17 Aralık 2013 Salı

Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinde “Atatürk” Adına Yakışmayan Kirli, Çirkin Uygulamalar



Bilindiği üzere,  Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinin 2012 yılı Mart ayında yapılan Olağan Genel Kurulunda seçilmiş Yönetim Kurulunu, ADD genel merkezi hukuk dışı yöntemlerle görevden almıştı.(Bu nedenle konu tarafımızdan mahkemeye taşınmıştır)
 Bu ahlak dışılığı Isparta’da tezgâhlayanlar, alçakça bir tertip, düzen ve karalama ile seçilmiş yönetimin görevden alınmasını sağlayanlar, kendilerinin ADD Genel Merkezi tarafından yönetim kurulu olarak “ATANMALARI”  ile gösterdikleri ahlak dışı çabalarınınonursuz ödülünü” de almışlardır.
1.    Bu sözlerimiz;  17.02.2013 tarihinde ADD Genel Merkezince Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şube Yönetimine atamayla gelenlerin tümünü değil, bu ahlaksız tertibi, şeytana bile pes dedirtecek yöntemlerle gerçekleştirenleredir.
ADD Genel Merkezine, Isparta’daki tertipçiler tarafından, Yönetim Kurulu olarak şu isimler önerilmişti
1.                   Batuhan Güldiken    
5.Havva Dinçtürk
2.                    Doğan Elçi,
6.Hasan Hüseyin Sönmez
3.                   Ahmet Demirel,
7. Cüneyt Oktay
4.                   Şükran Çöleri,

Tertipçilerin ADD Genel Merkezindeki, işbirlikçileri de, hiçbir araştırma, soruşturma yapamaya gerek duymadan, yangından mal kaçırmanın telaşı ile listeyi olduğu gibi al el acele onaylamıştı.
2.    17.02.2013 tarihinde atamışlar büyük bir kahramanlık!!! göstererek kazandıkları ahlaksız zaferin gereğini yerine getirmek üzere harekete geçmişlerdi ki,  kirli çamaşır bohçaları ortaya döküldü.
Tertipçi ikiyüzlü ekibin 7 kişilik listeyi tamamlayabilmek için çevirdiği dolaplar, önceki Yönetimi görevden aldırmak için düzenledikleri tertipten daha ahlaksız, daha çirkindi.
3.    Yönetim Kurulu Listesine Aldıkları Hasan Hüseyin Sönmez’in, Listeye alındığından haberi bile olmadığı ortaya çıktı. 
Sönmez, ”bu atamanın kendisine, kişiliğine yapılmış ağır bir saygısızlık olduğunu, yaşamı boyunca hiçbir şekilde birilerinin himmeti ile bir yere atanmadığını, bu yapılanları gayriahlaki bulduğunu” ifade ederek, aynı gün istifa dilekçesini ADD Genel Merkezine belgegeçer(Fax) ile ulaştırmıştır.
4.    Bu kirli dümen ve dolabın yalnız Sn. Sönmez le sınırlı olmadığı kısa sürede ortaya çıktı. Tertipçi, ikiyüzlü ekip, Yönetim listesine almayı planladıkları Havva Dinçtürk’eADD önceki yönetimi tümden istifa etti. Biz ADD'nin Isparta da kapanmasını önlemek için bir yönetim oluşturuyoruz. Bize destek olun, sizi de listemize alalım”  yalanını söylerler. Dinçtürk; iyi niyet ve dürüstlükle ADD'nin kapanmaması adına görevi kabul eder. Ama “gerçekler yalanlarla çarpıtılamayacak kadar inatçıdır ve er geç ortaya çıkarlar”. Önceden söyledikleri yalan ve karalamaların ters teptiği gibi, bu yalan da ters tepmiş, Bn. Dinçtürk, gerçeğin kendine anlatıldığı gibi olmadığını görünce, Nisan 2013 te Atanmış ADD yönetiminden İSTİFA ETTİĞİNE ilişkin dilekçeyi Y-ADD yönetimine verir ve ayrılır. Ancak Dinçtürk’ün istifa dilekçesi bu gün itibariyle işleme konulmamıştır. Havva Dinçtürk; nedenini telefonla sorduğunda ise kendisine “İstifanı Ankara kabul etmedi” kuyruklu yalanı söylenir.
5.    Diğer yandan; ADD Isparta Şubesi Önceki Yöneticilerinin, ISPARTA 2.SULH HUKUK MAHKEMESİNDE 2013/365 Esas sayı ile açılan dava 13.11.2013 tarihinde sonuçlanmış, “ADD Isparta Şubesinin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında 17.01.2013 tarihli üye listesinin esas alınmasına, …gündeminde sadece yönetim kurulu değişikliğinin olacağının tespitine” karar verilmiştir.
17.01.2013 tarihli ADD Isparta Şubesi üye listesine göre, atanmış ADD yönetiminde olan BATUHAN GÜLDİKEN, AHMET DEMİREL, DOĞAN ELÇİ ADD üyesi değillerdir.
6.    Bu durumda, 5 üye yani, H.Hüseyin SÖNMEZ, Havva DİNÇTÜRK istifa nedeniyle, BATUHAN GÜLDİKEN, AHMET DEMİREL, DOĞAN ELÇİ üye olmamaları nedeniyle Yönetim Kurulu üyeliklerinden düşmüş/düşürülmüştür   Yani Şubat 213 ten bu yana ADD Isparta Şubesi, yasadışı, Gayrimeşru bir ekip tarafından yönetilmektedir
Yedek üyelere bu güne değin herhangi bir çağrı da çıkarılmamıştır. ISPARTA 2.SULH HUKUK MAHKEMESİNİN 2013/365 Esas sayılı kararı mevcut yönetim tarafından görmemezlikten gelinmektedir.
7.    Sonuç olarak; Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinde, Şubat 2013 ten bu yana, derneğin taşıdığı “Atatürk” adına yakışmayan, yasa ve hukuk düzenine aykırı kirli, çirkin uygulamalar birbiri ardınca yürütülmektedir.
8.    Bu aşamada Genel Merkezin görev, yetki ve sorumluluğunu yerine getirmesini de istemeyeceğiz. Çünkü bu olanların kaynağı, desteği, dayanağı Başta ADD Genel Başkanı olmak üzere GYK içindeki kimileridir. Bizler Kadıya- kadıyı şikâyet etmekle sonuç alınacağını düşünmüyoruz.
9.    Durumu kendini Atatürkçü/Kemalist saflarda gören kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz.17.12.2012
ADD ISPARTA ŞUBESİ
MART 2013 TE GÖREVDEN ALINAN
YÖNETİM KURULU ÜYELERİ

16 Aralık 2013 Pazartesi

AKP ye öykünerek, Batıya yaranarak iktidar olmayı amaçlayanlar



  
Sayı   :2013/20
  Konu: AKP ye öykünerek, Batıya yaranarak iktidar olmayı amaçlayanlar                                                                                               16.12.2013
       Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI

Türkiye Yerel seçim değil, seçimler ortamına girdi. 1938’den bugüne değin Cumhuriyeti çökertme amacıyla yola çıkan sicilli karşıdevrimci cephe,  yükselen toplumsal muhalefet karşısında tükenmişliğin son çırpınışları ile süreci kurtarmak çabası içinde.
Batının acentesi, Emperyalist odakların Türkiye temsilcisi olan AKP’nin çöküşü sürecinde, emek cephesinin mevzilerinde, Antiemperyalist, halkçı- devrimci safları güçlendirerek mücadele vermesi umulan ve beklenenler, çözümü AKP ye benzeyerek, daha da sağcılaşarak, Batı acenteliğini kendilerinin daha iyi yapacağını kanıtlayarak sandıktan çıkabilecekleri varsayımı üzerine ahmakça bir yola saptılar. Tarih göstermiştir ki, kendi özünü inkâr ederek, kendini var eden değerlere sırtını dönerek zafer kazanacaklarını umanların sonu hep hezimet olmuştur. Tarihin çöplüğü bu tür soysuzların, inkârcıların mezarları ile doludur.
Küresel yağmacıların Türkiye acentesinin faşist diktatörlüğünü yıkmak için, ona karşı direnmek yerine,  Onun ipine sarılarak halkımıza kurtuluş vadedenler, dilimiz varmıyor ama ihanet değilse “gaflet ve dalalet” içindedirler.  Kendileri ile birlikte Ülke ve ulusumuzu uçurama sürüklemektedirler.
Emperyalist Batının Türkiye acentesi AKP’nin varlık nedeni, Atatürkçülüğü, tam bağımsızlığı, antiemperyalist halkçı-devrimci direnci kırmak, onu yok etmek, değerlerini, sembollerini kirletmek, böylece bu değerleri etkisiz kılmaktır.
 AKP ye öykünerek, Batıya yaranarak iktidar olmayı amaçlayanlar aslında kendi varlığının mezar kazıcılığını yapmaktadırlar.
Geldiğimiz bu günde, Türkiye’de artık sahte, çakma Atatürkçülüğün ve Atatürkçülerin son kullanma tarihinin dolduğu ortaya çıkmıştır.
Tam bağımsızlığın, antiemperyalist halkçı-devrimci anlayışın Türkiye’deki karşılığını savunan kapsayıcı bir hareketi yaratmanın tüm ön koşulları oluşmuş durumdadır.
Bilelim ki, AKP’ye, PKK’ya ve de en önemlisi ABD’ye tavır almak ve bunlarla mücadele etmek yerine, Cumhuriyetçi, tam bağımsızlıkçı yığınlara sağcılaşmayı, emperyalist batının acenteliğini dayatarak çıkış yolu önerenler ve buna önayak olanlar ihanet içindedirler.
Çıkış yolu Türk halkının ellerindedir.

YÖNETİM KURULU ADINA:                                                                                                           Mahmut ÖZYÜREK       
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

15 Aralık 2013 Pazar

LAİK DEVLET ÖZGÜR TOPLUM AYDINLAR BİLDİRİSİ



LAİK DEVLET ÖZGÜR TOPLUM AYDINLAR BİLDİRİSİ
13 Aralık 2013, Cuma 11.00'de İstanbul Taksim'de Açıklanmıştır.
Duyurunun 199 imzacısı metnin hemen altındadır.
Adresinde imzaya açılmıştır.
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ olarak;
 Laik Devlet, Özgür Toplum Aydın Bildirisi'ni imzalayan CHP Milletvekillerini yürekten kutluyor ve Bildiriyi imzalayan Milletvekillerimize teşekkür ediyoruz.
Bu Bildiriyi hâlâ imzalamamış olan CHP Isparta Milletvekili Haydar Öner’e soruyoruz: 
Buradaki saptamaların doğru olduğunu kabul etmiyor musunuz?
Yanlış buluyorsanız bunu kamuoyu ile niçin paylaşmıyorsunuz?

Ispartalı CHP seçmenleri sizin bu Bildiri’ den uzak durmanızı asla affetmeyecektir.
Sizin bugün bulunduğunuz mevkilerde bulunabilmek için namusunuz üzerine yemin etmiş olduğunuzu, oralarda kendi adınıza değil, halk adına bulunduğunuzu, görevinizin halkın karşısında değil, yanında durmak olduğunu biliyor olmanın bilinci ile Tüm CHP Milletvekillerine bir kez daha sesleniyoruz:

Bu bildiri ‘ye sahip çıktığınızı imzalarınızla halka kanıtlayınız.



12 Aralık 2013 Perşembe

HÜSEYİN GÜZEL: Bu Dünya Sultan Süleymana Bile kalmadı!

HÜSEYİN GÜZEL: Bu Dünya Sultan Süleymana Bile kalmadı!

AKP-Cemaat- PKK koalisyonunun ortaklaşa yürüttüğü hukuk terörü sonlandırılmalıdır.



Sayı   :2013/17
    Konu: AKP rejiminin siyasi davalarında tutuklanan herkese özgürlük.                                                      11.12.2013                                                                                    
       Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI
Cumhuriyet yıkıcılığında birleşen ihanet cephesinin, Ergenekon tertibi ile esir tuttuğu Mustafa BALBAY tahliye edildi. Balbay’ın tahliyesi şüphesiz önemli bir gelişme ve Haziran direnişinde, 29 Ekimde, 10 Kasımlarda sokağa dökülen milyonların başlattığı toplumsal uyanış ve direniş süreci ile doğrudan ilintilidir.
Bu tahliye olayı, Okyanus ötesi egemen güçlerce planlanan, AKP-Cemaat-PKK koalisyonunun yürüttüğü “Büyük(Genişletilmiş) Ortadoğu Projesinin” artık dikiş tutmadığını ve yürütülemeyeceğini, koalisyonca uygulamaya sokulan yargı terörü ve siyasal şantaj operasyonunun yarattığı kirliliğin temizlenmesi açısından önemli bir başlangıç olarak kabul edilmelidir.
Cumhuriyet'in tasfiyesiyle birlikte, AKP-Cemaat- PKK arasında rant paylaşımı ve egemenlik alanlarının genişletilmesi üzerinden yürütülen çatışmada, bu koalisyonun ihanetleri bir bir ortaya döküldükçe toplumsal huzursuzluk, bağlı olarak toplumsal muhalefetin giderek ivme kazanacağı açıktır.
AKP-Cemaat- PKK koalisyonu arada bir, tertip ve düzmece mahkemelerle esir aldığı tutuklulardan bir kaçını serbest bırakarak, yükselen toplumsal muhalefeti,  yurtsever, devrimci-demokrat güçlerin birikimini, yıllar süren hukuk katliamını unutturabileceklerini sanıyorlarsa kendileri aldanıyorlar ama bizleri aldatamayacaklardır.  Bu aşamadan sonra AKP iktidarı, yargıyı siyasal şantajın aracı olarak kullanması olanaksızdır. 
Diğer yandan “yetmez ama evet”çi, gericiliğin yedek güçleri,  alçak ve utanmaz yandaşlar, Mustafa Balbay’ın tahliyesine ortam yaratan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını , kendilerinin canhıraş destekledikleri Anayasa değişikliğine borçlu olduğumuzu söyleyerek, yükselen toplumsal muhalefeti etkisiz kılma çaba ve gayretine yönelmişlerdir.
Ama asla unutulmamalı ki, Mustafa Balbay’ın tahliyesi için Anayasa Mahkemesi kararına gerek yoktu. Yürürlükteki Yazılı hukuk, İçerideki bütün milletvekillerinin özgür olması gerektiğini söylüyor.  Sefil ve alçakça bir utanmazlıkla, AKP-Cemaat koalisyonunun aldatıcı, yapay eylemlerine kimse alet olmayacaktır.
 AKP rejiminin siyasi davalarında tutuklanan ya da ceza alan herkes özgür olmalı. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, sahte deliller, vicdanlarda yaralar açan yargılamalarla esir tutulan bütün mahkûmlar serbest bırakılmalıdır. AKP-Cemaat- PKK koalisyonunun ortaklaşa yürüttüğü hukuk terörü sonlandırılmalıdır.

                                                                    Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI