Başbakanlığı
döneminde Recep Tayyip Erdoğan, 2012 yılında, Ankara’da Atatürk Çiftliği
arazisinde bir inşaat başlattı.
2015 yılında
inşaatı biten binanın, Cumhurbaşkanlığı resmi konutu olduğu duyuruldu.
Konuta, türlü
adlar yakıştırıldı: Ak Saray, Beyaz Saray, Kaçak Saray, Cumhurun Evi, Beştepe
Külliyesi...
En sonunda Cumhurbaşkanı
Külliyesi adında karar kılındı.
Değerli
Dostlar,
Cumhurbaşkanlığı
Külliyesi ile ilgili medyada birçok haber yazıldı, çizildi, söylendi. İşte,
bunların başlıcaları:
• İngiltere
Kraliyet sarayı Buckingham Sarayı’ndan dört kat büyüktür.
• Fransızların
cumhurbaşkanlığı konutu Elysee Sarayı’ndan 25 misli büyüktür.
• Maliye Bakanı
söyledi: “Sarayın inşaatı için toplam 1 milyar 370 milyon lira harcandı.”
• Sarayın aylık
gideri, 21 milyon TL. Bu para, en düşük (asgari) ücretle çalışan 13 bin
emekçinin bir aylık gelirine eşit.
• Sarayda,
702’si memur, 246’sı sözleşmeli olmak üzere toplam 948 kişi çalışmaktadır.
• Sarayın 1.000
(bin) odası vardır.
• Recep Tayyip
Erdoğan açıkladı: “ 1.000 odalı değil! Yanlış biliyorsunuz. 1.150 (bin yüz
elli) küsur odası var.”
• Tüm odaları
teker teker gezmek 3,5 sene sürüyor.
• CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu “Saray’ın tuvaletlerindeki klozetler altın kaplamadır” dedi.
Konu mahkemeye taşındı.
• Odalara ayrı
ayrı isimler verilmiş: Nahcivan Eyaleti, Tiflis Eyaleti, Habeş Eyaleti, Adana
Eyaleti, Anadolu Eyaleti, Bosna Eyaleti, Bağdat Eyaleti, Abhazya Eyaleti,
Ahıska Eyaleti, Dağıstan Eyaleti…
Değerli
Dostlar,
Sarayla ilgili
hemen hemen her şey konuşulup yazıldı, bir konu hariç!
1.150 küsur
odada kimler oturuyordu?
Bu konuda
hiçbir yazar, hiçbir yetkili hiçbir bilgi vermedi.
İşte, bu soruyu
kendi kendime sorarken, dudaklarımdan bir türkünün sözleri döküldü.
Kendisini pek
sevmediğim Sezen Aksu’nun, sözlerini Melih Cevdet Anday’ın yazdığı, çok hoşuma
giden şu türküsü:
“Lüküs kamarada
kimler oturur.
Müslümanı, Yahudi
si, Urumu
Sporcusu,
ihtiyarı, veremi
Şinanay da
yavrum şina şinanay
Şinanay da
şinanay hoppa şinanay”
Resmen verilen
bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 36 başdanışmanı varmış.
Her
başdanışmana 5 oda verseler, eder 180 oda.
1.150 odadan
180 odayı çıkarırsak, geriye 970 oda kalır.
Sarayın 702’si
memur, 246’sı sözleşmeli toplam 948 elemanını da her odada 2 kişi olarak
yerleştirsek, onlara da toplam 474 oda verilmesi gerekir.
970 odadan 474
odayı da çıkaralım, geriye 496 oda kalır.
Peki, bu
odalarda kimler oturur?
Haydi, hep
beraber:
“Lüküs kamarada
kimler oturur.
Müslümanı, Yahudi
si, Urumu
Sporcusu,
ihtiyarı, veremi
Şinanay da
yavrum şina şinanay
Şinanay da
şinanay hoppa şinanay”
Değerli
Dostlar,
Türkü şen
şakrak, ama sorumuza yanıt bulmaya yetmiyor.
Doğru yanıta
erişmek için 27 Nisan 2018 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na
şu yazılı başvuruda bulundum.
İşte başvurumun
metni:
“Türkiye
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı bünyesinde 2002-Nisan 2018 sürecinde yabancı ülke
vatandaşı, başka bir ülke vatandaşı olan yabancı danışmanlar görevlendirilmiş
midir, halen görevli olanlar bulunmakta mıdır? Bu kişiler kimlerdir? Saygılarımla,
Yılmaz Dikbaş
Yüksek Kimya Mühendisi
Araştırmacı Yazar”
Kitaplarımı,
makalelerimi okuyanlar, konferanslarımı dinlemiş olanlar ve videolarımı izlemiş
olanlar, çok sağlam belgelere ve kaynaklara dayanmadan hiçbir bilgi sunmadığımı
çok iyi bilirler.
Sarayın 1.150
odasında da kimler oturduğunu öğrenebileceğim en sağlam kaynak elbette
Cumhurbaşkanlığının kendisi olacaktı.
Oradan gelecek
bilgilere dayanarak halkımızı haberdar edecektim.
Gelecek cevabı
gerçekten merak ediyordum.
1.150 küsur
odada kimler oturuyordu?
Sarayın
odalarında yabancı danışmanlar, görevli yabancı kişiler var mıydı?
Bu soruları,
uçakta bile yanında olan gazetecilerden hiçbiri sorup öğrenmemişti! Ya da
öğrenmiş ama halkımıza duyurmamışlardı!
Değerli
Dostlar,
Yazılı
başvuruma, 4 Mayıs 2018 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler
Başkanlığı’ndan cevap geldi.
İşte, cevap:
“Sayın YILMAZ DİKBAŞ,
Başvuru Numaranız:
3128898
Sayın İlgili;
4982 sayılı
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında elektronik posta yoluyla ilettiğiniz
dilekçeniz alınmıştır.
4982 sayılı
Kanunun 25. maddesinde yer verilen, " Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu
ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin
düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı
dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi
edinme hakları saklıdır." hükmü gereğince talebiniz anılan Kanun kapsamına
girmemektedir.
Bilginizi rica
ederiz.
Cumhurbaşkanlığı
Halkla İlişkiler Başkanlığı”
Değerli
Dostlar,
Cumhurbaşkanlığının
ilgili birimi bana, hepimizin anlayacağı dilden şunu demek istiyordu:
Öğrenmek
istediğin konu, kamuoyunu yani halkı ilgilendirmiyor!
Öğrenmek
istediğin konu seni de etkilemiyor, yani seni de ilgilendirmiyor!
Bu nedenle
sana, sorduğun sorunun cevabını veremeyiz!
Nasıl,
beğendiniz mi?
Vergi veren bir
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir araştırmacı yazar olarak, Cumhurbaşkanlığı
beni muhatap kabul etmiyordu!
Oysa sorduğum
çok basit, çok yalın bir soruydu: 1.150 küsur odalı Sarayda, yabancı
danışmanlar, yabancı görevliler de var mıydı?
Evet ya da
Hayır!
Bu, bir devlet
sırrı olabilir miydi?
Değerli
Dostlar,
Peki, Sarayın
1.150 küsur odasında kimler oturduğunu ben nasıl öğrenecektim?
Haydi, yine hep
beraber:
“Lüküs kamarada
kimler oturur.
Müslümanı, Yahudi
si, Urumu
Sporcusu,
ihtiyarı, veremi
Şinanay da
yavrum şinay şinanay
Şinanay da
şinanay hoppa şinanay.”
Değerli
Dostlar,
Sarayın 1.150
küsur odasında kimler oturduğunu, Cumhurbaşkanlığı söylemeyince, önümde ister
isteme tek bir seçenek kaldı: Varsayımlarda bulunmak, tahminler yürütmek.
Ancak hemen
uyarıyorum: Şimdi yapacağım varsayımları, tahminleri sakın sağlam veriler
olarak kabul etmeyiniz!
Yapacağım
varsayım ve tahminlerin tamamı gerçek dışı olabilir.
Bu varsayım ve
tahminlerimden dolayı umarım beni kabahatli bulmaz, beni bu durumda bırakanları
kınarsınız.
İşte, Sarayın
1.150 küsur odasında kimler olacağına dair varsayımlarım, tahminlerim:
• 25 Ocak 2004 tarihinde, Recep Tayyip Erdoğan Amerika’da ünlü Siyonist
Yahudi örgütü ‘Amerikan Yahudi Kongresi’nden (Jewish American Congress-AJC) “Cesur
Kişiler” (Profiles in Courage) ödülü aldı. Minnet borcu olarak Recep
Tayyip Erdoğan, Sarayda bazı odaları bu Siyonist Yahudi örgütüne ayırmış
olabilir mi?
• 11 Haziran 2005 tarihinde NewYork’ta, ünlü Siyonist Yahudi örgütü
‘İftira ve Karalama Karşıtları Birliği’ (Anti Defamation League), Recep
Tayyip Erdoğan’a “Şefkat Gösterme Cesareti” (Courage to Care) ödülünü verdi.
Vefalı Recep Tayyip Erdoğan, bu Siyonist Yahudi örgütüne de Sarayda bazı
odaları tahsis etmiş olamaz mı?
• Amerika’da, ‘Ulusal Güvenlik Konularında Çalışan Yahudi Enstitüsü’
(Jewish Institute for National Security Affairs-JINSA) adında güçlü bir
Siyonist Yahudi örgütü bulunmaktadır. Bu örgüt, yalnız Recep Tayyip Erdoğan’a
değil, eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski genelkurmay başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, eski ikinci genelkurmay başkanı
Orgeneral Çevik Bir ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’a da “Üstün
Hizmet Madalyası” verdi. Türkiye’nin asker-sivil en üst yöneticilerini
verdiği madalyalarla şereflendirmiş bu Siyonist Yahudi örgüte de, kadir kıymet
bilir Recep Erdoğan, acaba Sarayda birkaç oda ayırmış mıdır? Bu örgütün üst
düzey yöneticileri, her Türkiye’ye gelişinde, Ankara’da CHP milletvekili
İlhan Kesici’nin evinde konuk olmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan, bu
örgütün üst düzey yöneticilerine Sarayda yer ayırmakla konuk severliğini
göstermiş olamaz mı?
• 1.150 odalı sarayın bazı odalarının da CIA’nın elemanlarına
verilmiş olmasının yadırganacak bir yanı olabilir mi? Çünkü buna benzer bir
durumla, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin güçlü albayı Alpaslan Türkeş karşılaşmıştı.
Darbeden hemen sonra İçişleri Bakanlığı’nın odalarını gezerken bir odada
Amerikalıları görmüş, bu adamların burada ne işi var diye sorduğunda, onların
CIA elemanları olduğunu öğrenmişti.
Değerli
Dostlar,
Görüyor musunuz
elde sağlam belge ve kaynak olmayınca ister istemez böylesi varsayımlarda,
tahminlerde bulunma zorunda kaldım.
En iyisi gelin,
hep beraber o şen şakrak türküyü söyleyelim:
“Lüküs kamarada
kimler oturur
Müslümanı, Yahudi
si, Urumu
Sporcusu,
ihtiyarı, veremi
Şinanay da
yavrum şina şinanay
Şinanay da
şinanay hoppa şinanay”
Yılmaz Dikbaş
9 Mayıs 2018, Çarşamba
0532 233 31 52
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder