Uzun
süredir dillerde dolaşan bir söylem var:
“Terörün
dini, milliyeti ve coğrafyası yoktur!”
Bu söylem
doğru değildir!
Terörün
dini de vardır, milliyeti de vardır, coğrafyası da vardır!
Ben bu
gerçeği, ilk basımı Mayıs 2009’da yapılan “EFENDİ TERÖRİSTLER” adlı kitabımda
belgeleriyle kanıtlamıştım.
Emperyalistler,
dünya halklarının belleklerine şu fotoğrafı kazımışlardır:
Teröristler;
işsiz, güçsüz, eğitimsiz, esmer tenli, kara kaşlı, kara gözlü, saçı sakalı ve
de bıyığı birbirine karışmış, yakası bağrı açık, göğsünün siyah kılları dışarı
fırlamış, çoğunlukla hırpani görünümlü genç, genelde yoksul çocuklardır.
Oysa ben,
EFENDİ TERÖRİSTLER adlı kitabımda bunun böyle olmadığını gösterdim.
Kitabımın
konusu, Siyonist İsrail devletinin kuruluş süreciydi.
Siyonist
İsrail devleti, teröristler tarafından kurulmuştur.
Siyonist
İsrail devletini kuranların hiçbiri, Filistin topraklarında doğmamıştır.
Siyonist
İsrail devletinin fikir babası, Dr. Theodor Herzl’dir.
Teodor
Herzl, dünyanın dört bir yanına dağılmış Yahudilere bir çağrıda bulunmuş,
Filistin’e göç etmelerini istemiş, Tevrat’da Tanrı’nın vaat ettiği topraklarda
bir İsrail devletinin nasıl kurulacağını anlatmıştır.
İşte bundan
sonra devreye Siyonist liderler girmiştir.
Siyonistler,
Filistin topraklarında üç terör çetesi kurmuşlardır:
Haganah
Çetesi, İrgun Çetesi ve Stern Çetesi.
Bu çeteler
tüm Filistin’de kanlı terör eylemleri yaparak binlerce Müslüman Filistinliyi
öldürmüşler, öldüremediklerini Filistin’in dışına sürmüşler ve onların
evlerine, bahçelerine, tarlalarına, iş yerlerine el koymuşlardır.
Siyonist
terör çetelerine başta Amerika ve İngiltere olmak üzere, neredeyse tüm Avrupa
devletleri para vererek, silah göndererek destek olmuşlardır.
Siyonist
terör çetelerinin terörist liderleri, daha sonra Siyonist İsrail devletinin
başkanları, başbakanları olmuştur!
İşte
onlardan bazıları:
David Ben
Gurion, İzhak Rabin, Menahem Begin, İzhak Şamir, Ariel Şaron.
Günümüz
Siyonist İsrail devletinin devlet başkanı Şimon Peres, eski bir teröristtir.
Günümüz
Siyonist İsrail devletinin başbakanı Benjamin Netanyahu da eski bir
teröristtir.
Ancak bu
teröristler sıradan teröristler değildir.
Bu
teröristler; çok iyi eğitim görmüş, doktor, doçent, profesör gibi akademik
unvanlar kazanmış, birkaç dil bilen, kitaplıklarında yüzlerce, hatta binlerce
kitap bulunan, uluslar arası güçlü ilişkileri olan, beyaz tenli, beyaz yakalı,
sinekkaydı tıraşlı, iyi giyimli, sözcüğün tam
anlamıyla Efendi Teröristlerdir.
Efendi
Teröristler Filistin topraklarında; Yahudi dinini, Tevrat’ı, Yahudi
milliyetçiliğini kullanıp terörü bir savaş yöntemi olarak uygulayarak İsrail
devletini kurmuşlardır.
Şimdi, bu
örnekten yola çıkarak gelelim Türkiye’ye.
Yaklaşık 30
yıl önce ortaya çıkan terör örgütü PKK, bu süreç içinde yaklaşık 10 bin Türk
askerini, 40 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sivili öldürmüştür.
Amerika
Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nden para ve silah desteği alan terör
örgütü PKK, Türk topraklarında bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak
istemektedir.
Yaptığı
katliamlarla, yıkıcı terör eylemleriyle güç kazandığına inanan PKK’ya,
Amerikalı ve Avrupalı akıl hocaları, haydi artık sivilleşin, siyasete girin,
demiştir.
İşte, bu
aşamada, piyasaya efendi kılıklı PKK teröristleri sürüldü, bunlara sözde
siyaset yapmak üzere rol verildi.
Ve bakın ne
oldu:
1991
yılında, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP), demokrasi adına, efendi kılıklı 22
PKK teröristini, milletvekili maskesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne soktu!
SHP’nin
Genel Başkanı, Erdal İnönü idi.
Dünyanın
gözünde yasallık kazanan terör örgütü PKK, bundan sonra bir biri ardına siyasi
partiler kurdu ve geldik günümüze.
Bugün
siyaset meydanında, terör örgütü PKK’nın HDP adında bir siyasi partisi
bulunmaktadır.
Terör
örgütü PKK’nın partisi HDP, 7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinde 80
milletvekili çıkarmıştır.
HDP’nin eş
başkanları, milletvekilleri ve milletvekili adayları, tıpkı Siyonist Efendi
Teröristler gibi, takım elbise ve beyaz gömlek giyiyorlar, kravat bağlıyorlar,
sinekkaydı tıraş oluyorlar ve hatta kültürlü görünmek için, ellerinde sazla
meydanlara çıkıyorlar.
Terör
örgütü PKK’nın yöneticileri ve milletvekilleri ne kadar efendi görünmeye
çalışırlarsa çalışsınlar, onlara “Efendi Teröristler” diyemiyorum! Akıl ve zekâ
düzeyleri, eksik donanımları, düşük kültürleri onlara “efendi” dememe engel
oluyor.
İşte, bu
nedenle onlara sadece “Efendi Kılıklı Teröristler” diyebiliyorum!
HDP’nin
Efendi Kılıklı Teröristleri, 1 Kasım 2015 milletvekili seçimlerine
hazırlanıyorlar.
Korkutulmuş,
kandırılmış Kürt kökenli vatandaşlarımız yanında, Türk solcularından da büyük
destek alacaklarını söylüyorlar.
Terör
örgütü PKK’nın partisi HDP, vatanı bölüp parçalamak istiyor.
Türkiye’deki
solcuların da buna destek olacağı, oy vereceği söyleniyor.
Değerli
Dostlar,
Avrupa
komünistleri de, Avrupa solcuları da asla vatanlarının bölünüp parçalanmasından
yana olmadılar.
Avrupa
komünistleri de, Avrupa solcuları da, acımasızca sivilleri öldüren bir terör
örgütüne asla destek vermediler!
Öyleyse,
terör örgütü PKK’nın partisi HDP’ye oy vereceğini söyleyen içimizdeki
solcularda bir “tuhaflık” mı var?
Yoksa
teröristleri Meclis’e taşımak gibi bir “sol geleneği” mi var?
Hayır, bir
tuhaflık yok!
Terör
örgütü PKK’nın partisi HDP’ye oy verecek içimizdeki solcular, Küresel Çete’nin
emrinde, Küresel Çete’nin piyonlarıdır!
Terör
örgütü PKK’nın partisi HDP’ye oy verecek içimizdeki solcular, AB hibeleriyle,
Soros dolarlarıyla “İĞFAL” edilmiş işbirlikçilerdir!
Atatürk,
bir gün, Kurtuluş Savaşı anılarını anlatırken şöyle demişti:
“Kurtuluş Savaşı’nda biz, dış
düşmandan çok iç düşmanla savaştık!”
1 Kasım
2015 Pazar günü yapılacak Milletvekili seçimlerinde, bölücü terör örgütü
PKK’nın siyasi partisi HDP’ye oy verecek solcular, Türklerin içindeki
düşmanlardır!
Önce iç
düşmanlarımızı yenelim, daha sonra birleşip dış düşmanlarımızı yenmek hiçte zor
olmayacaktır!
Yılmaz
Dikbaş
27 Ekim
2015, Salı
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31
52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder