8 Nisan 2014 Salı

Ukrayna ve Aydınlanma!.. Cem Yağcıoğlu



Ukrayna ve Aydınlanma!.. Cem Yağcıoğlu
Ukrayna’da yaşananları görüyorsunuz; yeni ‘trend’(eğilim) bu!
Bir: hedefteki ülkenin iktidar ve muhalefeti ele geçirilir, yolsuzluklara bulaştırılır..
İki: çürümüşlüğe ve de kokuşmuşluğa tepkili olan halk, sahte özgürlük sloganları ile motive edilir..
Üç: sol ve sağ gruplar ayrıştırılarak kendi içlerinde de bölünerek ‘forum’ adı altında eğlenceli -faşing- ortamlar yaratılır..
Dört: önceden sıradan olan adli vakalar, ‘devlet’ in zafiyete uğratılması için provokasyon(kışkırtma) için kullanılır.. Ve buradan, çökmekte olan yapı, daha da ağır hasar alır ve halk arasında kutuplaşmalar daha da derinleştirilir.. Kadın ve çocuk ölümleri istismar edilir!..
Beş: azınlık gruplar ya da kendilerini azınlık hissedenlerin, ‘ana Yapı’yla olan sorunlarının ‘gündem’ olması sağlanır..
Altı: geçmişteki şaibeli olaylar, bugünle ilişkili hale getirilir ve halkın belli bir kısmı daha da kışkırtılır..
Yedi: ülkenin gençliği kendi değerleri üzerinden değil, sözüm-ona ‘evrensel’ değerler üzerinden bir çalışma içine sokulur ve sokaktaki vatandaş ile ayrıştırılır..
Sekiz: bu tür hareketlenmelerin hükumet aleyhine ve ancak sahip oldukları ‘devlet’ lehine olmadığını gören evindeki vatandaş, harekete destek vermez. İşte bu noktada da ‘halk uyuyor’ propagandasıyla kitleler arasında çok daha derin uçurumlar yaratılır..
Dokuz: halkın bir bölümü ‘devlet’ ine sahip çıktığı için, hükumetin yolsuzluklarını onaylamış imajı yayılarak, ayrışma daha da derinleştirilir. Kutuplar yaratılır..
Dünyanın her yerinde aynı tip ve aynı sloganlarla ‘özgürlük’ şarkısı okuyan ‘yarı aydın’ kesim, hükumete olan haklı tepkisinin, aslında o hükumetleri yaratanlarca kullanıldığının farkında değildir..
Bahçesindeki fareyi etkisiz kılmak için, yılanların yolunu açtığından habersizdir. Oysa başkalarının dayattığı ya da ortaya attığı sahte ‘özgürlük’ naraları yerine, kendi ‘özgün’ ‘direniş’ hareketini başlatsa..
Fareleri temizlemek için yılana ihtiyaç olmadığının farkında olacaktır..
İnsanoğlu binlerce yıllık kopyala yapıştır huyundan vazgeçmediği sürece, aynı trajedileri yaşamaya mahkûmdur..
Koka-kolaya kızıp, pepsi içmek gibi..  ABD’ye kızıp, Rusya’nın kucağına oturmak gibi..
Oysa kucak dansı, kişisel fanteziler için belki uygun olabilir; ancak milletler için vahim sonuçlar doğurduğu ortadadır! Son örnek Ukrayna! Görmemek ve de anlamamak için…
Bizde de bundan sonraki süreç çok farklı olacağa benziyor; bilhassa ‘ulusalcı’ ya da ‘milliyetçi’ tabana oynayan medya organlarının hükumet karşıtlığını işlerken, yabancı ajanslardan aldığı desteğe dikkat etmek gerekiyor. AKP'yi ve de Tayyip’i eleştiren ab ve ABD medyası ve hükumetleri haberlerinin, halkta yarattığı etkiye kayıtsız kalmamak, olayları iyi tahlil etmek açısından çok önemli.. ABD’nin karşı olduğu bir AKP, sizce halkta nasıl bir duygu yaratır, kendinizden örnekle çıkın işin içinden.. ‘ters gard propaganda’.. Tüm oyun bu kurguyla oynanmakta..
Sıradan adam, AB ve ABD’nin son dönemdeki Tayyip karşıtlığını gördükçe ve bu gözüne sokuldukça, -bahsettiğim medya tarafından- acaba, deme durumunda kalıyor olabilir mi! bu ‘medya’ bu tip haberlerin halkta karşılığının böyle olacağını bilmiyor mu? Yoksa bu işin içinde ‘yeni istihbarat;’ savaşları mı yatıyor!.. ’ters gard propaganda’..
Bizim derdimiz, 28 Şubat’ı hazırlayanların -ki içinde bugün Atatürkçü bilinen pek çok gazeteci ve aydın vardır- yeni bir ‘tezgâh’ peşinde olduğunu anlatmak.. O zaman da hatırlarsanız; Atatürkçü olduklarını sanan belli bir kesim bu ‘tezgâha gelmiş ve hatta ‘Çevik Bir’ denen NATO’cu bir generali de medyanın gazına gelerek neredeyse Cumhurbaşkanı ilan edeceklerdi!.. Direkten döndük..
Bu sebepten, bir şeylerin peşinden giderken, bir amaç için bir araya gelirken ince eleyip sık dokumak önemlidir; biz bunu yaptığımız için çok eleştiri alıyor olabiliriz, ancak haklı çıktığımız ortada.. Bunu da kimse inkâr edemez!..
Sahte Atatürkçülerin bize olan saldırılarına alışığız; önemli olan onların saldırıları değil.. Onların etki alanında kalan ve ancak iyi-niyetli pek çok kişinin ‘doğru’ olanı görüp ayrışmasını sağlamaktır..
Batı tarzı ‘özgürlük’ eylemleri belli bir kesimin hoşuna gidiyor olabilir ve hatta eğlenceli de olabilir.. Ancak Yugoslavya ve Ukrayna örnekleri ortada dururken, sonucun hiç de düşünülen gibi olmadığı açık ve nettir! Çünkü ‘özgürlük’, ‘diren’, ‘halkların kardeşliği’, ‘benim vücudum, benim kararım’ gibi insani isteklerin ve de taleplerin nasıl kullanıldığından ziyade, kimler tarafından kullanıldığıdır önemli olan!
Taleplerin ‘insani’ olması; en başta, niyetin farklı olduğunu anlayanların eleştiri mekanizmasını kırmak için gereklidir! Yani bir yerlere giden yol önce ‘iyi niyet’ taşlarıyla döşeniyor.. Üzücü olan taşları döşeyenlerin bundan haberdar olmaması. Taş oraya nasıl geldi, parasını kim verdi; bunları sorgulamayanların maruz kaldığı son! UKRAYNA!.. En yakın ve bariz örnek olduğu için tekrarlıyorum..
İki ucu b..lu değnek; aşağı insen Amerikan demokrasisi! Yukarı çıksan Rusya hegemonyası! Peki, bunun hesabını kim verecek! Bunları yazıyorum; zira henüz gösteriler son halini almadan Ukrayna’nın darmaduman olacağını yazmıştım! Ve bölünme daha da parçalanmaya yol açacaktır, yani bunlar daha iyi günleridir!
Suriye ve Ukrayna birlikte değerlendirilmeli ve Rusya-ABD ikili sarmalının yenidünyaya hayırlı(!) olması dileğimle..
Başkalarının aklı ile başkalarının yöntemleri ile gidebileceğiniz bir yer yok, öncelikle bunu anlamakla başlamalı! Kuva-i Milliye ruhu bize pek çok ayrıntıyı sunmaktadır, önemli olan günümüze uyarlamaktır; e ona da biraz kafa patlatalım artık! Yoksa bizim kafamızı patlatacakları açık!..
Yeni dönemde başımızı ağrıtacak ve ismiyle-cismiyle ortaya sürülecek olan ‘Avrasya'cılık’, işte yukarıda anlattığım tablonun bir sonucu olarak karşımıza çıkacaktır. Henüz büyük bir çoğunluğun bundan haberi yoktur, ancak detaylarını bir başka yazımda açıkça yazacağım ve uzunca bir zamandır ‘tezgâhlanan oyunun arka planında..
‘Ergenekon’ sürecinin bağlantıları ve kodları da burada yatmaktadır..
Yeni bir ABD ‘tezgâhı ile karşı karşıyayız ve kutuplaşmalar bu şekilde sağlanacaktır!
Son olarak, Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı ile geçmiş olayların bağlantısını ve de kişinin bağlantılarını iyi irdeleyin ve ulusalcı geçinen medyanın bu bağlantıları nasıl kurguladığına dikkat ediniz! Ve yeni 28 Şubatlara hazırlıklı olunuz, tabi yeni ve geliştirilmiş şekilleriyle..
İhanet yol değiştirmedi, ancak yön ve yöntem değiştirdiği açık, AKP ve cemaat çatışması bunun öncelikli kanıtıdır.. Ama sizin asıl dikkat etmeniz gereken yine sizden ve çıkarlarınızdan ‘dem vuran’ medyadır; zira son dönem bu kadar güçlenmeleri sizce de manidar değil mi! enteresan değil mi! ab ve ABD medyasının borazanlığını yapıyor olmaları, oradan referans almaları tuhaf değil mi?
Çok değil, azıcık düşünseniz kâfi..
Bugün tüm Türk Milleti, bilinen ve menşe-i ne olursa olsun tüm medyaca yönlendiriliyor ve herkes kendisine yakın medya olgusu ile aslında hayatlarının en büyük ‘yanılgı’ sına doğru tek bir merkezden yolculuğa hazırlanıyor…
Büyük oyunu göremeyenlerin rezaleti; UKRAYNA ile ortadadır! Aynı ‘yanılgı’ ya düşülmemesi dileğiyle…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder