22 Aralık 2013 Pazar

DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAYI ANARKEN: DEMOKRASİDE CEMAAT-TARİKAT ÖRGÜTLENMESİ MEŞRU DEĞİLDİR!




23 Aralık 1930 günü, İstanbul'dan yönetilen, beyinleri yıkanmış bir bölüm Nakşibendi tarikatı üyesi, Derviş Mehmet'in ardında ve "şeriat getire-ceğiz!" çığırtıları eşliğinde, ellerinde yeşil bayrak, Menemen'i bastılar.
Tarikat güdümlü, robotlaşmış, gözü dönmüş  bu kişiler,  engel olmak isteyen Yedeksubay  öğretmen Mustafa Fehmi   Kubilay'ı tüfekle vurdular, sonra da bağ testeresiyle başını kesip mızrağa taktılar;   bu arada gö¬reve koşan iki bekçiyi daha şehit ettiler.
Gerçi   suçlular yakalanıp,  28'i yargılanarak 3 Şubatta asıldılar.
Ancak bu olay,   Cumhuriyet'in çoğulcu demokrasiyi gerçekleştirme amacını Türk ulusuna çok görüp demokrasiyi yıkmak için kullanmak iste-yen,   yabancı sömürgeci devletlerin güdümündeki  ortaçağcıl  örgütlü güçlerin   varlığını ve yıkıcı tehlikesini   daha o zaman kanıtladı.
 Bugün de "cemaat, tarikat" örgütlerinin  Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasal, hukuksal, eğitsel, .. kurumlarında açıkça etkin  aktör oluşunu siyasetçilerin, hukukçuların, bilim, düşün, sanat insanlarının, basının saygıdeğer yazarlarının, sendika ve meslek odaları başta olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının, … sanki olağan bir durummuş gibi karşılamaları,  CEMAAT-TARİKAT ÖRGÜTLENMELERİNİN  VE BUNLARLA İŞBİRLİĞİ YAPAN SİYASAL KURUM VE KİŞİLİKLERİN DEMOKRASİDE MEŞRU YERİ OLAMAYACAĞI GERÇEĞİNİ yüksek sesle haykır(a)mamaları, bugün çıkar bölüşmesinde kavga eden bu ortakların demokrasi düşmanlığında her an yeniden birleşebileceklerini gözardı etmeleri,       Kubilay'ın ve O'ndan sonra yine demokrasi  düşmanlarınca  katledilen CUMHURİYET ŞEHİTLERİnin anılarına yapılan büyük bir saygısızlık olmaktadır, kanısındayım.
 Kubilay'ı  ve bütün Cumhuriyet şehitlerini   en derin  saygıyla anıyoruz. PROF. DR. ÖZER OZANKAYA

ISPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ "DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY"I ANMA ETKİNLİĞİ (22 ARALIK 2013)



ISPARTA ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ BİLEŞENLERİ
1- DEMOKRATİK SOL PARTİ ISPARTA İL ÖRGÜTÜ
2-İŞÇİ PARTİSİ ISPARTA İL ÖRGÜTÜ
3-EĞİTİM-İŞ ISPARTA ŞUBESİ
4-TÜRKİYE EMEKLİ ASTSUBAYLAR DERN. ISPARTA ŞB.
5-TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ ISPARTAŞB.
6-ALEVİ KÜLTÜR DERNEĞİ ISPARTA ŞB.
7-ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞB.
8-YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERN. ISP. ŞB.

“AKP’li belediyelerin ”iftar çadırı bülbüllerinden” ATATÜRKÇÜ bu kadar olur”

Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinde, yaklaşık son bir yıldır yaşanan “yıkım-çökertme” sürecine karşı; yasal olarak başlattığımız hukuksal süreç devam ediyor. Davalar sonuçlandıkça da  üyeleri bilgilendirmeyi sürdürüyoruz.

Bu bilgilendirmelerden, tertipler düzenleyerek, ADD Isparta şube yönetimine atanmayı “kazanan!!!!!” ekiptekiler rahatsız olmuşlar!  Başlamışlar sağda solda ağlayıp sızlamaya, yalan dolan yazıp çizmeye. Alışmışlar her şeyi kapalı kapılar ardında “dümen, tertip, dalavere, yalan iftira” ile yürütmeye. Bizim saklanacak bir dümenimiz, dolabımız bu güne değin olmadı, bundan sonrada olamaz..  Ehh, AKP’li belediyelerin ”iftar çadırı bülbüllerinden”  ATATÜRKÇÜ bu kadar olur.

Sözü uzatmayalım. “Atanmış” ve Mahkeme Kararı  ile "YOK HÜKMÜNDE" olan zevatın sırrını açığa çıkaranların başına gelenleri bir fıkra ile anlatalım.
……..
 “İşsizdi, parasızdı, kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır muhabbet edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği bilinmez "Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti eline bir gün onu okuyarak vakit geçiriyordu ki, "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı ay" kitabı ve gözlerini kapattı.

"Hem bütün hırsımı ondan alırım, hem bütün gazeteler, televizyonlar benden söz eder meşhur olurum, hem de altı ay ekmek elden su gölden yiyecek, yatacak derdim olmadan çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.

Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan Başbakanı konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya başladı.

“- İnbe başbakan, inbe başbakan ! “

 Güvenlik kuvvetleri hemen müdahale edip yaka paça götürdüler. Ertesi gün mahkemeye çıktı, şahitler dinlendi, savunması alındı. Hakim kararı açıkladı.

- Sanığın suçu sabit görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine karar verilmiştir.

Birden gözleri karardı ayakta sendeledi, sonra kendini toparladı, ve haykırdı :

- İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanunu'nun şu maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir yanlışlık var bu işte !

Hakim acıyan gözlerle adama baktı ;

- Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet sırrını açığa vurmak yirmi sene.
……….
Sanırım birilerinin “devlet sırrını açığa vurduk…”

SAVRULAN KÜLLERİ ÖMRÜMÜZÜN


Bir kızın kocaman gözlerinde gördüm 
bulutların dağlara sessizce çöküşünü 
Çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci 
Ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım 
çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya 
bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda 

Harelenen sularda bir yanık kokusu 
ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi 
Işık zamana bağlı zamansa onun 
kocaman gözleridir artık 
Anladım tarih de yazılmaz 
bir aşkın sayfalarına düşmüyorsa gün 

Yalnızdım, yapraklarım dökülmüştü bir bir 
deryalara savrulup çöllere düşmüştü 
Bir duman tütüyor yine hangi kent yandı 
hangi sokakta vuruldu sevgilim 
Bir demet menekşe bir avuç toprak 
burkulan bir yürek miyim hep 

Sesimde bir yanma bir kekrelik 
uzayıp giden bir çöl yalnızlığı 
Gazeteleri okumuyorum başım dönüyor 
sulanmamış çiçekler gibi kuruyor her şey 
her şey bir yolculuğun hüznünü taşıyor 
gidip de gelmemek üzere bütün yüzler 

Puslu yamaçlarda bir çakal gölgesi 
bir dağ suskunluğu yürüyor kentlere 
yenilen biz miyiz yoksa aşklar mı 
bir kızın kocaman gözlerinde görüyorum 
savrulan küllerini ömrümüzün 
Bu kenti ayrılıklar yıkacak birgün biliyorum 

Ölümden şikâyeti yok ölüp gidenlerin 
ama bir kızın kocaman gözlerinde yangınlar çıkıyor 
Acılar dehşetli kinlendiriyor beni 
Kabarıp duruyor içimde, kabarıp duran bir okyanus 
yurdumu arıyorum batık bir tekne değilim 
yurdumu arıyorum kızgın küller ortasında 
 AHMET TELLİ


21 Aralık 2013 Cumartesi

VATAN ŞAİRİ Mehmet Âkif ERSOY'u 140. Doğum Günü'nde saygı ve rahmetle anıyoruz...



VATAN ŞAİRİ Mehmet Âkif ERSOY'u 140. Doğum Günü'nde saygı ve rahmetle anıyoruz...

Baksana kim boynu bükük ağlayan.
Hakkı hayatındır senin ey Müslüman,
Kurtar artık o biçareyi Allah için.
Artık ölüm uykularından uyan.
Bunca zamandır uyudun kanmadın,
Çekmediğin çile kalmadı, uslanmadın.
Çiğnediler yurdunu baştan başa.
Sen yine bir kerre kımıldanmadın.
Ninni değil dinlediğin velvele,
Kükreyerek akmada müstakbele.
Bir ebedi sel ki zamandır adı,
Haydi katıl sen de o coşkun sele.
Karşı durulmaz cereyan sine-çak.
Varsa duranlar olur elbet helak.
Dalgaların anmadan seyrini,
Göz göre girdâba nedir inhimak?
Dehşeti maziyi getir yadına;
Kimse yetişmez yarın imdadına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evladına?
Mehmet Âkif ERSOY