Sayı :2013/6
Konu: AKP; “İçki
yasağı değil, "yaşam tarzına"
müdahale” 25.05.2013
Kod: 32.011.159
BASIN
AÇIKLAMASI
AKP'nin önerisi ile “faşizan yöntemlerle” parlamentodan geçirilen alkollü içki
yasakları AKP hükümetinin, gerici bir toplum mühendisliği ile toplumsal yaşamın tüm
alanlarını yasakçı bir zihniyetle yeniden
düzenleme amacının bir parçasıdır.
Açıkça özgürlük karşıtı faşizan
bir müdahale olan bu düzenleme, AKP'nin "Halk sağlığını korumak" ya
da Anayasa'daki ifadesiyle "Türkiye
Cumhuriyeti yöneticileri gençliği kötü alışkanlıklardan, alkolden,
uyuşturucudan korumakla sorumludur" maddesi ile gerekçelendirilmeye
çalışılan yasağın, birilerini özellikle
gençleri "korumak"la uzak
yakın hiçbir ilgisi yok.
İçki yasağı yalnızca "yaşam tarzına" müdahale değil aynı
zamanda, bireysel ve toplumsal yaşamı paraya endeksli bir meta haline getiren
bir uygulamadır. Bu yolla alkol tüketimi yoksullara yasaklanmakta, varsıllar
açısından ise bir şey değişmemektedir.
İçki pahalanıyor ve yoksulların
yaşamından çıkmaya zorlanıyor. Erdoğan'ın kürtaj, en az 5 çocuk açıklamalarıyla, içki açıklamaları; toplumu küreselleşme
doğrultusunda yeniden şekillendirme projesinin bir parçası.
Bu yasaklarla İçki kaçakçılığı
artacak, Alkol lüks bir ürün olacak, en yüksek düzeyde ücret alan emekçi kitlelerin geniş tabakaları tarafından
tüketimini sağlaması olanaksızlaşacaktır.
AKP klasik bir muhafazakâr/faşist
bir parti olarak toplumsal yaşam alanlarının bütününde egemenliğini pekiştirme,
toplumu ve bireyi denetim altına alma ve yeniden yapılandırma çabasındadır. Bu
nedenledir ki Erdoğan, hem kadın
bedenine, hem insanların yapacakları çocuk sayısına, ceplerindeki sigaraya ve
tükettikleri içkiye müdahale etmeye başladı.
Hükümet, yasağı savunurken,
sürekli olarak başka ülkelerde de benzer kısıtlamaların olduğuna dikkat
çekiyor. Ancak Türkiye'de Avrupa
ülkelerine oranla alkol tüketimi ve alkolizm oranı oldukça düşük. 2011'de
yayınlanan OECD raporuna göre AB ülkelerinde kişi başına düşen yıllık alkol
tüketimi ortalaması 10, 8 litre iken Türkiye'de bu ortalama 1,4 litre.
İçki yasağı genel bir sağlık
koruması olarak da düşünülemez. Temel amaç sağlık konusunda adım atmak olsaydı,
hükümet, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanununu ortaya koymaz,
sağlık personelini "performans" ölçütlerine tabi tutarak hem
hastaları hem de hekimleri tehlikeye atmazdı. Hükümetin, ortada devasa bir işçi
ölümleri sorunu varken trafik kazalarını temel dayanak noktası görmesi ise
içkiye dönük kararın asıl olarak özgürlükleri kısıtlamaya dönük olduğunu
gösteriyor.
Bireylerin özel yaşamlarında neyi nasıl yapacağına karışmak hükümetlerin
işi değildir. Eğer Hükümet gerçekten sağlımızı
düşünüyorsa öncelikle işsizliği ortadan kaldırmalı, asgari ücreti arttırmalı, doğrudan
ölüm anlamına gelen nükleer ve termik santralleri kapatmalı, doğanın, yer altı ve
yerüstü kaynaklarımızın talanına son vermelidir.
Son on yılda AKP adıyla izlenen siyaset gelinen bu
noktada vatan dediğimiz toprağın altı ve üstündeki tüm ekonomik kaynakların yabancıların
yönetimine geçmesine yol açmıştır.
Kaynaklarda yabancı yönetimi demek Osmanlı dönemindeki
kapitülasyonların diğer adıdır, başka bir ülkede bulunan ekonomik gücün yönetimini
ele geçirmiş olmak demektir.
Sadece özelleştirilmiş olan bankaların gecen yılki
karının 13 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde nasıl zayıflatılmakta olduğumuz
da açıkça görülecektir.
Buna limanları, madenleri, borsayı, sigorta şirketlerini,
fabrikaları, deniz ve havayollarını, Telekom gibi iletişim merkezlerini de
ilave ettiğinizde nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımız açıktır.
Türkiye artık kaynaklarını yönetemez ve yabancılara
teslim edilmiş olan bu kaynaklara bağlı bir ekonomiyi sürdüremez bir hale düşürülmüştür.
AKP Hükümeti, insanların yapacakları çocuk
sayısına, ceplerindeki sigaraya ve tükettikleri içkiye müdahale etmesinin
altında yatan, bu çıplak gerçeğin üzerini
din kisvesi ile örtme çabasıdır.
Sorun Alkol
sorunu değil, Özgürlükler sorunudur. Var olan özgürlükler, kan ve
gözyaşı ile elde edilmiştir. Uğruna Mücadele edilmiyorsa hiçbir özgürlük gökten
inmez.
Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ
BAŞKANI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder