Biliyorduk ne
olduğunuzu… Hiç hayal kurmadık, kimileri gibi hiç saçmalamadık, yok demokrasi
getirecekler, yok özgürlükleri genişletecekler, yok şu sorunu çözecekler, yok
bu açılımın üstesinden gelecekler… Evet, saçmalamadık, aklımız başımızdaydı.
Öte yandan her
defasında “yuh yahu, bunu da yaptılar” dedirtmeyi becerdiniz. Satışın,
ihanetin, adaletsizliğin, zorbalığın, riyanın bu kadarına pes deyip durduk.
Şimdi
“kandırıldık” demektesiniz.
Teşvik verip,
arsa bağışladığınız okullara ideolojik nedenlerle değil, rastlantıyla ya da
sizin pazarlamanıza kapıldıkları için kaydolan çocukları sokağa bıraktınız.
Onları cezalandırdınız, sizse zeytinyağı gibi üste çıktınız.
Devlet markası
haline getirdiğiniz, kefil olduğunuz bankalara para yatıranların, şirketlerin
kapısından uğrayanların ümüğüne çöktünüz. Sizse masumsunuz! Yakında Fethullahçı
kuruyemişçiden tuzlu badem alanların da peşine düşeceksiniz, çünkü utanmaz,
arsız bir topluluksunuz.
Dün Fethullah’a
laf söyleyeni içeri tıkıyordunuz, bugün ona selam çakanı selamlayanların dahi
peşine düştünüz. Kuyruğunun peşinden koşan kedi gibisiniz. Kedi dediğin azıcık
arsız olur ama insanda arsızlık çok sırıtıyor. Gerçekten insan mısınız?
Evinde sümüklü
imamın kitabı olan meraklı akademisyeni, bakanlık tavsiyesine uyup cemaate
bulaşık kurumdan burs alan öğrenciyi Fettullah Terör Örgütü üyesi yaptınız, tam
kadro oradaydınız ve kandırıldınız, ama siz yine hem savcı hem yargıçsınız.
Vatandaşa
hapishane yolları, sizeyse “beraber yürüdük biz bu yollarda” yılışıklığı…
Kafayı yemiş
bazı solcular “sonuna kadar gidin” diyordu Ergenekon rezaletini
başlattığınızda. Sonuna kadar gidince Türkiye özgür olacaktı. Sonuna kadar
gitmeyi denediniz, duvara çarptınız.
Şimdi biz size
söylüyoruz, sonuna kadar gidin gidebiliyorsanız, çıldıracaksınız sonunda,
paralel filan değilsiniz, ikiz bile olamazsınız, yapışık kardeşlersiniz
Fethullah’la.
14 yıldan
cemaati, FETÖ’yü, paraleli, hizmeti çıkarın kocaman bir hiçsiniz. Tersi de
geçerli. Fethullah’tan AKP’yi, hükümeti çıkardığınızda geriye bu kepazelik
kaldı işte.
Ve şimdi
birileri size “zamanında çok uyarmıştık” demekte. Şaka olmalı.
Sizin gerçekten
masum olduğunuzu, kandırıldığınızı düşünmeleri olanaksız. O halde…
Arsızlığın,
utanmazlığın sonu gelmiyor bu ülkede. Siz “kandırıldık” diyeceksiniz, onlar da
“biz demiştik” diyecek ve el ele bu milleti ahmak yerine koyacaksınız.
Kandırıldıysanız,
14 yılın bütün tasarrufları yok hükmündedir. Cemaatin girmediği, bulaşmadığı
alan yok. Özelleştirmelerden dış politikaya, yargıdan kredi musluklarına,
eğitimden sağlığa, MİT’ten Emniyet’e, TSK’yı saymıyorum, ottan boka her şeyde
parmağı var.
Kuleli’yi
kapattınız, bütün icraatlarınızı da kapatın o halde. Memleket düzlüğe çıkmaz
ama bir nebze olsun nefes alır.
Dedik ya, tuzlu
badem alan suçlu, cemaatin üfürüğü ile iktidar olan siz mağdur!
Söylesenize bu
arsızlığı kimden öğrendiniz?
Bizden çıkan
dönekler söz gelimi onca yıl sırtını dayadıkları Sovyetler Birliği’nin son
yıllarında, “biz yanılmışız, Sovyetler Birliği meğer kakaymış” demeye
başlamıştı. Hızlarını alamayıp, “sosyalizm diye bir şey yok, kapitalizm
iyileştirilebilir” fetvası bile verdiler. Akıllarına siyaseti bırakmak gelmedi
de 180 derece dönüş yapıp yine bir bilen olmayı becerdiler!
Çok söylendik
bu döneklere, “madem bu kadar yanıldınız, gidin balık tutun, domates
yetiştirin, olmadı ahşap oyun ama insanları daha fazla aldatmayın” diye
çıkıştık. Bunlara bakıp “solcular bunu yapabiliyorsa, bizi kim tutar” demiş
olabilirsiniz. Ama itiraf edelim bizim dönekler sizin yanınızda zemzem suyuyla
yıkanmış gibi duruyor.
Arsız ve
utanmazsınız.
Cemaatin
günahlarından arınamazsınız çünkü siz cemaatsınız, cemaat de siz.
Sizi cemaatten
arındırmak isteyenler… Evet onlar da en az sizin kadar arsız ve utanmaz.
Kemal OKUYAN /
Yazısı / HaberSol
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder