29 Mart 2016 Salı

O “SENDİKA YÖNETİCİSİ”NE!



27 Mart günü Burdur Şubesi il divan toplantısında konuşan, kerameti iktidarın yaydığı güç zehirlenmesinden menkul Eğitim Bir Sen’in Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçum adlı zatın sözleri arasında yer alan “Bu ülkenin geleceğini şekillendiren, insanları ideolojik angajmanlarla biçimlendirmeye çalışan Kemalist ruhu, ideolojiyi müfredatımızdan arındırmalıyız. Medeniyet değerlerini içselleştirmiş, geçmiş ile geleceği buluşturan yeni bir müfredata geçmeliyiz” sözleri, özünde bütün çağdaş değerlere, Cumhuriyetin bilimle aydınlanma felsefesine saldırıyı ilke edinmiş “sendika” görünümlü bir yapının gerçek kimliğini bir kez daha açığa vurmasından öte bir değer taşımamaktadır.
Konuşmasında “Eğitim-Bir-Sen olarak 400 bin, Memur-Sen olarak 1 milyon üye sloganı ile yola çıktık, hedefimize ulaşmak için gün sayıyoruz” sözüne de yer veren “yönetici” sıfatındaki kişiye, sayıca ulaştıkları, ama temsil ettikleri emekçileri “toplu görüşme” başlıklı pazarlık masalarında nasıl “sattıkları” kayıtlarda mevcut “güç” ün hangi yol ve yöntemlerle gerçekleştiğini bir yana bırakarak şu kadarını anımsatmak isteriz:
“İnsanları ideolojik angajmanlarla biçimlendirmeye çalışan ruh” dediğiniz yapının temelinde, Türkiye topraklarında halkıyla birlikte emperyalizmi dize getirip hem tam bağımsızlığı sağlayan hem de “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen bir yurtseverlik mayası vardır.
Sırtınızı yasladığınız iktidarın kanatları altında, “benden büyüğü yok” şımarıklığıyla her fırsatta kin kustuğunuz bu mayanın karışımında bilimin yalın gerçekleri, sanatın evrensel güzellikleri vardır ve bunu, temsil ettiğiniz köhnemiş, ilkel, çağdışı saplantılarınızla anlamanızı elbette beklemiyoruz.
Gerçek anlamda bir eğitimci, gerçek anlamda bir eğitim sendikası ve onun yöneticisi olarak ülkemizin eğitim alanında günümüzdeki durumuyla ilgili;
* “Kemalizm’i müfredattan temizleme” adı altında yıllardır siz ve benzer yapılarla işbirliği içindeki Milli Eğitim Bakanlığı’nın yarattığı eğitimimizin hangi düzeysizlikler içinde bulunduğunu hem yine Bakanlığın hem de ulusal ve uluslararası çeşitli ölçümlerin yer aldığı dizi dizi raporlara bakarak öğrenmek dururken;
* Yıllardır yargı organlarında defalarca usulsüzlükleri kanıtlanmış örnekleriyle ortada olan sınav skandalları milyonlarca öğrencimizi mağdur ederken;
* “Kurs” adı altında, büyük çoğunluğu yasadışı yollarla çalışan, birtakım platformlarda iş ve amaç ortaklığı içinde bulunduğunuz çeşitli sözde “eğitim” kuruluşlarında yaşanan kirli ilişkiler ortadayken;
* En son, göreve yeni başlayan stajyer öğretmenlerin çeşitli düzeydeki “yönetici”ler aracılığıyla sendikanıza nasıl üye yapıldıklarına ilişkin yakınmalar ortadayken;
Sayın “sendika” “yönetici”si, yapmanız gereken, asıl bunlara karşı çıkmak ve hem mesleğin hem sendikacılığın onurunu korumaktır.
Biz yine de, her fırsatta saldırmayı görev bildiğiniz ve varlığından çok rahatsız olduğunuz o “ruh”u, bütün çabalarınıza karşın eğitim kurumlarından, öğrencilerimizin yüreklerinden, ulusumuzun bilincinden söküp atamayacağınız gerçeğini bir an önce kavramanızı dileriz.
9 Mart 2016 Salı Ankara
Nazım Mutlu
Ulusal Eğitim Derneği
Genel Başkanı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder