2 Ocak 2019 Çarşamba

Deveye şikâyetini sormuşlar

Yerel seçimler yaklaşıyor. Aday (Başkan, Belediye Meclis ve il genel Meclisi) belirleme sürecindeyiz ya ondan olsa gerek, bu günlerde bizim parti (yanlış anlamayın hiçbir parti üyesi değilim) çok ama çok hareketli.
Yaklaşık 40 yıldır siyasetle haşır-neşir olmama karşın, bu güne değin meydanlarda, mitinglerde, toplantılarda, anmalarda, hatta partililerin cenazelerinde bile görmediğim tipler parti kapısını aşındırıyorlar. Takım elbiseli baylar ya da düğüne gidercesine takıp takıştırmış kadınlar, ellerinde içi kâğıt dolu dosyalar parti merdivenlerinde.
Soruyorum – Hayırdır bir çalışma mı var partide?
-  Yok ya. Belediye Meclis üyeliğine başvuru yapacağım hayırlısıyla!
-  Affedersiniz siz?  Hemen anlıyor cümlenin sonunu.
-  Ya hocam bir kez de muhalefet etmeyin ya! Gülüp geçiyorum.
Parti yöneticisine soruyorum. Belediye Meclis üyeliğine başvuran ………… yı tanıyor muyuz?
-Ha o mu bizdendir? Çok iyi bir partilimizdir!
Allah Allah, hafıza kaybı yaşamadığıma göre bu “çok iyi partili” olmanın ölçütü nedir; diye soruyorum kendime. Yanıtını da buluyorum aslında. Partinin yerel ya da genelinde hiçbir şeyi, eleştirmeyecek, parti yöneticileri ile iyi geçineceksin, kendi doğruların, ilkelerin, görüşün, kısaca omurgan olmayacak. Su gibi olacaksın. Parti sizi hangi kaba koyarsa o kabın şeklini alacaksın. İşte size “çok iyi partili” olmanın ölçütü.
İşte bu günlerde “su gibilerden”  Belediye Meclis Üyesi, İl Genel Meclis Üyesi seçilecek.
İşin özü yaşamımızı her gün, doğrudan etkileyen, yerele ait her şey belediye meclisi kararlarına bağlı. Belediye Meclisi; toplu taşıma, su, yol, trafik, sosyal-kültürel alanlar vb. kentin imar planından su ücretine tüm ayrıntıları belirleme gücüne sahip. Yani Belediye Meclisi, belediyenin en yüksek görüşme ve karar organı
Belediye Kanununda 20 Madde ile belirlenen Belediye Meclisi özetle;
“1.İlçe veya ille ilgili imar plan değişiklikleri Stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını onaylamak,
2. Belediye uhdesindeki taşınmazların kiralanması, satışı,
3.Şahsa ait taşınmazların kamulaştırılması, dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarını sulh ile tasfiyeye, kabul ve feragate karar vermek
4. Vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.
5. Belediye bütçesi, faaliyet raporunu onaylamak,
6. Borçlanma için başkana yetki verilmesine karar vermek
7. İmar planlarına uygun şekilde hazırlanmış belediye imar programlarını görüşerek kabul etmek” yetkilerine sahiptir.
Belediye Meclisinde,  meclis üyeleri arasından –imar -plan bütçe –hukuk İhtisas komisyonları kurulur. Bu komisyonlar görev alanına giren işleri görüşürler ve B. Meclisine rapor halinde sunarlar.
Eğer Meclis üyeliğini yalnızca meclis toplantılarına katılıp el indirip kaldırarak apar topar geçen kararları oylayıp, ardından her toplantı için “huzur hakkı” ücretini alarak görevlerini yaptıklarını/yapmış olduklarını sanıyorlarsa büyük yanılgı içindeler
Dikkat edilirse bu komisyonların üyeleri öncelikle o alanda ihtisas/uzmanlık, bilgi, birikim, deneyim ve liyakat sahibi olmaları gerekir ki, görev alanlarına giren işlerde söz sahibi olabilsinler.
Peki, Belediye Meclis üyeliğine başvuru yapmak için kuyruğa giren “su gibi” bay ve bayanlar acaba hangi alanda uzman, bilgi, birikim, deneyim ve liyakat sahibidirler?
Biliyorum şimdi bana çok kızacaklar. Deveye şikâyetini sormuşlar. "Sırtımdaki yük umurumda değil ama kervanın önünde giden uyuz eşsek yok mu işte o çok zoruma gidiyor" demiş. İşte benimde bu zoruma gidiyor. 40 yıl içinde gözaltına alındım, tutuklandım, işkencelerden, geçtim. 25 yılda 12 kez sürgün edildim hiç zoruma gitmedi. Tam tersine her birini “onur madalyası” olarak taşıdım.
Neyse sözü Ozan Arif’le tamamlayalım.
İki laf söylemiştim, tepkide bulunmuşlar.
Oysa ben atlara demiştim ama eşekler alınmışlar.
Biliyorum çüş desem, hepsi birden sinecek.
Dur bakalım bu sefer, kaç eşek tepinecek 
Mahmut ÖZYÜREK


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder