Tarih 2012’nin 5 Ocak’ı! Ross Wilson, ‘Ergenekon’ stratejisini yazmıştı:
“...yüksek rütbeli subayların sözde veya gerçek, yasadışı davranışlarına odaklanmak,
son zamanlarda sönmeye yüz tutmuş anayasa değişikliğine, yeniden şevk ve ivme
katacaktır; ordu içinde, yargı’da, ve her konumda bu değişimi kısıtlamak ve
AKP’nin işlerini engellemek isteyenleri atacakları adımları hesaplamaya ve
kendilerini ne şekilde savunacaklarını düşünmeye zorlayacaktır.”
Sadece Ross Wilson değil, ABD ‘derin’ devletinin istihbarat ‘uzman’ları ve
onların yerli uzantıları ardı ardına benzer ‘raporlar’ yayınlamışlardı:
Hepsinin ana fikri aynıydı:
*Türk ordusuna son darbe zamanı gelmiştir!
*PKK terör örgütü karşısına ‘TSK terör örgütü’ konuşlandırılmıştır! Balyoz
vb gibi davalarla terör örgütü ile ORDU ‘eşitlenmiştir!
İkinci aşamayı eski büyükelçi ve ABD derin devletinin bir diğer parlak ismi
Morton
Abramowitz Eylül 2012’de yazmıştı:
“Bu ‘SÜREÇ’, Türk ordusuna balyoz indirirken, AKP hükümetini de son raddeye
kadar yıpratacaktı ve ABD’nin Türkiye için yeni bir hükümet arayışının yolunu
açacaktı”
Tayyip Erdoğan’a iktidar koltuğuna oturtanlar, onun celladı da olacaklardı.
‘Sistem’ böyle işliyor. Mübarek ve Saddam en yakın örnekler...
“Derin Amerikalılar” 2 ay önce Ekim 2013’de bir rapor daha yayınladılar.
‘Hayalden Hakikate: ABD - Türkiye Politikalarının yeniden şekillendirilmesi’
(From Rhetoric to Reality: Reframing U.S. Turkey Policy) başlıklı bu raporda
yer alan sözler son tahliyelere ışık tutuyor:
“ABD, Türkiye’de demokratik kurumların geliştirilmesine, sivil toplum
oluşumlarının yayılmasına ve ekonominin modernleştirilmesine destek olmalıdır.
Bu bağlamda;
Demokratikleşmeye destek: Amerikalı yöneticiler KAMUOYU ÖNÜNDE, özellikle
azınlık hakları ve politik özgürlük gibi konularda, Türk hükümetinin demokratik
eksikliklerini giderme gayretlerini teşvik etmelidir. Amerikan siyasetini
belirleyenler, son derece önemli olan ‘Kürt barış sürecini’ teşvik etmeye ve
desteklemeye devam etmelidir.
Sivil hakları ve ekonomik özgürlükleri savunmak: Washington, Türkiye’de
gazetecilerin işten atılması ve hapsedilmelerine, muhalif olan kişilere ait
işyerlerinin keyfî kontrol ve araştırmalara tabi tutulmasına ve muhalefetin
diğer yollardan ağzının tıkanmasına karşı çekinmeden sesini duyurmalıdır.
Türkiye’nin uluslararası ticaret görüşmelerine dâhil edilmesi için ABD’nin
destek vermesi, bu gibi konularda göstereceği ilerlemeyle ilişkilendirilmelidir.
(çeviri: Erkan Güçiz)
Bu iki paragrafın anlamı şudur:
Amerika önümüzdeki süreçte Türkiye’de ‘Özgürlük havarisi’rolü oynayacak;
İçeri tıktığı asker ve sivillerin dışarı çıkarılmasını ‘sağlayacak’,
Öcalan dahil, bölücülerin de Türk kamuoyunun sevdiği yazar ve
siyasetçilerle aynı anda özgürlüğünü sağlayacak;
Ve bundan ‘Türkiye’yi bölme sürecinde’ ‘nemalanacaktır’.
Banu AVAR
11 Aralık
2013
________________________________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder