Mustafa
Kemal önderliğindeki Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı (Milli Mücadele) örgütünün
direnişi sayesinde açılan son Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin tek olumlu kararı,
28 Ocak 1920 günü Ulusal And'ı (Misakı Milli ya da Ahd-ı Milli Beyannamesi'ni)
ilan etmesi olmuştur.
Nitekim
bu bildirgeden hemen sonra da sömürgeci İngiliz işgal güçlerince bu meclis
basılıp dağıtılmış, üyelerinin bir bölümü Malta'ya sürülmüş, bir bölümü
Anadolu'da, Milli Mücadele'de yerlerini almışlardır..
Türk
ulusunun kanıyla, canıyla dünyaya onaylattığı, sonsuza değin yaşayacak Türk
yurdunun tapusu olan ULUSAL AND (MİSAK-I MİLLİ), Amasya Genelgesi ile Erzurum
ve Sivas Kongreleri kararlarının bir özeti olup, iç düzenimizle uluslararası
ilişkilerimizi tam bağımsızlık ve demokrasi temellerine dayandıran bir toplum
sözleşmesi niteliğindedir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, tüm siyasal
partilerin, tüm ulusal kurumların ve her yurttaşın, bir onur borcu olmak üzere
her türlü özveriyi üstlenerek koruyup savunması gereken Ulusal And'ın tam metni
şudur:
"1-
Savaş Bırakışmasının imzalandığı 30 Ekim 1918 günü, düşman orduları işgalinde
bulunan Arap ülkelerinin durumu, halkın özgürce vereceği oya göre
saptanmalıdır. Savaş Bırakışmasının öngördüğü sınırlar içinde Türk ve islam
topluluğu bulunan bölümlerin tümü, hiçbir biçimde ayrılma kabul etmez bir
bütündür.
2-Halkın
oyu ile yurda katılmış olan Kars, Ardahan ve Artvin için de gerekirse halkoyuna
başvurulmasını onaylarız.
3-
Barış antlaşmasına bırakılan Batı Trakya'nın sınırının saptanması da, halkın
tam özgürlük içinde vereceği oylara göre olmalıdır.
4-
Halifeliğin ve Osmanlı devletinin başkenti olan İstanbul'la Marmara Denizinin
güvenliği, her türlü tehlikeden korunmuş bulunmalıdır. Bu ilke saklı kalmak
koşuluyla, Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına
açılması konusunda bizimle başka devletlerin birlikte verecekleri kararlar
geçerlidir.
5-
İtilaf devletleri ile düşmanları ve kimi ortakları arasında da kararlaştırılmış
bulunan andlaşma çerçevesinde azınlıkların hakları, çevre ülkelerindeki
Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanması koşuluyla, tarafımızdan da
onaylanıp sağlanacaktır.
6-
Ulusal ve ekonomik gelişmemize olanak bulunması ve kamu işlerinin daha çağdaş
bir düzenli yönetim biçiminde yürütülebilmesi için, her devlet gibi bizim de
gelişme olanakları bulmamızda tam bağımsızlığa ve özgürlüğe sahip olmamız,
yaşamımızın ve varlığımızı sürdürebilmemizin temelidir. Bu nedenle siyasal,
yargısal, mali gelişmemize engel olan sınırlamalara karşıyız.
Üzerimizde
kalacak olan borçlarımızın ödenmesi de, bu ilkelere aykırı olmayacaktır."
MUSTAFA
KEMAL VE TÜM MİLLİ MÜCADELE ARKADAŞLARINI EN DERİN SAYGI VE GÖNÜL BORCU
DUYGULARIYLA ANIYORUZ:
Özer OZANKAYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder