CHP Ankara İl Örgütü, CHP’nin
diğer partiler gibi “inanç sömürüsüne yöneldiğini” ve “laiklikten
uzaklaştığını” söyleyen YARSAV Kurucu Genel Başkanı Ömer Faruk
Eminağaoğlu’nu partiden kesin ihraç istemiyle İl Disiplin Kurulu’na sevk etmiş.
ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU HAKKINDAKİ SUÇLAMALAR ÖZETLE
ŞÖYLE;
1.
Çözüm süreci mevzuatı aleyhine
hukuksal yolları kullanmayan CHP yönetimi için DÜŞÜNCE açıklamak, (sürecin
içinde olunduğunu beyan etmek)
2.
Kurultayın süresinde toplanmaması
karşısında HUKUKSAL YOLLARA başvurmak,
3. Cuma
namaz saatlerinde izinli sayılma konusundaki genelgesine sessiz kalan CHP
yönetimi karşısında BAŞVURU YOLLARINI kullanmak,
4. Önseçimi,
yönetmelikle kaldıran CHP yönetimi karşısında HUKUKSAL YOLLARI kullanmak,
5. 1 Kasım
seçimlerine yönelik olarak önseçimin, yönetmelikle kaldırılamayacağı yolundaki
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yazısının, CHP Yönetimince, milletvekili
adaylarının ve Kurultay delegelerinin bilgisine sunulmadığını, böylece
milletvekili adaylarının yasa ve tüzüğe aykırı olarak belirlendiğini (bu
durumdan adayların da, milletvekillerinin de bilgilendirilmediğini) açıklamak,
Eminağaoğlu bu
suçlamalara verdiği, hukuk bilgisinden yoksun olanlara ders niteliğindeki
savunmasının sonuç kısmında şunları dile getiriyor.
“BUNLAR;
• HER CHP'LİNİN SAVUNDUĞU,
• BENİM DE SAVUNDUĞUM, YAPTIĞIM VE BANA DA YÜKLENEN EYLEMLERİM.
BU DURUMDA;
• CHP'DEN İHRACI İSTENEN, BEN DEĞİL, CHP'NİN İLKE VE DEĞERLERİ.
• HER CHP'LİNİN SAVUNDUĞU,
• BENİM DE SAVUNDUĞUM, YAPTIĞIM VE BANA DA YÜKLENEN EYLEMLERİM.
BU DURUMDA;
• CHP'DEN İHRACI İSTENEN, BEN DEĞİL, CHP'NİN İLKE VE DEĞERLERİ.
Yukarıda
belirtilen konular, CHP ilke ve değerleri için, parti içi demokrasi için atılan
adımlardır.
Yasal,
anayasal, hukuksal başvuru yollarını kullanmak, hak arama özgürlüğünü
kullanmak, yasal, anayasal hakları kullanmak, suçlanma gerekçesi
yapılabilmiştir.
Bu adımlar,
CHP'yi hedef alan değil, CHP ilke ve değerlerinin yaşatılması için atılan
adımlardır.
Ancak tüm
bunlar kesin ihraç sevk nedeni yapılmıştır.
Türkiye'nin
içinde bulunduğu sorunlardan kurtulması için, CHP’nin ayağa kalkması, CHP'nin
sorunlarından kurtulması CHP'nin kendi ilke ve değerlerine sahip çıkması
gerekmektedir.
Mücadele
bunun için yapılmaktadır. Ancak CHP yönetimi, CHP'nin kendi ilke ve değerleri
için yapılan çaba, emek, katkı ve mücadeleyi dışlamakta, bunu ihraç nedeni
olarak görmektedir.
Bun rağmen,
Türkiye için CHP, CHP için de ilke ve değerleri ile yaşayacak bir CHP diyerek,
bu mücadele her durumda sürdürülecektir.
Saygılarımla.
Ömer Faruk
Eminağaoğlu”
Fazla söze gerek
var mı? Sn. Eminağaoğlu’nun şahsında “CHP'DEN, CHP'NİN İLKE VE DEĞERLERİ” ihraç
edilmek isteniyor.
Bu suçlamaları doğrulayan,
bu savunmayı benimsemeyen tek bir CHP’li olacağını düşünemiyorum.
“Mustafa Kemal Erzurum’a
giderken mola verdiği Ilıca da, Ilıca’nın batısındaki sırtlardan aşağı inen güneşle
birlikte irileşip heykelleşmiş gövdenin ardından beş on kağnı ile kadınlı
erkekli 30 kişilik bir muhacir kafilesi belirdi. Önde yürüyen adam yaklaştı.
Gür ve aksakalı göğsünü kaplayan dinç bir ihtiyardı bu. Yaklaştı, yaklaştı...
Misafirlerin yanında durdu. Mustafa Kemal Paşa, ayakta tunçlaşmış gibi duran
ihtiyarın hatırını sordu ve aralarında şu konuşma geçti:
-Ağa, böyle nereden geliyorsun?
-Paşa’m, Rus gelirken muhacir olmuştum, Çukurova’da idim. Şimdi köyüme dönüyorum.
Mustafa Kemal Paşa burada bir an durdu, düşündü ve durumun nezaketini anlatarak kendisinin Erzurum’da sıkıntı çekeceğini anlatmak istedi. Bunun üzerine şöyle devam etti.
-Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi?
Ağa derhal karşılık verdi:
-Hayır Paşa’m, Çukurova cennet gibi bir yer. Bir eken yüz biçiyor. Allah millete zeval vermesin. Bize tarla da verdiler, çayır da... Hamdolsun uşaklar da çalışkandırlar. Değil Çukurova’da taştan bile ekmeklerini çıkarırlar. Geçimimiz Padişah’ta bile yoktu. Rahattık. Yalnız son günlerde işittim ki, İstanbul’daki “ırzı kırıklar” bizim Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş. Geldim ki göreyim, bu “namertler” kimin malını kime veriyorlar?
-Ağa, böyle nereden geliyorsun?
-Paşa’m, Rus gelirken muhacir olmuştum, Çukurova’da idim. Şimdi köyüme dönüyorum.
Mustafa Kemal Paşa burada bir an durdu, düşündü ve durumun nezaketini anlatarak kendisinin Erzurum’da sıkıntı çekeceğini anlatmak istedi. Bunun üzerine şöyle devam etti.
-Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi?
Ağa derhal karşılık verdi:
-Hayır Paşa’m, Çukurova cennet gibi bir yer. Bir eken yüz biçiyor. Allah millete zeval vermesin. Bize tarla da verdiler, çayır da... Hamdolsun uşaklar da çalışkandırlar. Değil Çukurova’da taştan bile ekmeklerini çıkarırlar. Geçimimiz Padişah’ta bile yoktu. Rahattık. Yalnız son günlerde işittim ki, İstanbul’daki “ırzı kırıklar” bizim Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş. Geldim ki göreyim, bu “namertler” kimin malını kime veriyorlar?
Atatürk’e “kefere” diyenler!
Habur otobüsünden inip CHP otobüsüne binenler!
TR705 kod numaralı CIA
ajanları!
SOROS’dan beslenen TESEV devşirmeleri!
“Ben Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyet’in
bekçisi, değilim, olmak da istemiyorum” diyen karşı devrimciler!
PKK’lı teröristlerin cenazelerine katılan
bölücüler!
Fetullah’ın iflah olmaz müritleri!
Mustafa Kemal Atatürk’ün
resmini bile içine sindiremeyen, Meclisteki odasının duvarından indiren “ırzı
kırıklar”!
Bre “Namertler”!
Siz “kimin
partisinden kimi ihraç ediyorsunuz?”
20 Nisan 2016 Isparta
Mahmut
ÖZYÜREK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder