28 Şubat 2016 Pazar

Survivor Gerçeği..!! SURVİVOR’ ve Benzerleri Toplumu ‘FORMATLIYOR’! / Banu AVAR



SURVİVOR’ ve Benzerleri Toplumu ‘FORMATLIYOR’! / Banu AVAR

Toplantının ardından büyük bir telaşla arkadaşlarının yanından ayrılıyor.. Giderken ‘Survivor başlayacak. Acelem var! Yeah!’ diyor.

Böylece uzun zamandır yazmak isteyip bir türlü vakit bulamadığım Survivor’ın sırası geliyor…
*-*-*

Dünyada onlarca milyon kişi interaktif TV oyunları izliyor…

Son 10 yılda ekranlara damga vuran “REALİTY Show’lar aslında toplumda ‘algı yönetimi’ sağlıyor. Survivor 1997’den beri ortalığı kasıp kavuruyor. Fikir İngiliz Charlie Parsons’a ait… Şimdi İngiltere’nin en zengin medya figürlerinden biri. Hayat arkadaşı ve ortağı Lord Vahid Ali.

Lord Ali İngiltere İşçi Partisi’nde ve Lordlar Kamarası mensubu. Gay hakları konusundaki çıkışlarıyla ünlü, medya devi Rupert Murdoch’un kızıyla ortak, İngiltere’nin mülti milyarder medya baronu. Lordlar Kamarası’nda bir dönem Tony Blair’in temsilcisi oldu.

Survivor yapımcısı Mark Burnett yine İngiltere doğumlu. 17 yaşında İngiliz ordusuna katıldı. Kuzey İrlanda ve Falkland savaşında İngiliz paraşüt birliğinde yer aldı 22 yaşında Amerika’ya göç etti. Beverly Hills’de şoför ve güvenlik elemanı olarak çalıştı. Şimdi dünyanın en zengin yapımcısı.

Time dergisi tarafından ‘Dünyanın En etkili Şahısları’ listesinde yer aldı. Hemen her yıl bir Emmy ödülü kazandı… Küresel sermaye ve uzantılarının en gözde adamı.

Survivor’ın ana fikri: ‘Hayatta kalmanın tek şartı var: Kazanmak isteyen her şeyi yapar, herkesi harcar!’dır.

Bu kapitalizmin de ana kuralıdır.

Kapitalizm orman kanunudur. Güçlü olan öbürlerini yok eder. Kural budur!

Bunun için ekonomiyi, siyasi mekanizmaları, silahlı gücü, bilimi ve medyayı kullanır.
Soğuk savaş döneminde propaganda araçlarının ve medyanın kullanımını konu alan binlerce çalışma vardır.

Amerikalı bilim adamları ‘yenidünya düzenine’ geçmek için, işgal kadar ‘kültürel üstünlük yaymanın farz olduğunu’ söylemişlerdir. Buna göre ‘uluslararası piyasalar genişleyecek, ideolojik taarruz buna eşlik edecektir’.

İdeolojik taarruz!

İdeolojik taarruzun en önemli araçları eğitim ve medyadır. Medyanın en etkili dalı görsel olandır.

Görsel medyanın toplum şekillendirmesinde önemli rolü vardır. Algı değişimini en kolay yoldan sinema ve TV yapmaktadır.

Algı yönetimi, ‘görünmez’ bir süreçtir ve ideolojik taarruzun en önemli ilkesidir.

Amerikalı antropolog Nader, söyle der: ‘Görünmez faktör, kontrol süreçlerinin ve mekanizmalarının toplamıdır. Görünmezlik zihinlerin sömürgeleştirilmesi yoluyla başarılmaktadır! Buna göre yanlış olan, doğru görünür. . Düşünülemeyecek davranışlar normalleşir. İtiraz eden bağımsız düşünceliler, kavgacı ‘çatışmacı’ sayılır…’

Toplumlara çeşitli ‘tipolojiler’ dayatılır ve medya vasıtasıyla o tiplemelerle oynanır.

SURVİVOR ya da benzeri TV programları, son 10 yıldır onlarca ülkede milyonlarca kişiyi ‘Yeni Dünya Düzeni’nin toplum mühendisliği için formatlamaktadır.

Küresel sermaye için, ‘Güç’ün silahlı kullanımı (hard power) yansıra, ‘yumuşak’ kullanımı da (soft power), had safhada önemlidir
*-*-*

Oyun iki takıma ayrılmış yarışmacıların birbirini kırıp dökmesine dayalıdır. Açlık soğuk, psikolojik gerginlik ortamında en çok direnen parayı ve ödülleri kazanır.. Arkadaşlarına en sinsi davranan parsayı alır..

Oyunun dekorundan, sunucunun tarzına kadar, ekrana ‘yenidünya düzeni’ kalıpları damga vurmaktadır.
En yakın dostlar birbirine karşı yırtıcı bir mücadeleye girişir ve işin psikolojik boyutu yarışmacıların insani duygularının törpülenmesini gerektirir.. Birer birer elenirler ve kalanlar birbirine karşı diş biler… Oyunlar giderek sinsileşir.

Ekranda ‘yenidünya düzeni’nin yırtıcı, aktörleri.. Vardır. Gelecek çağın duygusuz robotlarını üretmek için mükemmel bir ekran denemesidir Survivor…

Mesela sevecen karakter Pascal Nouma, Survivor’ın Türkiye versiyonunda, ülkemizde belli bir kesimi temsil eden karikatür tiplemelerce kışkırtılınca oyun dışına itilivermiştir.

‘Dobra’ Asena, dobra olmasının bedelini ödemektedir. Yani bu gibi özellikler ‘iyi’ değildir..

Bu gibi oyunlarda kapitalizmin arkadan vurma yöntemleri geçerlidir. Ve o yöntemleri en iyi benimseyenler model olarak gösterilir.

İyi niyetle bu gibi yarışmalara yem olan kişiler, ‘dürüst, insanca değerleri savunan’ bireyler olmayı hedefleyebilirler… Ama unutmasınlar, oyun ‘KÜRESEL’.

Kim küresel ‘jungle’a uygunsa o zirveye gider! Giderler de ne mi olur.. Biraz para, biraz ekran şöhretine ulaşır ve yeniden sistemin karanlıklarına dönerler. Survivor iştahla yeni kurbanlarını bekler..

Mark Burnett’in, Charlie Parsons’ın ve eşi Lord Alinin banka hesapları ve Survivor pazarlayan yerel şirketlerin hacmi biraz daha genişler!

Ekrana yapışmış milyonlar her geçen saniye yoksullaşır ve yokluktan çıkmak için gerekli iradeleri bu ve benzeri medya oyunlarıyla felce uğratılır. !

Genç kardeşlerim, ekranlardan üzerinize boşaltılan algı bozucu yayınlara karşı kalkanlarınızı yükseltin!

Orman kanunlarıyla ‘hayvanlar’ yaşasın biz insanca bir düzen için uğraşalım!
Banu AVAR, 9 Mayıs 2011

27 Şubat 2016 Cumartesi

Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz



Gericilikle Kemalist Devrimcilik Uyuşmaz
GÜL ADD Isparta Şubesi 26 Şubat 2016 Cuma günü “Şehitlerimiz için Mevlidi Şerif okunması ve hükümet meydanında “pişi” yapılarak dağıtılması” etkinliği düzenliyor.
Etkinlik sonrası sosyal paylaşım sitelerinde (Facebook)10-15 fotoğraf ve bir açıklama ile duyuru yapılıyor. Açıklama şöyle;
“Gül Atatürkçü Düşünce Derneği Isparta Şubesinin Şehitlerimiz için okutmuş oldukları Mevlidi şerif ve yapmış oldukları pişiyi Allah’ım kabul etsin yapanların eline emeğine sağlık Bizde Cumhuriyet Halk Partisi kadın kolları olarak katkı sunduk.”
1- İslam dininde ölülerin ardından “Mevlit Okutma” YOKTUR. Mevlit,  İslamiyet’e 13. Yüzyıl sonunda (1400’lü yıllar) girmiş bir pagan geleneğidir. Yalnızca Mevlit değil , “Ölüler arkasından Kur’an okumak diye bir kural’ da yoktur. Ölüler vesilesiyle okunan Kur’an’ın yararı da dirileredir.” ; Hz Muhammed hiçbir zaman ölülerin arkasından Kuran okumamıştır  Ölülerin ardından “Mevlit Okutma”, Ölmüş kişi için yemek verme, ekmek vb. dağıtma bunların hepsi putperestlikten geçmedir, İslam dışıdır. (Y. Nuri ÖZTÜRK)
2- Özetle GÜL ADD’nin yaptığı bu etkinlik, dini bir Kural’ın yerine getirilmesi değil, dinci gericiliğin kendini meşrulaştırmak adına ortaya attığı dinci gericiliğin toplumsal narkoz olarak kullandığı zırvalıklardır.
3- GÜL ADD BU etkinliği ile gericiliğin “HAKLI - MEŞRU ve DOĞRU” olduğunu, bunu Atatürkçü Düşüncenin onayladığını kabul ve beyan etmiş oluyor. Böylece GÜL ADD Karşı devrimciliğin, dinci faşizmin Atatürkçü saflardaki karargâhı olduğunu eylemli olarak göstermiş oldu.
4- “Mevlit Okutma - Ölmüş kişi için yemek verme” İslam bilginlerinin “din dışı ve pagan inancı” olarak değerlendirdikleri, İslam’ın kutsal kitabında yeri olmayan temelsiz, çürük, gerçek dışı, dinci gericiler tarafından toplumu uyutmak, gerçek yaşamdan uzaklaştırmak için “narkoz olarak” kullandıkları gerici kurallardır.
5- Adının başına “GÜL” getirilmiş olsa bile Mustafa Kemal’in soyadını taşıyan bir örgütün ve Atatürk’ün kurduğu Partinin KADIN KOLLARININ bu kurallara eylemli olarak sahip çıkması gaflet ve dalaletin de ötesinde ihanettir.
6- Türkiye’de Kemalist Cumhuriyet, temel kuruluş felsefesi olan devrimciliğini yitirdikçe, devrimci uygulamalardan ödün verildikçe Şeriatçılığın, dinci gericiliğin güçlendiği, Kemalist Cumhuriyetin güç yitimine uğradığı bir gerçekliktir.
7- Bugün Türkiye’de dinci gericiliğin, diğer bütün gericilik türlerinin ana gücü durumuna gelmesi ve iktidarı ele geçirmesi yalnızca işbirlikçi – dinci gericiliğin çabalarının ürünü değil, Sözde Atatürkçülerin dincilerin önlerindeki en büyük engel olan Kemalist Devrimin ilkelerinden verdikleri ödünlerin de bir sonucudur.
8- Gericilikle mücadele etmek “Gericiliği nerede görürsem tepelerim, tepelerim, tepelerim!” diyen Mustafa Kemalin yolundan gitmek yerine,  Atatürkçülük adına gericilikle ittifak halindeki bir devrimcilik, karşı devrimin ekmeğine yağ sürmektir.
9- Gericiliği engellemek adına gericiliğin kullandığı “din dışı” ritüelleri sahiplenmek, gericilikle ittifak etmek ülkenin adım adım Şeriatçılaşmasına göz yummaktır. Eğer bu gün dinci –Şeriatçı faşizm ülkenin yalnız siyasal yaşamına değil, tüm toplumsal, sosyal, kültürel yaşamına egemen olabilmişlerse, kendini Atatürkçü sanan kimi ahmakların gericiliği sahiplenmesinin payı hiç de azımsanamaz.
10- Kemalistler;  Toplumsal yaşam içinde gericiliği besleyen her şeye karşı mücadele etme öz görevi ile yükümlüdürler.
11- Bir kez daha anımsatalım;
Gericilikle Kemalist sol bağdaşmaz,
Gericilikle Kemalist devrimcilik uyuşmaz,
Gericilikle Kemalist duruşta, davranışta, uygulamada yan yana gelemez.
Çünkü Gericilik tüm türleriyle kapitalizmin ve emperyalizmin hizmetindedir. Dinin yozlaşmasının nedeni de  kapitalizmin ve emperyalizmin dini denetim altına almasındandır. Yozlaşan din gericileşir, bağnazlaşır, Araplaşır, çürümüşlük kokar.
İşte bu Araplaşmış, çürümüşlük kokan gericiliği Isparta da sahiplenen GÜL ADD yöneticilerini, Mason – Mandacı Tansel’in “pırıl – pırıl Çocuklar” dediği karşı devrimin güllerini ADD içinde halen var olduğunu sandığım Kemalistlere havale ediyorum. 27 Şubat 2016 Isparta
Mahmut ÖZYÜREK