26 Haziran 2015 Cuma

KIRMIZI FESLİ SARAY DALKAVUĞU



12 Haziran 2015 Cuma günü BEYAZ TV’de DİNAMİT adlı programı izledim.
Konu şuydu: Seçimlerde Kim Kazandı Kim Kaybetti?
Programı, Latif Şimşek sunuyordu.
Programın stüdyo konuğu, başına kırmızı fes giymiş Kadir Mısıroğlu idi.

Programda konuşulanlara girmeden önce, Kadir Mısıroğlu’nun, Google’daki tanıtımına bir göz atalım.
24 Ocak 1933 Akçaabat/Trabzon doğumlu.
Türk tarih araştırmacısı, şair, hukukçu ve eski gazeteci.
“Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı” nın yönetim kurulu başkanı.
Sebil Yayınevi’nin kurucusu ve sahibi.
Başlıca kitapları:
- Lozan Zafer mi Hezimet mi? (1965)
- Kurtuluş Savaşı’nda Sarıklı Mücahitler (1967)
- Osmanoğulları’nın Dramı (1974)
- Bir Mazlum Padişah: Sultan Vahiddeddin (2005)
- Asrın İhaneti; Paralel Yapı (2015)
Kadir Mısıroğlu’nun romanları ve çevirileri de var.
1980’de hakkında açılan davaların sonuçlarından korkup yurt dışına kaçmış.
1980 – 1991 sürecinde, 11 yıl yurt dışında kalmış.
Bu süreç içinde ne iş yapmış da para kazanmış, geçimini nasıl sağlamış, bu konuda bir bilgi yok!
Dünyanın en güçlü İslamcı örgütü RABITA’dan 1978 yılında 672.000 dolar Hibe almış olan (Yılmaz Dikbaş, “Gelin Yüzleşelim”, sayfa 391) tarikat şeyhi Nâzım Kıbrısî ve Almanya’da halifeliğini ilan eden Cemalettin Kaplan’la birlikte İslam Şurası’nı toplamış.

Bu tanıtımdan sonra gelelim programa.
Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu, Arapça bir şeyler mırıldanarak söze başladı. Ne mırıldandığını kimse anlamadı, ama dua ettiği varsayıldı.
Programın sunucusu Latif Şimşek, “Üstadım” diye hitap ettiği Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu’ndan 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinin sonuçlarını değerlendirmesini istedi.
İşte, Kadir Mısıroğlu’nun anlattıklarından bazı başlıklar:
“Harp gibi bir seçim gördük! AK Partisi’nin yenilmesi için Yahudi Enternasyonal Güç, içeriden ve dışarıdan ZEHİRLİ propaganda yapmıştır!”
“Millet hata etmiştir! Seçimlerden hemen sonra doların yükselmesiyle de hata yaptığını anlamıştır!”
“30 yaşından küçük olanlar, CHP’nin melanetlerini bilmezler! CHP din düşmanlığı yapmıştır!”
“90 sene Kemalizm tahribatından sonra bu millet AK Partisi’ni çıkarmıştır!”
“Türk halkının ahlâken çoğu Müslüman değildir.
Türk halkı Ümmet-i Muhammed değil, Ümmet-i Kemal’dir!”
Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu’nun bir biriyle çelişen ifadelerinin özeti şudur:
Amerika’daki Siyonist Yahudi kuruluşları, daha önce cesaret madalyalarıyla ödüllendirdiği Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP’ye karşı bu kez nedense zehirli propaganda yapmıştır!
AKP’yi yeniden iktidar yapmayan halk, yanlış yapmıştır! Zaten bu halkın çoğunluğu Müslüman da değildir! Türk milleti, Muhammed’in ümmeti değil, Kemal’in ümmetidir! Ama bu millet bağrından AKP’yi çıkarmıştır! Atatürk’ün kurduğu CHP, din düşmanıdır!
Bu çelişkili ifadelerinden sonra Kadir Mısıroğlu, bir de anısını anlattı.
Anlattığına göre, 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’nden sonra, İstanbul’da yolda Rauf Orbay’la karşılaşmış.
Rauf Orbay’ın kim olduğunu kısaca hatırlayalım.
Rauf Orbay önce Mustafa Kemal’in yanındadır. Birinci Meclis’e girmiş ancak kısa bir süre sonra Birinci Meclis’teki İkinci Grup’la yani, padişahçı-hilafetçi-şeriatçılarla birlik olup Mustafa Kemal’e karşı tavır almıştır. Adı İzmir Suikastı’na karışmış, Türkiye’den Avrupa’ya kaçmıştır. Adı, “Vatan Haini 150’likler” arasındadır.
İşte bu Rauf Orbay, Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu’na şunları anlatmış:
“Ben Adnan Menderes’e, 1950’de başbakan olduğunda şunu söyledim: Türkiye Cumhuriyeti’nde bugüne kadar mason olmadığı halde başbakan olmuş iki kişi var, birisi benim birisi de sensin! Çok dikkat et, senin başına çorap örerler!”
Bu bilgiyi veren Rauf Orbay, sözlerini şöyle bitirmiş:
“Ben, İzmir Suikastı’na adım bulaştırılınca bir Fransız gemisinin kömürlüğünde Avrupa’ya kaçıp idamdan kurtuldum! Adnan Menderes kurtulamadı!”
Eğer Kadir Mısıroğlu’nun anlattıkları doğruysa, Rauf Orbay kendisine düpedüz yalan söylemiş!
Açıklayayım.
Birinci Meclis döneminde (23 Nisan 1920 – 15 Nisan 1923), Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis Başkanlığı’nda dört hükümet kuruldu. Bu hükümetlerin başbakanları şu kişilerdi:
Birinci Hükümetin Başkanı: Mustafa Kemal Paşa
İkinci Hükümetin Başkanı: Fevzi Çakmak
Üçüncü Hükümetin Başkanı: Fevzi Çakmak
Dördüncü Hükümetin Başkanı: Rauf Orbay
Bu hükümetlerin üçünde başkanlık yapmış olan Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Çakmak mason muydular?
Elbette değildiler.
Daha sonra Atatürk’ün başbakanlığını yapmış olan İsmet İnönü, mason muydu?
Elbette değildi.
Rauf Orbay, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sadece iki kişinin, birisi kendisi diğeri de Adnan Menderes’in mason olmadığı halde başbakan olduğunu söylemesi gerçek dışıdır!
Yani, Rauf Orbay’ın anlattığına ve Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu’nun onayladığı yargıya göre, Adnan Menderes Mason olmadığından, masonlara karşı bulunduğundan iktidardan indirilip idam edilmiş!
Tarih ancak bu kadar saptırılabilir!
Açıklayayım.
1950–1960 sürecinde başbakanlık yapmış olan Adnan Menderes, 5 kez hükümet kurmuştur.
İşte, bu hükümetlerdeki mason bakan sayısı:
Birinci Adnan Menderes Hükümeti: Toplam 18 bakanın 13’ü Mason!
İkinci Adnan Menderes Hükümeti: Toplam 16 bakanın 12’si Mason!
Üçüncü Adnan Menderes Hükümeti: Toplam 18 bakanın 14’ü Mason!
Dördüncü Adnan Menderes Hükümeti: Toplam 17 bakanın 11’i Mason!
Beşinci Adnan Menderes Hükümeti: Toplam 18 bakanın 14’ü Mason!
Evet, Adnan Menderes mason değildi, ama kurduğu hükümetlerde bakanlık koltuklarından yarısının fazlasını hep Masonlara vermişti.
Şimdi size, BEYAZ TV’deki DİNAMİT programında konuşan Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu’nun gerçek yüzünü, gerçek karakterini ortaya koyduğu sözlerini aktarıyorum.
Programı sunan Latif Şimşek sordu:
“Üstadım, 17/25 Aralık 2014’de AK Parti’nin dört bakanı ve çocukları hakkında ortaya atılan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının, AK Parti oylarına olumsuz yansıması olmuş mudur?”

İşte, Kırmızı Fesli Üstad Kadir Mısıroğlu’nun cevabı:
“17/25 Aralık 2014’de AK Partili 4 Bakanın ve çocuklarının rüşvet alıp yolsuzluk yaptıkları iddia edilmiştir. BU İDDİALAR DOĞRU BİLE OLSA VE BENİM VERİLECEK 1 MİLYON OYUM OLSA, YİNE DE HEPSİNİ AK PARTİ’ye verirdim!”
Bu sözler, Osmanlı hayranı bir saray dalkavuğunun sözleridir.
Osmanlı’da rüşvet, olağandı.
Osmanlı’da rüşvet, ekonominin ayrılmaz bir parçasıydı.
Osmanlı’da, yargının uygulayıcısı kadılar rüşvet alırdı.
Osmanlı’da vezirler, yani günümüzün bakanları, rüşvet alırdı.
Osmanlı’da sadrazamlar, yani günümüzün başbakanları, rüşvet alırdı.
Osmanlı’da rüşvet alan padişahlar da vardı.
İşte bu nedenle, AKP’li bakanların rüşvet alıp yolsuzluk yapmış olmaları Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu için hiç de olumsuz bir olay değildi!
Bir saray dalkavuğu, dinci Kadir Mısıroğlu’nun medyadaki unvanının “Kırmızı Fesli Deli” olduğunu öğrendim.
Kırmızı Fesli dinci saray dalkavuğu Kadir Mısıroğlu, bir akıl hastanesinde bir süre kalmış.

Değerli Dostlar,
Sizce de ilginç değil mi; Atatürk’e hakaret edenler, Kemalizm’i aşağılayanlar, Cumhuriyet Devrimlerini değersizleştirmeye çalışanlar; ya Kırmızı Fesli Mısıroğlu gibi “deli”, ya da Nur Tarikatının Şeyhi Said Nursi gibi “tımarhanelik” lerin arasından çıkıyor!

BEYAZ TV’de DİNAMİT programını yapan Latif Şimşek’e bir çağrıda bulunuyorum:
Saray dalkavuğu dinci, Kırmızı Fesli Kadir Mısıroğlu’na üstadım diyerek safsatalar anlattırmayı bir yana bırak, gel seninle yüzleşelim!
Tamamı çok sağlam belgelere dayalı, Osmanlı’nın gerçek yüzünü, insanlık dışı, Kuran karşıtı fetvalar veren Şeyhülislam Ebussuud Efendi’yi, tamamı uydurma Hadisleri, tımarhanelik Said Nursi’nin Nur Tarikatı sizlere anlatayım.
İzleyicileriniz de gerçek bilgiler edinsin.
Haydi, korkmayın “GELİN YÜZLEŞELİM”!

Yılmaz Dikbaş
19 Haziran 2015 Cuma
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder