Seçim sürecinin yaklaşması ile dershaneler üzerinden başlayan AKP-cemaat
gerilimi, MGK kararlarının açığa çıkartılması, kaset şantajı, anayasa
mahkemesinin BALBAY hakkındaki kararı ve yeni gelişmelerle sürmektedir.
Bugünkü gerilimin, temel nedeni bir iç hesaplaşmadan daha çok, Kemalist
cumhuriyetin çökertilmesi (ele geçirilmesi değil) sonucu
kurulan paralel devletçikler arasındaki hâkimiyet alanı çatışmasıdır.
Daha anlaşılır bir söylemle, Cumhuriyet'in tasfiyesiyle birlikte kurulan
paralel devletçikler arasında rant paylaşımı ve egemenlik alanlarının
genişletilmesi üzerinden yürütülen bir çatışma söz konusudur. Bu çatışmanın
tarafları yalnızca AKP ve Cemaat değil, üçüncü paralel devleti örgütleyen PKK
da bu çatışmanın tarafı olarak sahnededir.
Türkiye, Kurtuluş Savaşı döneminde olduğu gibi, ayrılıkçı Kürt hareketi,
işbirlikçi dinci hareket tarafından parçalanmıştır.
Kendilerini bu toprağa, bu vatana, bu halka ait hissetmeyen, Cumhuriyet
mirası üzerinden değil, Cumhuriyeti tüm
kurumları ile kökten reddeden bu üç paralel devletçiğin örgütleyicileri, Atatürk cumhuriyetini yıkma noktasında
birleşerek hareket etmektedirler. Cumhuriyet yıkıcılığında birleşen bu ihanet
cephesinin önünü açma görevi AKP iktidarına verilmiştir. İşte bu nedenle
Merkezi hukuk sistemi rafa kaldırılmış, ulusalcı yapılar tasfiye edilirken PKK
ve tarikatlar hukuk üstü bir konum kazanmışlardır. Bu nedenle TSK’nın eli kolu
bağlanarak “İrticaya ve bölücülüğe karşı mücadelenin kurmay çadırı” etkisiz
kılınmıştır.
Bu günün Türkiye’si, yeni bir yapılanmayla karşı karşıyadır ve taşlar
buna göre döşenmektedir. Bugün artık Türkiye’de kazanılmış hiçbir hak güvence
altında değildir. Ne yasaların ne de anayasanın böyle bir işlevi kalmamıştır.
Yaratılan bu yeni durum ABD’nin (emperyalizmin) bölge politikalarına
denk düşen bir yapılanmayı ifade etmektedir.
Cumhuriyet'in tasfiye süreci büyük ölçüde tamamlanmış, Cumhuriyet
tarihinin tüm gerici kalkışmalarının mirasçısı olan AKP koalisyonu tarafından
devletin çökertilme süreci sonuçlandırmışken,
emperyalizme karşı bir kurtuluş savaşıyla kurulan Türkiye
Cumhuriyeti’nde, cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP; yıpranmış Erdoğan
hükümeti yerine kitleleri sol söylemlerle uyutacak, emperyalizmin yedek gücü olma
yolunda koşmaktadır.
CHP; yükselen toplumsal muhalefeti,
yurtsever, devrimci-demokrat güçlerin birikimini umudunu/geleceğini
iktidara egemen olmuş gerici güçler arası çelişmelere kurban etme, geniş halk yığınlarını çatışmanın tarafı
haline getirme, AKP koalisyonuna siyaseten enerji verme, onu güçlendirme,
tıkanan AKP siyasetine soluk katma işlevini üstlenmiş gözükmektedir.
Dinci Faşizmin toplumsal muhalefeti sistem içi kanallara hapsetme
amaçlı; Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması, uzun tutukluluk sürelerinin
düşürülmesi, buna bağlı olarak kimi tutukluların serbest bırakılması vb. attığı
adımlar yanılsamadan öte bir anlam taşımaz. Tahliyeler yakın bir gelecekte
“takas”a dönüşecek, PKK terör örgütü elebaşısı ve yandaşları “uzun tutukluluk
süreleri” nedeniyle bir bir tahliye edilecektir. Yaşayarak göreceğiz.
Bu adımlar geniş halk yığınlarının, emeği ile geçinen ve bu nedenle de
giderek yoksullaşan emekçi halkın bilincinin bulandırmasına, uyuşturulmasına bu
çatışmaya alet edilmesine, kitlelerin gericiliğin yedeğine hapsedilmesine,
onların aldatıcı argümanlarına inandırıcılık kazandırılmasına hizmet
etmektedir.
İktidardaki dinci-gerici-bölücü koalisyonun kendi iç çatışmasının konusu
olan sorunlara karşı, ALTERNATİF
DEVRİMCİ- HALKÇI- POLİTİKALAR ÜRETECEK
yerde, koalisyon arasındaki çatlaklardan medet uman, taraflardan birinin hizmetkârlığına
soyunan anlayışın varacağı yer, yükselen halk hareketi karşısından güç ve
enerji kaybetmiş, ağır yara almış olan AKP iktidarının yaralarının sarılarak
yeniden iktidara taşınmasıdır.
Türk hukuk sistemi dışında gayri meşru bir yapılanma olan cemaat
örgütlenmesinin önünde kalkan görevi yapanlar, Türk halkının meşru ve haklı kavgasının
görkemli birikimini, mimarı ABD
emperyalizmi olan AKP koalisyon iktidarına peşkeş çekmeye soyunmuşlardır.
Geçmişten günümüze, “Komünizme Karşı Mücadele Dernekleri”
sömürge tipi faşizmin kontrgerilla yöntemlerinin ve emperyalizmin Yeşil Kuşak
stratejisinin gereklerini yerine getiren, faşist bir örgütlenme olan, Milli
Türk Talebe Birliği (MTTB) ve İlim Yayma Cemiyetleri gibi örgütlenmelerle
birlikte, yükselen devrimci mücadelenin önünü kesmek ve sömürge tipi faşizmin
iktidar temellerini sağlamlaştırmak için her türlü kirli saldırgan yönteme
başvuran Cemaat örgütlenmesi değil midir?
Bu gerçek ortada iken, bu dinci faşist örgütlenmeye kalkanlık görevi yapmaya
soyunanlar Atatürk cumhuriyetine ve Türk halkına ihanet batağına saplanmışlar,
toplumsal muhalefeti de bu bataklığın içine çekme çabası içinde
çırpınmaktadırlar.
Ancak Türk halkının ezici bir çoğunluğu bu kirli ve ucuz siyasetin
oyununa gelmeyecektir. Biz Kemalistler, AKP koalisyonunu iktidara taşıyan ABD
emperyalizminden icazet alan sahte muhalefetin, Atatürk ün mirası üzerinden
nemalanmasına izin vermeyeceğiz.
ABD'YE, NATOSUNA, AVRUPA BİRLİĞİNE KARŞI OLMAYAN, TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI,
ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNİ YAŞATMAYI HEDEFLEMEYEN HİÇ BİR KURUM BU
CUMHURİYETİN KURUMU OLDUĞUNU, ATATÜRK'ÜN MİRASINA SAHİP ÇIKTIĞINI İDDİA EDEMEZ.
Muhalefet etme stratejisini AKP'lileşmiş bir CHP üzerine kuran, tüm
hesabını bunun üzerine yapmış bir CHP'nin Türk Devrimi'ne, Cumhuriyet'e hiçbir
katkısı olmayacağı, tersine zararı olacağı açıktır. Muhalefetin bu tavrı
yüzünden AKP her geçen seçimden daha güçlü çıktı, iktidarını kuvvetlendirdi!
Cumhuriyet devrimin bütün kaleleri tek tek işgal edildi! CHP'nin bu tavrı yüzünden
Atatürk'ün Çankaya'sına ABD bayrağı çekilmiş durumda!
Halkçı Devrimci Atatürkçü milyonların amacı yalnızca AKP’yi yıkmak
değildir. Amaç Atatürk'ün tam bağımsız Türkiye'sini yeniden inşa etmektir. Bu
amaçta karşı devrime teslim olmuş, ABD istihbaratı kalelerinden Brooking
Enstitülü Kemal Derviş’le yelkenlerini şişiren bir CHP'yi, “AKP'yi yıkmak” adına desteklemek -kimse
kusura bakmasın- iyi niyetten öte saflıktır!, siyasi körlüktür, AKP'nin
ekmeğine yağ sürmektir!!
Mahmut
ÖZYÜREK
Ulusal
Eğitim Derneği
Isparta
Şube Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder