27 Mart günü
Burdur Şubesi il divan toplantısında konuşan, kerameti iktidarın yaydığı güç
zehirlenmesinden menkul Eğitim Bir Sen’in Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum
adlı zatın sözleri arasında yer alan “Bu ülkenin geleceğini
şekillendiren, insanları ideolojik angajmanlarla biçimlendirmeye çalışan
Kemalist ruhu, ideolojiyi müfredatımızdan arındırmalıyız. Medeniyet değerlerini
içselleştirmiş, geçmiş ile geleceği buluşturan yeni bir müfredata geçmeliyiz”
sözleri, özünde bütün çağdaş değerlere, Cumhuriyetin bilimle aydınlanma
felsefesine saldırıyı ilke edinmiş “sendika” görünümlü bir yapının gerçek
kimliğini bir kez daha açığa vurmasından öte bir değer taşımamaktadır.
Konuşmasında
“Eğitim-Bir-Sen olarak 400 bin, Memur-Sen olarak 1 milyon üye sloganı ile
yola çıktık, hedefimize ulaşmak için gün sayıyoruz” sözüne de yer veren
“yönetici” sıfatındaki kişiye, sayıca ulaştıkları, ama temsil ettikleri
emekçileri “toplu görüşme” başlıklı pazarlık masalarında nasıl “sattıkları”
kayıtlarda mevcut “güç” ün hangi yol ve yöntemlerle gerçekleştiğini bir yana
bırakarak şu kadarını anımsatmak isteriz:
“İnsanları
ideolojik angajmanlarla biçimlendirmeye çalışan ruh” dediğiniz yapının
temelinde, Türkiye topraklarında halkıyla birlikte emperyalizmi dize getirip
hem tam bağımsızlığı sağlayan hem de “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen
bir yurtseverlik mayası vardır.
Sırtınızı
yasladığınız iktidarın kanatları altında, “benden büyüğü yok” şımarıklığıyla
her fırsatta kin kustuğunuz bu mayanın karışımında bilimin yalın gerçekleri,
sanatın evrensel güzellikleri vardır ve bunu, temsil ettiğiniz köhnemiş, ilkel,
çağdışı saplantılarınızla anlamanızı elbette beklemiyoruz.
Gerçek
anlamda bir eğitimci, gerçek anlamda bir eğitim sendikası ve onun yöneticisi
olarak ülkemizin eğitim alanında günümüzdeki durumuyla ilgili;
* “Kemalizm’i
müfredattan temizleme” adı altında yıllardır siz ve benzer yapılarla işbirliği
içindeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın yarattığı eğitimimizin hangi düzeysizlikler
içinde bulunduğunu hem yine Bakanlığın hem de ulusal ve uluslararası çeşitli
ölçümlerin yer aldığı dizi dizi raporlara bakarak öğrenmek dururken;
* Yıllardır
yargı organlarında defalarca usulsüzlükleri kanıtlanmış örnekleriyle ortada
olan sınav skandalları milyonlarca öğrencimizi mağdur ederken;
* “Kurs” adı
altında, büyük çoğunluğu yasadışı yollarla çalışan, birtakım platformlarda iş
ve amaç ortaklığı içinde bulunduğunuz çeşitli sözde “eğitim” kuruluşlarında
yaşanan kirli ilişkiler ortadayken;
* En son,
göreve yeni başlayan stajyer öğretmenlerin çeşitli düzeydeki “yönetici”ler
aracılığıyla sendikanıza nasıl üye yapıldıklarına ilişkin yakınmalar
ortadayken;
Sayın
“sendika” “yönetici”si, yapmanız gereken, asıl bunlara karşı çıkmak ve hem
mesleğin hem sendikacılığın onurunu korumaktır.
Biz yine de,
her fırsatta saldırmayı görev bildiğiniz ve varlığından çok rahatsız olduğunuz
o “ruh”u, bütün çabalarınıza karşın eğitim kurumlarından, öğrencilerimizin
yüreklerinden, ulusumuzun bilincinden söküp atamayacağınız gerçeğini bir an
önce kavramanızı dileriz.
9 Mart 2016
Salı Ankara
Nazım Mutlu
Ulusal Eğitim Derneği
Genel Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder