Osmanlı
imparatorluğu
dinsel esasa göre kurulmuş
bir Orta Çağ
imparatorluğudur.
İki
yüzyıl içinde büyük askerî zaferler kazanarak 1555’te Dünya Hâkimi olmuştur; O dönemde dünya, Akdeniz ve çevresinden ibaretti.
*Aynı
yüzyıl, İtalya’da Rönesans döneminin başladığı, Batı’nın Ortaçağ uykusundan uyandığı tarihtir; Batı’nın dünya görüşü altüst olmuş, kafaların içi değişmeye başlamıştır.
*Rönesans’ta
atılan adımlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun farkında olmadığı duraklamanın başladığını gösteren adımlardır.
* Antik
Grek’in ve Kültürü’nün keşfi,
Batı düşünce sistemini kökünden değiştirmiş
*Matbaanın
icadı, bilginin kitleye yayılmasını gerçekleştirmiştir.
*Batı
düşünce sistemi, edebiyat, felsefe,
plastik san’atların varlığı, aydınların yüksek sosyetelerinde yaptığı çok faydalı eleştiri ve tartışmaları ile ortaya yavaş yavaş büyük bir Batı kültürü çıkmıştır.
*Sahne
sanatları, Tiyatro ve Bale…düşüncenin mobil ifadesi…tiyatroya müziğin girmesi… kiliseden halka inen konserler … çok yanlı, büyük bir Avrupa, Batı kültürü’nün bütün görkemiyle ortaya çıkmasını sağlamıştır.
*Osmanlı
İmparatorluğu böyle bir gelişimin tümüyle dışındadır. Ortaçağ’dan, dinsel esastan kopamamıştır.
Batı,
yalnızca bu demek değildir.
*Barutun
keşfi… Ok’un, yay’ın, pala’nın, kılıç’ın…savaşlarda önemini kaybetmeye başlaması…
*Buharın
icadı… coğrafî keşifler… başka ülkeler… başka maddeler…sömürgeciliğe geçiş...sömürgelerdeki zenginliğe sahip olmak…
*Ticarî
yolların değişmesi, ekonomi diye bir bilimin varlığı ve etkinliği…
*
Fabrikalar, buharlı gemiler…sanayinin, özellikle ağır sanayiinin kurulması…
*15’inci
yüzyılda, 1444’de matbanın icadından, başlayan duraklama ve 16..17..18..19 yüzyıllardaki Batı’ya kıyasla 400 yıl süren bir gerileme…
* Savaş sanatının makineleşmesi, makine yapamayan Osmanlı sanayii, arka arkaya yapılan ve kaybedilen savaşlar sonucu
* İmparatorluğun parçalanması, kaybedilen
topraklardan
* Türk
halkının ikinci Anayurdu; Anadolu’ya çekilmesi…Akdeniz’i çevreleyen,
Karadeniz’i Türk Gölü yapan büyük topraklardan ancak Anadolu
topraklarının kalmış
olması…
*
Çıkarılan etnik isyanlarla baş
edemeyen, bu topraklardan kovulmuş,
aşağılanmış, bir çaresizlikten ötekine sürüklenen, acz içinde kalmış olmanın verdiği devamlı acılarla Kültür Avrupası’nın karşısında, askerî yenilgilerle, Avrupa aşağılık duygusu hücrelerimize kadar işlemiş, boynu bükük, zavallı kişiler olduğumuzu manen kabullenmişiz…
*Bu
topraklarda yaşayabilmek
için
Avrupalılaşma gereği ortaya çıkmış, vücuda uymayan elbiseler giyinilmiş
*her tür
sivil ve askerî sanayi mamûlleri, satın alınma suretiyle sağlanmış
*Büyük
bir Batı hayranlığı, tarihî olayların oluşturduğu Avrupa aşağılık duygusunu daha kökleştirmiştir.
Bu kısa
yazıda büyük bir genelleme yaparak Batı karşısında 400 yıl süren gerileme sonucu doğan geri kalmışlığın Avrupa aşağılık duygusunu nasıl yarattığını gördük.
Gelecek
yazıda bu kökleşmiş aşağılık duygusunu işleyerek, Batının bizi içerden çökertme çabalarına başvurduğunu göreceğiz.
Halûk
Tarcan (CNRS- Paris)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder