Karl Marx
ve Friedrich Engels’in zamanından önce dahi radikal emekçiler, komünistler ve
diğer sosyal aktivistler daima tamamen uygulanamaz, ütopik çözümler önermekle
suçlanmışlardır.
İngiltere’de
dokuma tezgahlarında kadınlar ve gençler için günlük çalışma saatini 10 saate
indiren 1847 Fabrika Yasası, işverenler ve sağcı ekonomistler tarafından
öfkeyle lanetlenmiştir. Saçma argümanlardan biri şöyledir: Kapitalistlerce
“kazanılan” bütün kar işgününün son saatinde üretildiğinden, bu reform bütün
ekonomik sistemi çökertecektir. Bu dönemden beri işgününü kısaltmak ve
sömürünün yoğunluğunu azaltmak için mücadele eden işçi sınıfı kazanımlar elde
etmiş, fakat kapitalizm yıkılmamıştır. Daha kısa işgününe (ve iş haftasına)
yönelik tarihsel ilerleme, yakın zamanlarda neoliberal ekonomik saldırı
tarafından geriletilmiştir.
Mesele şu:
çılgınca görünen sosyal reformların, egemen sınıfın bizi inandırmak istediğinin
aksine çok daha uygulanabilir olduğu ortaya çıkmıştır. Kanada’da kısmi bir
sosyal reform listesi yaşlılık aylığı, işsizlik sigortası, sağlık hizmetlerinin
sosyalleştirilmesi ve sendika hakkını kapsar. Bu düşüncelerin çoğu tehlikeli
tehditler veya en azından tamamen karşılanamaz olarak yaftalanmışlardır.
Gerçekte bu reformların başlangıçta komünistler tarafından yükseltilmesi
bunları daha da “kabul edilemez” kılmıştır. Ancak bu reformların hepsi sonunda
kitlesel işçi sınıfı mücadelelerine yanıt olarak benimsenmiştir. Egemen sınıfın
bu tedbirleri, birçok çalışan insanın SSCB ve diğer sosyalist ülkelerdeki
kardeşlerinin kazanımlarından etkilendiği Kanada’da devrimin gerekli olmadığını
“kanıtlamak” için kısmen isteksiz olarak kabul ettiği de bir gerçektir.
Kanada
Komünist Partisi on yıllardır başka bir reformu savunmaktadır: sağlık
hizmetlerinin sosyalleştirilmesinin herkese ücretsiz ilaç sağlanması, diş
sağlığı ve optik bakımı da kapsayacak şekilde genişletilmesi. Tahmin edileceği
gibi sağcı ekonomistler ve politikacılar bu talebe her zaman ham hayal
demişlerdir.
Ancak şimdi
prestijli Kanada Tabipler Birliği (KTB) Dergisi’nde yayınlanan bir çalışma,
herkese ücretsiz ilaç sağlanması planının, vergi mükelleflerine karşılanabilir
bir fiyata tam kapsam sağlayarak, toplam ilaç harcamalarını milyarlarca dolar
düşürebileceğini söylemektedir.
Kanada’nın
sosyalleştirme uygulamasının ilacı kapsamadığı tek gelişmiş ülke olduğunun az
sayıda Kanadalı farkındadır. Bu durum özellikle kendilerine önerilen reçeteleri
alamayan Kanadalılara (Kanadalıların yüzde 10’u) zarar vermektedir.
16 Mart
(2015) tarihli çalışmada KTB Dergisi, ücretsiz ilaç sağlanmasının devlete
toplam fazladan maliyetinin, ilaçların toptan satın alınmasından ve diğer
tedbirlerden ne kadar tasarruf edileceğine bağlı olarak yılda 1 – 5.4 milyar
dolar arasında değişeceğini söylemektedir. Böyle bir program esas olarak özel
sektörün çalışanlarına sağladığı sağlık sigortaları üzerinden ilaçlar için
harcadığı yıllık 8.2 milyar doları tasarruf etmesini sağlayacaktır.
Çalışmayı
yayınlayan British Columbia Üniversitesi sağlık politikaları profesörü Steven
Morgan “analiz yaptığımızda önce biraz şaşırdık” demiştir. “Wow. Kanada
gerçekten herkese ücretsiz ilaç sağlayarak milyarlarca dolar tasarruf edebilir
mi? Sonra hesaba daha derinden bakmaya başladık ve çok mantıklı geldi. Jenerik
fiyatlardan yüzde 10 kadar tasarruf edebilirsiniz, marka fiyatlardan yüzde 10
kadar tasarruf edebilirsiniz ve daha maliyet-etkin reçetelemeyi teşvik ederek
ek bir yüzde 10 daha tasarruf edebilirsiniz. Bu üçünü bir araya getirdiğinizde,
çok büyük bir bütçenin yüzde 30’unu tasarruf edebilirsiniz. Böylece milyarlarca
dolar tasarruf ediyorsunuz”.
Morgan’ın
rakamları muhafazakar tahminlere dayanıyor. Morgan ve diğer yazarlar,
Kanada’nın İsviçre, İtalya ve İspanya gibi ülkelerdekine benzer politikaları
benimsemesi ve eyaletlerde uygulanan ilaç programlarında kullanıldığı görülen
jenerik ilaç fiyatlarını sağlaması halinde, herkese ücretsiz ilaç planının,
Kanada’da reçete ile satılan ilaçlara yapılan toplam harcamayı yılda 7.3 milyar
dolar azaltacağını söylüyor.
Yazarlar,
ilaçları ücretsiz sağlamanın hastaların gereksinim duydukları ilaçları alma
şansını arttırdığını ileri süren Amerikan çalışmalarına dikkat çekiyorlar. Bu
durum uzun vadede hastaların sağlıklarını iyileştirecek ve sağlık bakım
sistemine olan taleplerini azaltacaktır.
Morgan şu
sonuca ulaşıyor: “Herkese ücretsiz ilaç sağlanmasının maliyeti vergi
mükellefleri karşılanamaz değildir. Tam tersine, ilaçların ücretsiz
sağlanmaması vergi mükellefleri için sürdürülebilir değildir”.
Bu Harper
(başbakan) muhafazakarlarının veya federal muhalefet partilerinin dahi
gerçekten duymak istedikleri bir şey değil. Hükumetin vergi mükelleflerini
savunduklarına ilişkin bütün demeçlerine rağmen, bütün kapitalist sistemin en
karlı sektörlerinden biri üzerinde tekel kurmuş olan büyük ilaç şirketlerine
çok daha fazla bağlılar.
CBC’ye
röportaj veren Sağlık Bakanı Rona Ambrose herkese ücretsiz ilaç sağlamayı
destekleyip desteklemediğine ilişkin konuşmayı reddetti. Ambrose bunun yerine
eyaletlerin maliyetleri azaltmak için toptan satın alma sistemi hakkında
konuşmak istedi.
Bu esas
olarak Torilerin (muhafazakar parti), sosyalleştirmeyi ve Kanada’nın sosyal
güvenlik ağının geri kalanını parçalamayı sürdürürken, harcamaları kısmak
üzerinden politik çıkar elde etmesini amaçlayan çok ufak bir reforma benziyor.
Fakat nüfus yaşlandığından, herkese ücretsiz ilaç sağlanması daha da acil
bir hale geliyor. Bu yılın sonunda yapılacak federal seçimlerde Komünist Parti
bu talebi, taleplerinin üst sırasına koyacak. Sosyalleştirmenin genişletilmesi
ütopik bir rüya değildir – bu çalışan insanların acil bir önceliğidir ve
tamamen ekonomik yönden mantıklı bir taleptir.
Kaynak
Kimball
Cariou. (2015). Universal Pharmacare Could Save Billions. People’s Voice. 1 –
15 April 2015.
http://haber.sol.org.tr/blog/sinifin-sagligi/ceviren-akif-akalin/herkese-ucretsiz-ilac-saglanmasi-milyarlarca-dolar-tasarruf
People’s
Voice (Halkın Sesi), Kanada Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin on beş günde
bir çıkan yayın organıdır. Makalenin yazarı Kimball Cariou derginin editörü ve
KKP Merkez Komitesi üyesidir.