15 Ağustos 2016 Pazartesi

GATS ANLAŞMASI VE ÖZELLEŞEN TÜRKİYE



Darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL sürecinde, GATS anlaşmalarında yeralan hükümlerden biri daha hayata geçirildi. GATS Anlaşması (The General Agreement on Trade in Services) 1995 Yılında Tansu Çiller tarafından imzalanmış olan Türkiye’de pek konuşulmayan ÖLÜMCÜL bir anlaşmadır.
Hizmet Ticareti Genel Anlaşması adlı GATS Anlaşması ülkelerdeki hizmetlerin özel sektöre devri anlaşmasıdır. Milli Eğitim Sisteminden ordunun özelleşmesine kadar hayatımızın her alanında Türkiye’yi param parça eden bir yasadır. Yasanın işleyiş biçimi birçok konuda batının hedef ülkeleri KENDİ BÜROKRATLARININ ELİYLE nasıl boğduğuna örnektir!
Bu uluslararası anlaşmaya göre “savunma güvenlik eğitim sağlık vb hizmetler kamu hizmeti olmaktan çıkacak, parayla alınıp satılan meta haline gelecek, bu yolla, ulus devleti var eden hizmetler emperyalist küresel piyasaya devredilecek, böylelikle ulus devletlerin altı oyulacak. Bu geçiş sürecinde Dünya Bankası tarafından ülkelere uzmanlar gönderilecek, eleman(görevli) yetiştirmeye ABD’de burslar kurslar vs verilecektir” (Mahiye Morgül- “15 Temmuz Darbesinin Kazananı Tansu Çiller)...
Bu Anlaşmaya göre Milli Eğitimden, TSK’ya kadar tüm hizmetler özel sektöre devredilecektir ve bunun anlaşması Türk milletinin haberi bile olmadan 1995’de Tansu Çiller tarafından yapılmıştır. Son 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL uygulaması ile çıkarılan Anayasa paketi içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘sivilleşmesi’ karara bağlanmış, ORDU ÖZELLEŞMİŞSE GATS anlaşmaları nedeniyledir. Bunun sözü 1995’de verilmiştir.
Mahiye Morgül’ün yazısında vurguladığı şu ayrıntı çok önemlidir: GATS anlaşmasında geçen “Piyasa işleyişi önündeki gereksiz engellerin kaldırılması” cümlesi işin özüdür.
“GATS’dan anladığım şu ki, eğer bir hizmet devletin elindeyse önce serbest piyasaya devredilmesi gerekir, eğer önünde engel varsa bu engellerin devrilmesi gerekir. Engel eğer ulus devlet kanunları ve anayasası ise onun da değiştirilmesi gerekir. Silahlı Kuvvetlerin emir komuta zinciri engelse o zincirin de kırılması gerekir, evet o zincir kırıldı, dışarıdan emir alan subaylar gördük! Hem de bunu çok acı şekilde yaşayarak gördük. Biraz açalım: Savunma hizmeti satın almak isterseniz, kiralık ordu yani, sadece serbest piyasada yani SİVİL-ÖZEL olan bir orduyu satın alabilirsiniz. O nedenle önce bu kamu hizmetinin serbest piyasaya devredilmesi gerekir. 15 Temmuz akşamı Fetocu F-16 pilotları GATS’ın gereğini, yani Tansu Çiller’in taahhüdünü yerine getirmiştir. Ordunun özele devredilme darbesi 1995’de bir gizli taahhütnameyle başlamış, 15 Temmuz 2016’da sonlanmıştır.”

Morgül;
 1) Türkiye’de Yugoslavya’da olduğu gibi yerel ordular kurulacağını;
2) Bunların Milli savunma Bakanlığı’na bağlı olarak bölgelere göre oluşturulacağını;
3) Etnik ve mezhepsel orduların önünün açılacağını .
4) Harb Okullarının sivilleştirilmesi (özelleştirilmesi) yani ulus devlet kurumu olmaktan çıkartılması için 15 Temmuz gibi büyük bir travmanın bu işte ‘kolaylaştırıcı’ rol oynadığını vurguluyor. Kararnamede, ‘Yerelleşme’, ‘Taşra teşkilatları’ başlıklara dikkat çekiyor:
“Kararnamede MSB TAŞRA TEŞKİLATI diye ekler var, dikkatleri buna çekiyorum. 2004’de kurulan Bölge Adliye Mahkemeleriyle Yargıtay’ın yetkileri bölgelere dağıtıldı ve enteresan şekilde 20 Temmuz 2016’da görevleri başlamaktadır. Bu uygulama ile “hukukta birlik” ortadan kalkmıştır. MEB’de bunu “okulların yerel yönetimlere devri”; olarak göreceğiz, hazırlıkları tamamdır. 2005’den beri bölgelere göre ders kitapları veriliyor. Anayasa değiştiğinde “yerel” yerine “eyaletler” denilecektir. Sırada savunmada birliğin parçalanması vardır.”

Peki Türkiye bu nedenli yıkıcı bir anlaşmanın muhatabı nasıl yapılmıştır.? 1947 itibariyle Batı ekonomik sistemine ince ince iplerle Güliver gibi bağlanmış olan Türkiye güya ‘özgür’ bir ülkedir .. Ama her yanıyla küresel çetelere bağımlıdır. GATS anlaşmasının dayatılmasında yaşanan durum birçok alanda aynıdır.

Marshall yardımından bu yana bu böyledir. ABD ile AB ile Dünya Ticaret Örgütü ile İMF ile Dünya Bankası ile OECD ile yapılan anlaşmalar, ülke çıkarları aleyhine olan tüm alt anlaşmaların hayata geçirilmesini gerektirir.. Hamaset işe yaramaz.. 70 yıldır içinde bulunduğunuz SİSTEM bu gibi anlaşmaların her birini uygulamaya sokmanız için başınızın üstünde keskin kılıçlar dolaştırır.
Size dayattıkları anlaşma hükümlerini yerine getirmediğiniz zaman, dolaylı yollardan bedelini ödersiniz.
Pınar Erol’un GATS raporunda Türk Telecom örneği verilerek şu açıklama yapılmıştır:

“Türkiye, TT’yi GATS metninde yazdığı için özelleştirmemiştir ancak farklı baskılar sonucunda bunu gerçekleştirdiği andan itibaren telekomünikasyon hizmetlerini GATS hükmü altına sokmuştur. Nitekim 1990’lı yılların ortasında Türkiye’de telekomünikasyon sektörü ağırlıkla yerli sermayenin denetimindeyken, günümüzde büyük ölçüde GATS’ın koruması altında hareket eden yabancı sermayenin denetimindedir.”
“Hür Dünya” çeteleri, GATS’ın hükümlerinin ülkelere dayatılmadığı iddiasındadır.
“DTÖ üyesi ülkeler kamu hizmetlerine yönelik alanları serbestleştirme noktasında “özgürdürler. Hazine Müsteşarlığı da internet sitesinde, GATS’ın herhangi bir hizmet sektöründe özelleştirmeyi veya mevzuatların kaldırılmasını talep etmediğini belirtmiştir AMA özelleştirmeler ülkelerin “kendi seçimi” sonucunda gerçekleşmektedir.” Bu ülkelerin bağlı oldukları sisteme karşı durma güçleri yoktur ve önlerine konan yemeği yerler! (Pınar Erol -http://www.ir.metu.edu.tr/conference/papers.html)

Birileri ‘NATO’dan da çıkarız, ‘İMF ile de ilişiği kestik’ diye atıp tutarken küresel sırtlanların tüm dayatmalarının darbe girişimi ve ardından gelen OHAL sürecinde hayata geçivermesi halkımızın gözünden kaçmamalıdır.
Banu AVAR 14.8.2016
Ek: Mahiye Morgül ilgili makale
https://www.guncelmeydan.com/…/15-temmuz-darbesinin-kazanan…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder