27 Kasım 2016 Pazar

Ulusal Eğitim Derneği Isparta Şubesi CUMARTESİ SÖYLEŞİLERİ



Türkiye’nin bugün yaşadığı ağır sorunların yürürlükte olan anayasadan kaynaklandığı, bu nedenle Türkiye’nin yeni bir anayasaya gereksinimi olduğu iddiası büyük bir palavra ve kuyruklu bir yalandır.
 Kaldı ki, 177 maddelik 1982 Anayasası’nın 113 maddesi değiştirildi. Kuşkusuz bu değişikliğin en önemlisi Türkiye’nin son dönem tarihine damgasını vurup bugünlere gelmemize neden olan 2010 Referandumudur. Bu referandumun solda Tayyip Erdoğan’ın teşekkürüne mazhar olmuş kesimleri “Yetmez ama Evet!” diyenlerdir. Boykot savunucuları da maalesef onların bu haince tavrına açık kapı bırakmışlardır. Bir sözde CHP/MHP hükümetini önleme adına referandumda “Hayır” diyemeyenler Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi kaos ortamına sürüklemesinin suç ortakları olmuşlardır. Kaldı ki bu referandumun sonuçları Türkiye’de “her düzeyde gericileşme”nin de yolunu alabildiğine açmış; kaldığı kadarıyla cumhuriyetin, laikliğin, demokrasinin çanına ot tıkamıştır.
Bu koşullar altında bu günkü Meclisten bir yeni anayasa istemek ve üstelik ondan demokratikleşme beklemek en saf ve budala politikacıların bile akıllarının köşesinden geçmemesi gereken bir anlayış olsa gerek. Dolayısıyla muhalefet partilerinin yıllardır AKP’nin başkanlığındaki komisyonlara katılıp anayasa değişiklerine destek vermeleri ancak “gaflet” ve “delalet” ile açıklanabilir. Onların bu girişimleri sadece Tayyip Erdoğan’ın başkanlık düzeni bağlamındaki politikasına yeşil ışık yakmaktan ibaret olmuştur. Daha doğrusu onun amaçlarını meşrulaştırmasına hizmet etmiştir/etmektedir.
Türkiye Tayyip Erdoğan'ın arzusu doğrultusunda Başkanlık Sistemine geçtiği takdirde, artık ne parlamentonun ne de tek tek milletvekillerinin hiçbir öneminin kalmayacağı herkesin malumudur. Ancak Erdoğan Başkanlık Sistemini geçiremezse hem kendisi hem partisi çökecektir.
AKP’nin alaturka faşizminin yolunu kesmek için mevcut Anayasaya dokundurtmamak tüm demokratik örgütlenmelerin,   cumhuriyet, laiklik ve demokrasi yolunda vermeleri gereken mücadelenin ana ekseni olmalıdır.
Ulusal Eğitim Derneği olarak bu yakıcı sorunu 03 Aralık 2016 Cumartesi günü, alanında yetkin hukukçu Av. Filiz DEBRELİ ile söyleşip tartışacağız. Bu etkinliğe sizlerin de katılım ve katkılarınızı bekleriz. Saygılarımızla
Ulusal Eğitim Derneği Isparta Şubesi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder