Darbe girişimi
sonrası ilan edilen OHAL sürecinde, GATS anlaşmalarında yeralan hükümlerden
biri daha hayata geçirildi. GATS Anlaşması (The General Agreement on Trade in
Services) 1995 Yılında Tansu Çiller tarafından imzalanmış olan Türkiye’de pek
konuşulmayan ÖLÜMCÜL bir anlaşmadır.
Hizmet Ticareti
Genel Anlaşması adlı GATS Anlaşması ülkelerdeki hizmetlerin özel sektöre devri
anlaşmasıdır. Milli Eğitim Sisteminden ordunun özelleşmesine kadar hayatımızın
her alanında Türkiye’yi param parça eden bir yasadır. Yasanın işleyiş biçimi
birçok konuda batının hedef ülkeleri KENDİ BÜROKRATLARININ ELİYLE nasıl
boğduğuna örnektir!
Bu uluslararası
anlaşmaya göre “savunma güvenlik eğitim sağlık vb hizmetler kamu hizmeti
olmaktan çıkacak, parayla alınıp satılan meta haline gelecek, bu yolla, ulus
devleti var eden hizmetler emperyalist küresel piyasaya devredilecek,
böylelikle ulus devletlerin altı oyulacak. Bu geçiş sürecinde Dünya Bankası
tarafından ülkelere uzmanlar gönderilecek, eleman(görevli) yetiştirmeye ABD’de
burslar kurslar vs verilecektir” (Mahiye Morgül- “15 Temmuz Darbesinin
Kazananı Tansu Çiller)...
Bu Anlaşmaya
göre Milli Eğitimden, TSK’ya kadar tüm hizmetler özel sektöre devredilecektir
ve bunun anlaşması Türk milletinin haberi bile olmadan 1995’de Tansu Çiller tarafından
yapılmıştır. Son 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL uygulaması
ile çıkarılan Anayasa paketi içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘sivilleşmesi’
karara bağlanmış, ORDU ÖZELLEŞMİŞSE GATS anlaşmaları nedeniyledir. Bunun sözü
1995’de verilmiştir.
Mahiye
Morgül’ün yazısında vurguladığı şu ayrıntı çok önemlidir: GATS anlaşmasında geçen
“Piyasa işleyişi önündeki gereksiz engellerin kaldırılması” cümlesi
işin özüdür.
“GATS’dan
anladığım şu ki, eğer bir hizmet devletin elindeyse önce serbest piyasaya
devredilmesi gerekir, eğer önünde engel varsa bu engellerin devrilmesi gerekir.
Engel eğer ulus devlet kanunları ve anayasası ise onun da değiştirilmesi
gerekir. Silahlı Kuvvetlerin emir komuta zinciri engelse o zincirin de
kırılması gerekir, evet o zincir kırıldı, dışarıdan emir alan subaylar gördük!
Hem de bunu çok acı şekilde yaşayarak gördük. Biraz açalım: Savunma hizmeti
satın almak isterseniz, kiralık ordu yani, sadece serbest piyasada yani
SİVİL-ÖZEL olan bir orduyu satın alabilirsiniz. O nedenle önce bu kamu
hizmetinin serbest piyasaya devredilmesi gerekir. 15 Temmuz akşamı Fetocu F-16
pilotları GATS’ın gereğini, yani Tansu Çiller’in taahhüdünü yerine getirmiştir.
Ordunun özele devredilme darbesi 1995’de bir gizli taahhütnameyle başlamış, 15
Temmuz 2016’da sonlanmıştır.”
Morgül;
1) Türkiye’de Yugoslavya’da olduğu gibi yerel
ordular kurulacağını;
2) Bunların
Milli savunma Bakanlığı’na bağlı olarak bölgelere göre oluşturulacağını;
3) Etnik ve
mezhepsel orduların önünün açılacağını .
4) Harb
Okullarının sivilleştirilmesi (özelleştirilmesi) yani ulus devlet kurumu olmaktan
çıkartılması için 15 Temmuz gibi büyük bir travmanın bu işte ‘kolaylaştırıcı’
rol oynadığını vurguluyor. Kararnamede, ‘Yerelleşme’, ‘Taşra teşkilatları’
başlıklara dikkat çekiyor:
“Kararnamede
MSB TAŞRA TEŞKİLATI diye ekler var, dikkatleri buna çekiyorum. 2004’de kurulan
Bölge Adliye Mahkemeleriyle Yargıtay’ın yetkileri bölgelere dağıtıldı ve
enteresan şekilde 20 Temmuz 2016’da görevleri başlamaktadır. Bu uygulama ile
“hukukta birlik” ortadan kalkmıştır. MEB’de bunu “okulların yerel yönetimlere
devri”; olarak göreceğiz, hazırlıkları tamamdır. 2005’den beri bölgelere göre
ders kitapları veriliyor. Anayasa değiştiğinde “yerel” yerine “eyaletler”
denilecektir. Sırada savunmada birliğin parçalanması vardır.”
Peki Türkiye bu
nedenli yıkıcı bir anlaşmanın muhatabı nasıl yapılmıştır.? 1947 itibariyle Batı
ekonomik sistemine ince ince iplerle Güliver gibi bağlanmış olan Türkiye güya
‘özgür’ bir ülkedir .. Ama her yanıyla küresel çetelere bağımlıdır. GATS
anlaşmasının dayatılmasında yaşanan durum birçok alanda aynıdır.
Marshall
yardımından bu yana bu böyledir. ABD ile AB ile Dünya Ticaret Örgütü ile İMF
ile Dünya Bankası ile OECD ile yapılan anlaşmalar, ülke çıkarları aleyhine olan
tüm alt anlaşmaların hayata geçirilmesini gerektirir.. Hamaset işe yaramaz.. 70
yıldır içinde bulunduğunuz SİSTEM bu gibi anlaşmaların her birini uygulamaya
sokmanız için başınızın üstünde keskin kılıçlar dolaştırır.
Size
dayattıkları anlaşma hükümlerini yerine getirmediğiniz zaman, dolaylı yollardan
bedelini ödersiniz.
Pınar Erol’un
GATS raporunda Türk Telecom örneği verilerek şu açıklama yapılmıştır:
“Türkiye, TT’yi
GATS metninde yazdığı için özelleştirmemiştir ancak farklı baskılar sonucunda
bunu gerçekleştirdiği andan itibaren telekomünikasyon hizmetlerini GATS hükmü
altına sokmuştur. Nitekim 1990’lı yılların ortasında Türkiye’de
telekomünikasyon sektörü ağırlıkla yerli sermayenin denetimindeyken, günümüzde
büyük ölçüde GATS’ın koruması altında hareket eden yabancı sermayenin
denetimindedir.”
“Hür Dünya”
çeteleri, GATS’ın hükümlerinin ülkelere dayatılmadığı iddiasındadır.
“DTÖ üyesi
ülkeler kamu hizmetlerine yönelik alanları serbestleştirme noktasında
“özgürdürler. Hazine Müsteşarlığı da internet sitesinde, GATS’ın herhangi bir
hizmet sektöründe özelleştirmeyi veya mevzuatların kaldırılmasını talep
etmediğini belirtmiştir AMA özelleştirmeler ülkelerin “kendi seçimi” sonucunda
gerçekleşmektedir.” Bu ülkelerin bağlı oldukları sisteme karşı durma güçleri
yoktur ve önlerine konan yemeği yerler! (Pınar Erol -http://www.ir.metu.edu.tr/conference/papers.html)
Birileri
‘NATO’dan da çıkarız, ‘İMF ile de ilişiği kestik’ diye atıp tutarken küresel
sırtlanların tüm dayatmalarının darbe girişimi ve ardından gelen OHAL sürecinde
hayata geçivermesi halkımızın gözünden kaçmamalıdır.
Banu AVAR
14.8.2016
Ek: Mahiye
Morgül ilgili makale
https://www.guncelmeydan.com/…/15-temmuz-darbesinin-kazanan…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder