oluşturacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şu bilgileri verdi: “Ziyaret kapsamında 3 ayrı düşünce kuruluşu ve John Hopkins Üniversitesi’nde konuşmalarım olacak. Türk ve Amerikan iş çevreleri, Amerika’daki Türk toplumu ve Türk-Amerikan bilim insanlarıyla ayrıca bir araya geleceğiz. Amerikan siyasetinde ve toplumsal hayatında önemli bir yer tutan Yahudi kuruluşlarıyla da toplantımız olacaktır. Bu süreçte Wall Street Journal ve Washington Post gazetelerinin yönetimleriyle de bir araya geleceğim.”

Karşılıklı çıkar
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ziyaret esnasında partisinin hedef ve vizyonunu anlatacaklarını ifade ederek, “CHP olarak karşılıklı saygı, ortak değer ve çıkarlara dayalı eşitlik temelinde sürdürülebilir, sağlam ve sağlıklı bir ilişki istediğimizi kendilerine anlatacağız. Bugüne kadar gerek Avrupa gerek komşu ülkelere hangi amaçla gittiysek, Amarika’ya da aynı amaçla gidiyoruz. Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” ifadelerini kullandı.

Washington’ı kimse
artık ciddiye almıyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz” diyerek medet umduğu Amerika’da işler pek yolunda değil... Fethullah Gülen’in Amerika’da Yeşil Kart almasına da referans olan CIA eski istasyon şefi Fuller, ülkesindeki işlerin kötü olduğunu yazdı. The Christian Science Monitor’da’daki makalesinde Fuller şunları kaydetti: “İşler kötüye gidiyor. Bir zamanlar üzerinde kabaca uzlaşma olan Amerikan dış politikası şimdi bir mikrobun yayılmasına benzer şekilde dağılıyor. Gerçekliğin birbirine ters iki ayrı görüntüsü var. İkisi de ürkütücü. Bir yanda her şeyin elden kayıp gittiğine, ABD’nin çöküşte olduğuna, güçten düştüğüne, etkisizleştiği ve tutarsızlaştığına dair yürek sızlatan duygu var.
Kararsızız, şüphelerle doluyuz, müttefiklere sırt çeviriyoruz, kenara çekiliyoruz, işlerin hallini başkalarına bırakıyoruz, şeytanla iş tutuyoruz, ahlaki sorumluluklarımızdan kaçıyoruz, küresel demokrasi vizyonumuzu terk ediyoruz, küresel güvenliği sağlayamıyoruz, ordumuzu iğdiş ediyoruz, herkesin görebileceği temkinli, kararsız, ürkek ve tutarsız bir portre çiziyoruz.
Irak’tan işimizi bitirmeden erken ayrıldık, Afganistan’da da öyle. Suriye’de kimyasal silahlar kırmızı hattımızdır dedik, sonra geri adım attık, Orta Doğu’daki menfur rejimlere karşı duruşumuzu kundaklayan aç Ruslar tarafından kandırıldık.
Suriye’deki tutarsız tavrımızla Esed rejimine karşı mücadelelerinde onları yalnız bırakarak İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri gibi sağlam müttefiklerimizi zor duruma soktuk. Tahran’da güler yüzlü din adamına tuzağına düşerek göz kırptık, ilkeye dayalı yaptırımları azaltmaya, nükleer programlarını durdurma kararlılığımızı müzakereyle değiştirmeye ve tehlikeli rejimlerini dünyaya tekrar kabul ettirmeye giriştik. Suudileri ortada bıraktık ve güvenilmez ve saf olarak algılanır olduk. Kimse artık Washington’ı ciddiye almıyor.

Binlerce Müslüman öldürdük
Şimdi de aynanın öbür yüzüne bakalım. Yabancı ülkelerde yüz binlerce Müslüman öldürdük, böylelikle nefret uyandırdık ve sürekli bir terörist üretimi kaynağına, kalıcı bir el-Kaide’ye yol açtık. Suriye krizini çözemedik, fakat vicdanımızı tatmin etmek için füzeleri gönderseydik muhtemelen kargaşa büyüyecek, radikal cihatçılar sahneye hâkim olacaktı. Kötü tasarlanmış Suriye politikalarında Türkiye ve Suudi Arabistan’a destek vermemeliydik. Dostlar birbirlerinin sarhoş araba sürmesine izin vermez. ABD’nin durumu kötüye gidiyor. Ve biz henüz bunun farkında değiliz.”
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=9171

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder