Sayı:2017/009
Konu: “Sivas
Kongresi; İmparatorluktan Cumhuriyete” 07
Eylül 2017
“Tarih bir
ulusun varlığını hiçbir zaman inkâr edemez, çünkü onlar kuvvetli bir iman ile
inanırlar ki haksız bir görüşle yurdumuza ve ulusumuza karşı verilen hükümler,
ortaya sürülen kanılar, er geç iflas edecektir.” (Gazi Mustafa Kemal Atatürk - 04 Eylül 1919)
BASIN AÇIKLAMASI
Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi ile yapılan çağrı
üzerine, Ulus’un seçilmiş temsilcilerinin Sivas’ta bir araya gelmesiyle, 4
Eylül 1919-11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşmiştir.
Sivas Kongresi, Erzurum kararlarına yaptığı
geliştirici eklemelerle, 11 maddelik Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
tüzüğünü ve bir ulusal bağımsızlık bildirisi niteliğindeki Kongre sonuç
bildirisini kabul etti.
Sivas Kongre Kararları, yalnızca Kurtuluş
Savaşı’nın değil, milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devletinin’
de kuruluş bildirgesidir. Atatürk'ün
deyişi ile “ Burada bir milletin
kurtuluşunu hazırlayan kararlar verildi ”
Mustafa Kemal Atatürk Sivas Kongresini açış
konuşmasında şöyle haykırıyordu: “Efendiler, burada Yüce Heyetinize büyük
üzüntülerimle söyleyeceğim ki, memleketin ve milletin kutsal değerlerine güven
hissi vermede beceriksizlik ve miskinlikten başka bir güç gösterememiş olan
merkezî hükûmet, milletin sesini boğmak, milletin ortak bağlarını kırmak ve bu
şekilde milleti daima mağlûp göstermek gibi ancak düşmanlarımızın çıkarına
sayılacak hareketlerin yiğitliğini takındı. Bu durum tarihimizde doğal olarak
merkezî hükûmetin hesabına çok şüpheli bir devirdir.”
“Saltanat ve hilâfet hükümdar saraylarına kadar
boğucu bir tarzda işgal ile devletin can evinde yabancı tekeli ve zorbalığı
yerleşti ve bütün bu haksız girişimlere, merkezî hükûmet, belki de tarihte bir
eşi daha görülmemiş şekilde katlandı ve daima zayıf ve aciz bir seviyede
kaldı.” (04 Eylül 1919)
Mustafa Kemal Atatürk bunları söylerken, Saray ve
Damat Ferit hükümetleri manda ve himayenin kabulü ile işgalin en az zararla
geçiştirilebileceği, direniş yerine teslimiyetçiliğin en makul çözüm olacağı
düşüncesini topluma benimsetmeye yönelik bir yaklaşım ve çaba içindedirler.
Mütareke İstanbul’unun İngiliz Şeriatçısı Sait
Mollası, yıllarını Avrupa’da geçirmiş Ali Kemal’i, Kürdistan Emirliği düşleri
gören Seyit Abdülkadir’i teslimiyet paydasında birleştiren İngiliz emperyalizmi
“İngilizlerin
merhametine sığınmaktan başka çözüm aramanın”, “Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı”
yapmaya karar verip, ölümü göze almanın
eşkıyalık, hainlik, komünistlik olduğunu” söyletip, yazdırıyordu
Ne acıdır ki, 4 Eylül 1919'da ki Türkiye tablosu
ile 4 Eylül 2017 Türkiye’si neredeyse bire bir örtüşmektedir.
Bugün iktidar olanlar ile dünün saltanat makamını
işgal edenler arasında bir fark yoktur. Bu gün Türkiye; “memleketin ve milletin kutsal değerlerine güven hissi vermede
beceriksizlik ve miskinlikten başka bir güç gösterememiş olan merkezî hükûmet,
milletin sesini boğmak, milletin ortak bağlarını kırmak ve bu şekilde milleti
daima mağlûp göstermek gibi ancak düşmanlarımızın” çıkarları ile amaç
birliği içinde olan bir hükümet işbaşındadır. Türkiye Cumhuriyeti'ni mütareke
Osmanlı'sına çevirmek isteyen bir iktidar, Türkiye’nin yaşamsal sorunlarının
yeterince ciddiyetine varamayan, dış güçlerden yardım bekleyen “Gitsin de Nasıl Giderse Gitsin”ci yeni
mandacı, NATO’cu, AB’ci bir muhalefet ve işgal girişimiyle karşı karşıya.
Emperyalizm hiç değişmemiştir, dün olduğu gibi
bugün de bizi ülkemizde esir etmektedir. İşbirlikçilik, vatan satıcılığı hiç
değişmemiştir. İşbirlikçiler dün olduğu gibi bugün de ülkemizi emperyalistlerin
egemenliğine teslim etmekten çekinmemektedir.
Böylesi zamanlar küresel merkezlerin ve holding
medyasının parlatıp pazarlayarak örgütlerin başına getirdiği/getirttiği,
Atlantik ötesinden atanmış, Soros ödenekli, Masonluğu tescilli, süslü simalarla
değil; önderlik yeteneği ve kararlılığı yüksek devrimci liderlerle aşılır.
“Hayır paşalar hayır, hayır beyefendiler hayır,
hayır hanımefendiler hayır, manda yok.. Ya istiklal, ya ölüm var” diyen
Mustafa Kemal gibi “ölümü göze alan” liderlerle aşılır.
Dost - Düşman herkes şunu iyi bilmelidir ki;
coğrafyayı vatan yapan. Kuvay-ı Milliye, Müdafaa-i hukuk inanç ve iradesinin
günümüzdeki mirasçıları olarak bizler bu amansız kavgadan yine galip çıkacağız.
Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün Sivas’ta belirttiği üzere “tarih bir ulusun varlığını hiçbir zaman inkâr
edemez, çünkü onlar kuvvetli bir iman ile inanırlar ki haksız bir görüşle
yurdumuza ve ulusumuza karşı verilen hükümler, ortaya sürülen kanılar, er geç
iflas edecektir.”
Sivas Kongresinde; emperyalizme, (yedi düvele)
meydan okuyan Mustafa Kemal ve “uyanık ve şerefli” 40 delegeye ve beraberindeki
isimsiz kahramanlara saygıyla.
YÖNETİM KURULU ADINA: Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI