30
Ağustos utkusunun 94. yıldönümündeyiz,
30
Ağustos Utkusu, dünün işgalcisi o haçlı emperyalizme karşı vatan- millet ve
hürriyet adına onurluca karşı durulup kanla irfanla elde edilen büyük bir
Ulusal Utku’dur..
30
Ağustos; emperyalist planların bozulduğu, Anadolu’nun paylaşım girişiminin
durdurulduğu, Mazlum ulusların emperyalizme karşı savaşımına ışık olan, umut
aşılayan bir başkaldırının adıdır.
30
Ağustos; bir ulusun tarih sahnesinden silinirken topyekûn “bağımsızlığını
imhaya karar veren emperyalizme” karşı
yeniden dirildiği, tarihte örneğine ender rastlanan bir savaşın adıdır.
30
Ağustos utkusu, işgalden “Kurtuluş” tan “Kuruluş”a, 29 Ekim 1923’e giden
yoldur..
97
yıl önce 19 Mayısla başlayan, 30 Ağustos’ta “Ya istiklal ya ölüm!”
parolasıyla süren bağımsızlık savaşı ile bu topraklardan kovulanlar ve
emperyalistlerin işbirlikçileri, bu gün yine bu topraklarda cirit atıyorlar.
Yeni Sevr özlemiyle yanan AB-D Emperyalistleri ve onların işbirlikçileri Vahdettinlerin,
Damat Feritlerin, Şeyh Saidlerin, Ali Kemallerin torunları 23 Nisan’ın, 29
Ekim’in, 30 Ağustos’un, Çanakkale Zaferi’nin ve 19 Mayıs’ın izlerini silmeye
çalışıyorlar. 30 Ağustos'ta, Afyon Kocatepe-Dumlupınar'da emperyalizmin Türk
ulusunun ayağına taktığı prangalar sökülüp atılmıştır; ama 94 yıl sonra bugün
emperyalizm yeniden Türk ulusunu prangalamak, yakın köklerinden kopararak,
yeniden emperyalizmin kucağına itmek istemektedir.
Emperyalist
Batı, savaşla elde edemediği sonucu ya bizzat kurdurduğu ya da değişik
yollardan desteklediği bir takım “Truva atı” örgütlenmelerle elde etme
yolunu seçmiştir.
Mustafa
Kemal’in aşama aşama unutturulması-değersizleştirilmesi, Milli Bayramların, 19
Mayısların 30 Ağustosların kutlamalarının engellenmesiyle amaçlanan da Türk
halkının tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik bilincini yavaş yavaş yok ederek,
Yeni Sevr’i, günümüzdeki adıyla “BOP” projesini yürürlüğe koyma amaçlıdır.
Bu
gerçeği gören ve gereğini yapmayı düşünen yurtseverler, tertiplerle bir şekilde
susturulmakta, TSK ABD’nin isteği ile “tasfiye” edilmektedir. Yazılı ve görsel
basın dinci gericilik tarafında denetim altına alınmakta, böylece Türk halkının
gerçeği görmesi engellenmektedir. Özetle söylemek gerekirse ülkemiz ve ulusumuz
yeniden işgal yıllarının o boğucu karanlığıyla karşı karşıyadır.
Kayıtsız
Şartsız Ulusal Egemenlik ilkesine karşı duran siyasal iktidar 30 Ağustos dâhil
tüm ulusal bayramlarımızı kutlamak istemediğini açıkça sergilemektedir. Ulusal
bağımsızlığımız, özgürlük ve barışımız ve yurt güvenliğimiz için zorunlu olan
kurumların en önemlilerinden birisi olan CUMHURİYET Ordusu’nun
itibarsızlaştırılması, onursuzlaştırılması ve etkisizleştirilmesi için, eski
bilinen senaryolar yeniden piyasaya sürülmektedir.
Genelkurmay
Başkanlığı Cumhurbaşkanlığına, Kuvvet Komutanlıklarının Milli Savunma
Bakanlığı’na, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın
İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştır. Askeri liseler, astsubay hazırlama okulları
ve Harp Akademileri’nin kapatılmıştır.
Tüm
bunlar 15 Temmuz darbe girişimine tepki olarak alınan önlemler değildir. AKP
iktidarının emperyalizmle işbirliği içinde uzun vadeli “devleti
ordusuzlaştırma” projesinin gereğidir. 15 Temmuz iktidara tam da bu projeye
uygun bir ortam yaratmıştır/yaratılmıştır
Askeri
okulların kapatılması aslında bir “Sevr Projesi”dir. Sevr’de bile
168. maddesi ile askeri okulların kapatılması değil küçültülerek gözetim altına
alınması istenirken, FETÖ’cü darbe girişimi gerekçe edilerek bu okulları
tümüyle kapatmak, Serv projesini bir adım öte taşımaktır.
Birbirinin
"paraleli" olduklarını itiraf eden iki ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜŞMANI VE
ABD/AB/BOP destekli siyasal örgütlenmenin 15 Temmuz 2016'da birbiriyle
girdikleri çıkar kavgasında, kavgayı kazanmış "görünen" AKP iktidarının,
BOP'un eş başkanlığını sürdüren özelliği ile haçlı emperyalizmin çıkarları
doğrultusunda Türkiye’yi yeniden Sevr (günümüzdeki adıyla BOP) paylaşımına
sürüklemektedir.
Siyasi
iktidar FETÖ'cülerle değil, Cumhuriyetle, Cumhuriyetimizin kazanımları ile
15 yıldır sürdürdüğü hesaplaşmayı 15 Temmuz kalkışmasını gerekçe yaparak
hızlandırmıştır. Yıllardır FETÖ ile ortak yürüttüğü Atatürk Cumhuriyeti'ne
karşı verilen savaşı şimdi OHAL uygulamaları ile sürdürmektedir.
Söylem
ve eylemleri ile yalnız bu günümüze değil yarınlarımıza ışık tutan Mustafa
Kemal Atatürk bu günkü durumu anlatıyor.
“Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti,
bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye
teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını
zannettikleri milletin de, izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına
taarruzla, milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve
ediyorlar.”
"Saraylarının
içinde Türk'ten başka ögelere dayanarak, düşmanla birleşerek Anadolu'nun,
Türklüğün aleyhinde yürüyen çürümüş gölge adamların Türk yurdundan kovulması,
düşmanların denize dökülmesinden daha kurtarıcı bir devinimdir.”
Bizler,
Vahdettinlerin, Damat Feritlerin, Ali Kemallerin değil, Mustafa Kemal’in
yolundan gidenleriz. Bize Mustafa Kemal Atatürk; “Saraylarının içinde Türk’ten başka ögelere
dayanarak, düşmanlarla birleşerek Anadolu’nun, Türklüğün aleyhine yürüyen
çürümüş gölge adamların Türk yurdundan kovulması, düşmanların denize
dökülmesinden daha kurtarıcı bir devinimdir” görevini vermiştir.
30
Ağustos un 94. yılında emperyalizmi dize getiren, çağdaş Türkiye’nin mimarı,
Mustafa Kemal Atatürk'ü ve arkadaşlarının bizlere verdiği görev
bilinciyle, bağımsızlık savaşımızın
yüce şehitlerini derin saygı, gönülden bağlılıkla bir kez daha anıyoruz.
YÖNETİM KURULU
ADINA: Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder