Önce bir gazete
haberini okuyalım:
2. Murat,
Feto’yu namaza kaldırmış.
15 Temmuz hain
darbe girişiminin lideri terörist elbaşı Gülen bir sohbetinde;
“2. Murat
hazretleri, daldığım anda ‘Fethullah namaza kalk’ dedi, cama tıklattı” demiş.
Gazete bu
haberi verdikten sonra şu soruyu soruyor:
“Koca koca
generaller, akademisyenler, bakanlar, milletvekilleri, bu adamın peşinden nasıl
gittiler?”
Gazete, bu
soruyla şunu demek istiyor:
Rüyasında sık
sık Hz. Muhammed’i görüp konuştuğunu, talimatlar aldığını söyleyen, Osmanlı
padişahı 2. Murat tarafından namaza kaldırıldığı hikâyesini anlatan vaiz
Fethullah Gülen’e nasıl olmuş da fen bilimleri eğitimi almış kişiler inanıp
arkasından gitmişler?
Değerli
Dostlar,
Bu haklı bir
sorgulama. Ama çok eksiği var.
Fethullah
Gülen’le ilgili sorduğumuzu soruyu çok geniş bir çevreye yaymak zorundayız.
Sözü,
Mevlana’ya getirmek istiyorum.
Mevlana da çok
sayıda mucizeler göstermiş! Ve bu mucizelere bugüne kadar milyonlarca kişi
inanmış!
Bu konuyu
“GELİN YÜZLEŞELİM” adlı kitabımın birinci bölümünde çok ayrıntılı olarak
anlattım, burada kısa özetler vereceğim.
Mevlana Uçuyor!
Bir gece
Mevlana’nın eşi Kira Hatun, medresenin her yanını arar, Mevlana’yı bulamaz.
Gider uyur. Biraz uyuduktan sonra birdenbire uyanır, bir de bakar ki Mevlana
namaz kılıyor! Namazını bitirdikten sonra Mevlana’nın yanına gider, ayaklarını
kucağına alır, yavaş yavaş ovar. Bir de bakar ki, Mevlana’nın ayakları toz
içinde. Ayak parmakları arasında renkli kumlar var! Ayakkabısının da kumla dolu
olduğunu görür. Tam bir korku içinde bu durumu Mevlana’ya sorar.
Mevlana,
Kâbe’de çok sevdiği bir dervişin bulunduğunu, onu görmeye gittiğini söyler.
Ayaklarındaki kumun da Hicaz kumu olduğunu açıklar, kuma sakla, ama sakın
kimseye söyleme, diye tembih eder.
Anlatılan
şudur:
Bir gece
Mevlana, Konya’daki tekkesinden uçuyor, Mekke’ye gidiyor, Kâbe’nin yakınındaki
bir dostunu ziyaret edip yine uçarak Konya’ya tekkesine dönüyor.
Bu anlatımdan
anladığımız, Tanrı hiçbir peygambere vermediği bir ayrıcalığı, bir mucize
yeteneğini, yani uçma yeteneğini Mevlana’ya vermiş!
Tanrı,
Mevlana’nın Sofrasına Kızarmış Etli Pilav Gönderiyor
Mevlana bir gün
bir yakın dostunun evine misafirliğe gider. Mevlana aç olduğunu, yiyecek bir
şeyler getirilmesini ister. Oysa evde yemek yenmiş, sofra kaldırılmış, boş
tencereler mutfağa götürülmüştür.
Mevlana, boş
tencerelerden birini ve büyük bir tabak getirmeleri ister, getirirler.
Mevlana elini
boş tencereye sokar, kızarmış etli pilav çıkarıp tabağa koyar. Bunu birkaç kez
tekrarlar, büyük tabak tepeleme kızarmış et ve pilavla dolar. Herkes şaşkınlık
içerisinde bakarken Mevlana, “Bu, Tanrı tarafından gelmiş bir gayb yemeğidir,
Onu yemek gerekir” der ve hep birlikte güzelliği ve tadı eşsiz yemeği yerler.
Mevlana böylece
bir mucize daha gerçekleştirmiştir!
Mevlana,
Kâbe’yi Konya’ya Getiriyor!
Mevlana’nın çok
değer verdiği bir kadın dostu Kâbe’ye gitmeyi arzular, ama önce Mevlana’dan
izin alması gerektiğini düşünüp Mevlana’nın ziyaretine gider.
Mevlana, kadın
dostu ile sohbet eder. Gece yarısından sonra Mevlana medresenin damına çıkar,
oradan kadını hemen yukarıya çağırır.
Kadın,
medresenin damına çıkar. Mevlana, “Yukarı bak, amacın gerçekleşmiştir!” diye
haykırır.
Kadın gözlerine
göğe çevirir çevirmez bir çığlık atar. Kâbe, medresenin üzerinde dönüp durmaktadır!
Mevlana, hacı
olmayı arzu eden kadın dostunun ayağına getirmiştir Kâbe’yi!
Değerli
Dostlar,
Mevlana’nın bu
türden mucizeleri anlat anlat bitmez!
Peki, bu
mucizelere kimler inanmaktadır?
Bu mucizelere,
Mevleviler inanmaktadır.
Mevlana’ya
inanıp bağlananlara “Mevlevi” denilmektedir.
Mevlevilik,
Mevlana düşünceleri çerçevesinde kurulmuş bir tarikattır.
Mevlevi
tarikatını benimseyenlerin bir araya geldiği tekkelere ise “Mevlevihane”
denilmektedir.
Mevlevi
tarikatı ve Mevlevihaneler Türkiye’de çok yaygındır.
İşte,
Türkiye’de Mevlevihanelerin bulunduğu yerler:
İstanbul,
Ankara, İzmir, Konya, Afyonkarahisar, Antalya, Çankırı, Edirne, Eskişehir,
Gaziantep, Gelibolu, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Manisa, Muğla,
Niğde, Samsun, Tokat, Şanlıurfa.
Yurt Dışında da
Mevlevihaneler bulunmaktadır:
Atina
(Yunanistan), Filibe (Bulgaristan), Halep (Suriye), Hanya (Girit), Humus
(Suriye), Kahire (Mısır), Kırım, Kudüs, Lefkoşa, Peç (Macaristan), Priştina
(Kosova), Saraybosna, Selanik, Şam, Trablusşam (Lübnan), Trebbus (Almanya),
Üsküp (Makedonya), Larissa (Yunanistan).
Değerli
Dostlar,
Yurtiçinde ve
Yurt dışında örgütlenmiş büyük bir yapıyla karşı karşıyayız.
Bu yapıyla,
Fethullah Gülen’in yurtiçi ve yurt dışı örgütlenmesi arasında bir benzerlik yok
mu?
Tüm Mevlevihanelerdeki
Mevleviler, kayıtsız şartsız Mevlana’ya inanmaktadırlar. Mevleviler; Allah’tan
ve Hz. Muhammed’den sonra Mevlana’ya bağlıdırlar, ona gönülden inanmışlardır.
Yani
Mevleviler, Mevlana’nın mucizelerine de inanmaktadırlar.
Peki, Fethullah
Gülen’in anlattığı akıl dışı mucizelerle, Mevlana’nın akıl dışı mucizeleri
arasında ne fark var?
Değerli
Dostlar,
Türkiye’nin
birçok yerinde Mevlevi dernekleri, Mevlana Vakıfları bulunmaktadır. Bu dernek
ve vakıfların kurucuları ve üyeleri de kayıtsız şartsız Mevlana’ya bağlıdırlar.
Yani, bu kişiler de Mevlana’nın akıl dışı mucizelerine inanmaktadırlar.
Tekrar
soruyorum, bu bağlamda, Fethullah Gülen’e inanalar ile Mevlana’ya inanlar
arasında ne fark var?
Mevleviler
arasında da çok sayıda akademisyen, subay, siyasetçi, hukukçu, işadamı
bulunmaktadır. Alın size, Fethullah Gülen müritleriyle Mevleviler arasında bir
benzerlik daha!
Değerli
Dostlar,
Cumhuriyet
devrimleriyle tarikatlar kapatılmış, tarikatçılık yasaklanmıştı.
Ancak son 65
yılda tarikatlar örümcek ağı gibi her yanı sarmış, tarikatçılar hem parasal
yönden hem de siyasi alanda güçlenerek Cumhuriyeti tehdit eden konuma
gelmiştir.
Cumhuriyet
aydınları tüm tarikatlara ve tarikatçılara karşı açıktan savaşım vermeden Türk
halkının başı beladan kurtulamayacaktır.
Yılmaz Dikbaş
30 Ağustos
2016, Salı
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder