Tarih 29 Mart
2016. Yer TBMM CHP Grup toplantısı. Alışılmış, bilinen orta oyunu sahneleniyor.
Ülke kan gölüne dönmüş, hırsızlık ahlaksızlık, yolsuzluk bataklığında boğulmuş.
Dersimli
Devrimci Kemal kürsüde bilinenleri izleyenlere şikayet ediyor..
Çözüm; çözüm yok!
Eylem; eylem de yok!
Buraya Kadar
tamam anladık diyelim! Dersimli Devrimci Kemal Türklere “Etrak-ı
bi idrak”(anlayışsız-akılsız Türk), diyen Osmanlıya övgü düzdü. Dersimli
Devrimci Kemal CHP Düzce il Başkanına
düzenlenen alçakça saldırı ile ilgili olarak aynen şöyle dedi. "Düzce
il başkanımız takip ediliyor, arabasına hafifçe arkadan vuranlar tarafından
darp ediliyor. Osmanlı torunu olduklarını söylüyorlar. Kimin torunu olduğunuzu
bilmiyorum ama Osmanlı olmadığınız kesin. Osmanlı mazlumdan yanadır siz
hırsızı savunuyorsunuz.”
“Osmanlı
mazlumdan yanadır”! Bir
tarih öğretmeni olarak, ne diyeceğimi şaşırdım. Kemal Atatürk’ün Partisi CHP
Genel Başkanlığını üstlenmiş birisi nasıl böyle bir yanılgıya düşebilir.. Hadi
başka bir şey okumadı diyelim. Kemal Atatürk’ün NUTUK kitabının girişine de mi
bakmadı bu Dersimli Devrimci Kemal.
Kemal ATATÜRK’ün Osmanlı
ile İlgili görüşlerinden birkaç alıntı yapalım.
“Saltanat, hilafet makamında oturan Vahdettin
soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça
tedbirler araştırmakta… (Nutuk, s.1.)
“Osmanlı
halkı içindeki Türk milleti de tamamen esir vaziyete getirilmişti. Bu netice
arz ettiğim gibi, milletin kendi iradesine ve kendi hakimiyetine sahip
bulunmamasından ve bu irade ve hakimiyetin şunun bunun elinde istimal edile
gelmiş olmasından kaynaklanıyordu.”(Atatürk’ün Söylev Ve
Demeçleri, C.II, Ankara, 1972,s. 103-105.)
“Efendiler!
Osmanlı tarihini tetkik edersek görürüz ki, bu bir milletin tarihi değildir.
Milletimizin mazideki halini ifade eden bir şey değildir. Belki milletin ve
milletimizin başına geçen insanların hayatlarına, ihtiraslarına teşebbüslerine
ait bir hikayedir. ( Afet İnan, Atatürk’ün Eskişehir-İzmit Konuşmaları, s. 27, 28.)
Yazının
bundan sonrasını Araştırmacı Yazar Sn. Yılmaz Dikbaş’ın “Gelin Yüzleşelim”
kitabından yaptığımız alıntı ile sürdürelim.
“Osmanlı’da
adalet yoktu.
Padişahın iki dudağı arasından çıkan sözler “kanun” sayılır, hemen uygulanır, karşı çıkmaya yeltenenlerin kellesi giderdi.
Babalarını, kardeşlerini, öz çocuklarını boğdurtarak öldüren Osmanlı padişahları, toplam 45 sadrazam (başbakan) öldürtmüşler ve Anadolu’da toplu kıyımlar yapmışlardır.
Padişahın iki dudağı arasından çıkan sözler “kanun” sayılır, hemen uygulanır, karşı çıkmaya yeltenenlerin kellesi giderdi.
Babalarını, kardeşlerini, öz çocuklarını boğdurtarak öldüren Osmanlı padişahları, toplam 45 sadrazam (başbakan) öldürtmüşler ve Anadolu’da toplu kıyımlar yapmışlardır.
Dokuzuncu Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim
(1470–1520), tahta çıkar çıkmaz iki ağabeyini, Şehzade Ahmet ve Şehzade
Korkut’u boğdurtarak öldürttü.
Bununla yetinmeyip, üç kardeşinin toplam 5 oğlunu, yani 5 öz yeğenini de boğdurttu. Bunlardan biri daha yedi yaşındaydı. 1
1512–1520 yılları arasında yaklaşık dokuz yıl saltanat süren, ağabey ve yeğen katili Yavuz Sultan Selim’in katliam dosyası çok kabarıktır.
Yavuz Sultan Selim’in emriyle Anadolu’da 40.000 Alevi öldürülmüştür. 2
Bununla yetinmeyip, üç kardeşinin toplam 5 oğlunu, yani 5 öz yeğenini de boğdurttu. Bunlardan biri daha yedi yaşındaydı. 1
1512–1520 yılları arasında yaklaşık dokuz yıl saltanat süren, ağabey ve yeğen katili Yavuz Sultan Selim’in katliam dosyası çok kabarıktır.
Yavuz Sultan Selim’in emriyle Anadolu’da 40.000 Alevi öldürülmüştür. 2
Anadolu’da on yıllarca sürüp gitmiş Türkmen ve
Alevi katliamlarının planlayıcısı, yöneticisi ve sorumlusu Osmanlı
Padişahlarıdır.
Toplu Türkmen ve Alevi katliamı yapan Osmanlı Padişahları, Sünni-Alevi ayrımı yaparak, Anadolu’ya kin ve nefret tohumlarını ekmişlerdir.
Osmanlı Padişahlarının ektiği kin ve nefret tohumları, Kahraman Maraş’ta ve Sivas’ta boy vermiş, yüzlerce aydınımızın alçakça katledilmesine neden olmuştur.
Bunları görmeliyiz.
Bunları görmemiz önemli.
Osmanlı Tarihi ile bu nedenle yüzleşmeliyiz.
Çünkü bu alçakça işlenmiş suçları ve suçluları gördüğümüzde, bu suçların yinelenmesi engellenecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek yaşayabilmesi, Osmanlı Padişahlarının bu topraklara ekmiş olduğu kin ve nefret tohumlarının temizlenmesiyle gerçekleşebilecektir.”
Toplu Türkmen ve Alevi katliamı yapan Osmanlı Padişahları, Sünni-Alevi ayrımı yaparak, Anadolu’ya kin ve nefret tohumlarını ekmişlerdir.
Osmanlı Padişahlarının ektiği kin ve nefret tohumları, Kahraman Maraş’ta ve Sivas’ta boy vermiş, yüzlerce aydınımızın alçakça katledilmesine neden olmuştur.
Bunları görmeliyiz.
Bunları görmemiz önemli.
Osmanlı Tarihi ile bu nedenle yüzleşmeliyiz.
Çünkü bu alçakça işlenmiş suçları ve suçluları gördüğümüzde, bu suçların yinelenmesi engellenecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek yaşayabilmesi, Osmanlı Padişahlarının bu topraklara ekmiş olduğu kin ve nefret tohumlarının temizlenmesiyle gerçekleşebilecektir.”
Osmanlı
mazlumdan yana değil, zalimden yanadır. Bu zalimliğin kurbanları ise Mazlum
Türklerdir. “Oğuz Şad - Osmanlı'da Türklük!” yazısında şöyle diyor; “ Osmanlı'nın
son padişahı Vahdettin'e ait bildirilerden birisinde "Türkler dini,
kavmiyeti, vatanı meşkuk (kuşkulu...) ve mahlud beş-altı milyonluk cahil bir
kitledir." Türkçe'si; "Türkler; dini, soyu sopu, yurdu
belirsiz karmakarışık cahil bir topluluktur" sözleri yer almıştır.
…..
“Osmanlı'nın padişahlar'dan başlayarak idari mekanizmanın tamamen devşirmelerden oluşması sebebi ile; Türklüğe karşı her zaman hasmane tutum ve davranış sergilenmiş ve Osmanlı'nın resmi yazıcıları ve divan edebiyatı'nın önde gelenleri Türklüğe, 'Türk-ü sütürk' (azgın Türk), 'Türk- bed lika' (çirkin yüzlü Türk), 'Etrak-ı bi idrak' (anlayışsız-akılsız Türk), 'Nadan Türk' (kaba, cahil Türk), 'Eşirra-Etrük' (şerli çok kötü Türk), Kızılbaş-ı evbaş (kızılbaş rezili), Etrak-i na-pak (pis, murdar Türk), Ekrad-ı bi akl u din , cemaat-ı kallaş gibi şimdi aklı başında olan hiç bir Türk'ün kabul etmeyeceği hakaretler ile saldırmışlardır.” (Oğuz Şad Osmanlı'da Türklük! http://www.guncelmeydan.com)
…..
“Osmanlı'nın padişahlar'dan başlayarak idari mekanizmanın tamamen devşirmelerden oluşması sebebi ile; Türklüğe karşı her zaman hasmane tutum ve davranış sergilenmiş ve Osmanlı'nın resmi yazıcıları ve divan edebiyatı'nın önde gelenleri Türklüğe, 'Türk-ü sütürk' (azgın Türk), 'Türk- bed lika' (çirkin yüzlü Türk), 'Etrak-ı bi idrak' (anlayışsız-akılsız Türk), 'Nadan Türk' (kaba, cahil Türk), 'Eşirra-Etrük' (şerli çok kötü Türk), Kızılbaş-ı evbaş (kızılbaş rezili), Etrak-i na-pak (pis, murdar Türk), Ekrad-ı bi akl u din , cemaat-ı kallaş gibi şimdi aklı başında olan hiç bir Türk'ün kabul etmeyeceği hakaretler ile saldırmışlardır.” (Oğuz Şad Osmanlı'da Türklük! http://www.guncelmeydan.com)
Dersimli Devrimci Kemal aynı toplantıda
“Biz Mevlana’nın yol arkadaşıyız” diye bir cümle daha kurdu. Konu neydi “Karamanda’ki
çocuk tecavüzleri”.
Akıl tutulması mı
desem, cehalet mi, yoksa bilinçli bir çarpıtmamı?
“-Moğol iş
birlikçisi Mevlana’nın adalet anlayışı: “Allah gücü ve kudreti kime vermişse
adaleti belirleme yetkisi onundur”. Aklı düşman ilan eden, Mevlana’ya göre
cennetliklerin çoğu aptallardır. Necip Fazıl da onun izinde “Akıl bir çürük
diş, at kurtulursun” diyor. İbn Sina’yı “beceriksiz eşek” gibi görüyor Mevlana.
Ama kendisi uçuyor, bir gecede 70 kez cinsel ilişkide bulunuyor. Ağzı oldukça
bozuk, Mesnevi’de müstehcenlik diz boyu, eşek ile cinsel ilişkiye giren
kadınlar ve oğlancılık öyküleri anlatılıyor.(Yılmaz Dikbaş – Gelin Yüzleşelim)
Dersimli Devrimci Kemal Yavuz Sultan
Selimin 40.000 Alevi’yi katlettiğini bilir mi? Bilir! Kendisi de Alevi olduğu
için çok iyi bilir!
Dersimli Kemal
bunu bildiği halde “Dersim coğrafyasında yaşanan
olay, bir insanlık dramıdır. Bu bölgede yaşayan insanlar, o dönemin acılarını,
o dönemin kaybolan hayatlarını, o dönemin ağıtlarını dinleyerek bugünlere
geldiler. O dönemde yapılan çok ciddi, insanlıkla bağdaşmayan olaylar oldu”
diyerek, Mustafa Kemal Atatürk’ü “Dersimde Katliam la suçluyor”, Osmanlıyı
ise “Mazlumdan yana” gösteriyor.
Söylenecek söz bulamıyorum.. 29.Mart 2016 Isparta
Mahmut ÖZYÜREK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder