Ayn-el Arap (güncel
adıyla Kobané) eylemleri, son günlerdeki moda tabiriyle “cepheleri”
birleştirdi! Nerede mi? Nerede olacak,
Kobané’de, ABD emperyalizminin saflarında! Keşke gerçek bu kadar açık ve yalın
olmasaydı, o zaman belki de katlanılması biraz daha kolay olurdu. Ama gerçekler
her zaman bu kadar basit ve açıktır, mizahın ve dramanın gücü de buradan
gelmiyor mu zaten?
Bu yazıyı kaleme
alırken aklıma Harun Karadeniz’in “Olaylı Yıllar ve Gençlik” kitabında
derledikleri bilgiler geldi. Yıllar olmuş okuyalı, 6. Filo eylemleri dönemini
anlatıyordu. Bir yerinde ülkemizdeki NATO askerinin (Sam amca’nın adamları
denirdi onlara) karıştığı kriminal olaylar anlatılıyordu. Aklımda kaldığı
kadarıyla, motosikletiyle oynayan bir çocuğu öldürenden, genç kadınlara tecavüz
edene, çocukları çiğneyenlerden Türk askerine ateş edene kadar geniş bir
skalaya yayılmıştı. Üstelik bu eylemlerinden dolayı ülkemizde yargılanmıyorlar,
ABD’de göstermelik duruşmalara çıkarılıyorlar ve serbest bırakılıyorlardı. Tam
bir yarı-sömürge durumu anlayacağınız. Eskiden emperyalizmin ülkemizde
karıştırdığı haltları kısmen de olsa yerli yerine koyabiliyorduk. Hiç yoksa,
solcuların, devrimcilerin, ezilenlerin kendilerini emperyalizmin uçaklarından
atılan bombalara alkış tutacak kadar kaybedeceklerine inanmazdık. Hatta,
rüyamızda görsek inanmazdık, öyle diyelim.
Rezalet, hem de nasıl
bir rezalet! Ülkemizdeki ABD üslerinin pazarlık konusu yapıldığı böyle bir
süreçte, utanmadan sıkılmadan Kobané’yi İspanya İç Savaşı’na benzetenler var.
Bu arkadaşların kafayı peynir ekmekle yemediklerine beni hiçbir kuvvet
inandırmaz artık. Faşist Alman uçaklarının cehenneme çevirdiği Guernica’daki
çaresizlik ve ıstırap, nasıl ki o dönemde emperyalist bir hegemonyanın
dayatılabilmesi için ülkeleri parçalamaya, halkların özgür iradesini yok etmeye
yöneliyorsa, bugünkü “hegemon” ABD’nin uçakları da aynı amacı taşıyor. En büyük fark, sanırım bugün kendilerine
devrimci diyenlerin emperyalizmin uçaklarına, bombalarına alkış tutmaları.
Ülkemizi işgal eden, vukuatlarından yalnızca bir kısmını yukarıya aldığım 6.
Filo’nun askerlerine destek vermeleri. 6. Filo’nun gemilerine secde edenleri
gördük de, uçaklarına secde edenleri ilk kez görüyoruz. Bir “vur ABD vur
Kürdistan’ı kur” demedikleri kaldı, o da olur yakında…
Bu kafayla mı kurulacak
sizin cepheniz? Siz bu cephe’yi, birliği kime karşı, kimin yanında
kuruyorsunuz? Bir arada yaşadığınız halklara “serhıldan” ilan edip ABD
uçaklarına alkış tutarak mı devrimci mücadeleye katkıda bulunuyorsunuz? Bu da
yetmiyor, ağzınıza Gezi’yi alıp, Gezi’nin mirasını örgütlemekten
bahsediyorsunuz öyle mi? Bu kafayla Gezi ancak tasfiye edilebilirdi, o da
oluyor dert etmeyin.
Bu memleket elbette bir
gün kurtulur, emperyalist baskı ve sömürü ağı elbette parçalanır. Ama bunu bu
halkın özgür, bilinçli, “Bağımsız Türkiye” şiarını kendilerine bayrak edinmiş
çocukları yapacak. Bu “kalifiye” arkadaşların Kürt milliyetçiliğini devrimcilik
olarak algılamaları ve çok geniş bir halk kesimine sırtlarını dönüp
çokbilmişlik taslamaları sonucu değiştirmez. Size Sam amcanızla mutlu mesut
“devrimcilikler” dilerim…
Mehmet Kemal Aladağ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder