18 Temmuz 2013 Perşembe

IŞIK OLDU, IŞIKLAR İÇİNDE OLSUN




Ülkemizin yetiştirdiği saygın bilim insanı, yiğit, yurtsever Kemalist  insan, Tüm Öğretim Elemanları Derneği Kurucusu ve Genel Başkanı, 2006-2010 yılları arasında Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Yönetim Kurulu üyesi  Prof.Dr. Alpaslan Işıklı'nın aramızdan zamansız ayrılışı ulusumuz ve ülkemiz için yeri doldurulmaz bir kayıp olmuştur.  Yaşamını antiemperyalist, halkçı, emekten yana, devrimci mücadeleye adayan, kitapları ve çalışmaları ile yazın ve bilim dünyamıza büyük katkılar koyan çağdaş, yurtsever, Atatürkçü Alpaslan Işıklı'ya Tanrıdan rahmet, geride kalan ailesi, yakınları ve ülkemize başsağlığı dileriz. Işığımızdı. Işıklar içinde kalsın.
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBESİ 
YÖNETİM KURULU

7 Temmuz 2013 Pazar

AKP İktidarı Tarafından Dayatılan Gerici - Piyasacı Eğitim Sistemi



  Sayı   :2013/9
  Konu: AKP iktidarı tarafından dayatılan gerici ve piyasacı eğitim sistemi                                                                  07.07.2013
    Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI
AKP iktidarının aydınlanmaya, çağdaşlığa dönük saldırganlığı,  laik yaşam biçiminin, yaşamın tüm alanlarından silinmesi yönündeki akıldışı girişimleri, her yerleşim biriminden milyonlarca insanın Haziran direnişine katılmalarında ve tepki koymalarında en önemli etkenlerden biri olduğu yadsınamaz.
Haziran Direnişi ile ayağa kalkan ve faşist AKP iktidarını adım adım gerileten toplumsal muhalefetin örgütlü bir şekilde karşı koyması gereken en güncel başlıklardan biri, hatta en önemlisi, AKP iktidarı tarafından dayatılan gerici ve piyasacı eğitim sistemidir.
Çünkü Eğitim sistemimiz;   okul öncesinden yükseköğretime kadar her düzeyde kapsamlı, gerici bir dinci kuşatma altındadır. Kemalist Cumhuriyet ile birlikte bilimsel, demokratik ve laik eğitim yönünde atılan önemli adımlar, kazanımlar bugün AKP tarafından tümüyle tasfiye edilmektedir.
Gelinen noktada, eğitimde dinci kuşatma;  laikliğin en temel düzeyde dahi inkârına,  eğitimin bilimsel ve özgürleştirici niteliğinin ters yüz edilmesi sonucunu yaratmıştır.
Bilimsel verilere ters,  baştan çökmeye mahkûm, 4+4+4 eğitim sistemi dayatmasıyla, türban gibi dinsel semboller okullarda sıradanlaştırılmış, fiili uygulamalarla mescit vb. dinsel mekânları yaygınlaştırılmıştır.   Adına seçmeli denilen ama pratikte birçok okulda zorunlu olarak öğrencilere dayatılan din temelli dersler, imam hatiplere dönüştürülen okullar, karma eğitime son vermek yönünde cüretkârca dile getirilen öneriler,  kılık kıyafet serbestliği adı altında hayata geçirilen uygulamalar bilimselliğin ve laikliğin eğitim sisteminden dışlanmasına, eğitimde gerici uygulamaların frene basmadan, pervasızca sürdüğünün göstergeleridir.  
Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet tarafından Umre ödüllü bilgi, Camilerde çocuklara yönelik “tablet bilgisayar” ödüllü namaz kılma yarışmaları düzenleniyor. Okullarda öğrencilerin yanında artık öğretmenler de fiili olarak derslere türbanla girmeye başladı.  Stajyer öğretmenler Hicret belgeseline yönlendiriliyor.  
Uygarlık Tarihi’nin sakıncalı kitaplar arasına girmesi, Einstein’a pasaklı Yahudi diyen kitapların okullarda dağıtılması, Derslerde Alevi yurttaşlara yönelik hakaret içeren ifadelerin yaygınlaşması, başını örtmeyen öğrencilere yönelik baskı örnekleri, evrim kuramına yönelik saldırılar AKP iktidarının eğitim sistemini tümüyle bilime aykırı, çağdışı niteliğe sürüklediğinin göstergelerinden yalnızca birkaçı.
2013-2014 Eğitim yılında; sayılan uygulamalara ek olarak, birçok okulun dönüşümüne karar verilmiş durumda. Öğrenciler okullarından koparılacaklar, hem onlar hem de velileri mağdur edilecekler. Geçtiğimiz yıl açılan bini aşkın imam hatip ortaokuluna bu yıl yenileri eklenecek. Sözde seçmeli din temelli dersleri zorunlu olarak 11-12 yaşlarındaki çocuklara dayatacaklar, çocuklarımıza yönelik ayrımcı uygulamaların daha da yaygınlaşmasının önünü açacaklar. Çocuklarımız yine eğitim bilimsel verilere aykırı olmasına rağmen, 72 ayın altındayken zorla ilkokula kaydedilecekler.
İşte tüm bu nedenlerle; Kemalist Cumhuriyetin aydınlanma değerlerine sahip çıkmak, laikliği savunmak, 4+4+4 ucubesine boyun eğmeyerek, bu eğitim sisteminin karşısına dikilmenin tam zamanıdır. Çünkü toplumda gericiliğin yaygınlaşmasının en önemli aracı olan eğitim sisteminde gericilikle mücadele etmeden, toplumsal yaşamın diğer alanlarında verilecek mücadele başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

YÖNETİM KURULU ADINA:
                                                                                           Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

6 Temmuz 2013 Cumartesi

“Amerikan İslamcısı Müslüman Kardeşler diktatörlüğünü deviren Mısır halkını yürekten kutluyoruz”



  Sayı   :2013/8
  Konu: Mısır halkını yürekten kutluyor ve destekliyoruz                                                                  06.07.2013
    Kod: 32.011.159
BASIN AÇIKLAMASI
“Amerikan İslamcısı Müslüman Kardeşler diktatörlüğünü deviren Mısır halkını yürekten kutluyoruz”
Mısırda Müslüman Kardeşler kökenli Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesi ve yerine ABD’de eğitim alan ve ABD yönetimindeki kimi isimlerle yakın ilişkilere sahip Genel Kurmay Başkanı Abdulfettah el Sisi’nin getirilmesi, Uluslararası güç odaklarının maşa değiştirip, makyajlanmış yeni piyonları sahneye çıkarma operasyonudur.
Hiçbir Emperyalist ülke, halkın ezici bir çoğunluğunun açıkça reddettiği bir yöneticiyle iş yapmayı düşünmez. Bu nedenle, Emperyalist yağmacılar çıkarlarını korumak, kapitalist düzeni kurtarmak adına, tıpkı Hüsnü Mübarek gibi, bu kez de Mursi’yi feda etmekten çekinmemiştir.  
Böylece, Tahrir Meydanında milyonların ayaklanmasının sosyal bir devrime dönüşmesini, ayaklanan halkın bizzat kendi iktidarını oluşturmasını ve işbirlikçi kapitalist düzene son vermesini engellemek, halk devriminin içini boşaltmak amacıyla, sömürüye hizmette kusur etmeyen bir kesim aracılığı ile diğer kesimin “devre dışı” bırakılmasını sağlanmıştır.
 “Mısır da Ordu, halkın yanında yer aldı” söylemlerine sarılarak, “halk devrimi” yapıldığı safsatasını öne sürenler, bir yandan ülkemizdeki AKP iktidarının ekmeğine yağ sürerken, diğer yandan Uluslararası güç odaklarının “devrim” kavramının içini boşalma, amaçlarından saptırma çabalarına destek olmaktadırlar.
Mısır ordusu, Mısır halkının değil, ABD’nin safında yer almıştır. Çünkü ABD’den yılda 1,3 milyar dolar yardım alan, Askeri gereksinmelerinin büyük bir kısmını ABD’den karşılayan Mısır ordusundan “devrimci, antiemperyalist”  tavır ve tutum beklemek akıl tutulması değilse, devrimci antiemperyalist mücadelenin anlamını yadsımaktır.
Elbette ki; Mısır halkının; emek ve halk düşmanı, laiklik karşıtı, dinci faşist diktatörlüğe karşı ayaklanması ve onu devirmesi tarihsel önem taşıyan bir gelişmedir. Bu ayaklanma, Amerikan emperyalizminin, karşıdevrimci toplum mühendisliği projesinin de çöküşünün başlangıcı olmuştur.
Ancak unutulmamalıdır ki Mısırda Mursi’nin devrilmiş olması halk devriminin gerçekleştiği anlamına gelmez. Yalnızca halk devriminin başlangıcı, ilk adımıdır.
Mısırda dinci faşist diktatörlüğe karşı ayaklanan geniş halk yığınları, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin elinden iktidarı ve tüm gücü koparıp almadıkça, halkçı, ulusal egemen bir devlet oluşturmadıkça devrim amacına ulaşmış sayılmaz.
Diğer yandan, devrimci bir seçenek yaratamayan, merkezine  “Antiemperyalizm” ve “Tam Bağımsızlık“ şiarını koymayan/koyamayan, direnişler ve protestolar son tahlilde dönüp dolaşıp uluslararası güç odaklarının amaçları ile örtüşür hale gelecektir.
Bu nedenle Mısırlı yurtseverlerin, devrimcilerin önlerinde halkı her alanda ve her zeminde örgütlemek, başlayan halk ayaklanmasını iktidarla buluşturmak öz görevi ve sorumluluğu duruyor. Halkı laik, demokratik, bağımsız yeni bir Mısır için birleştirmek, bütün ulusal ve demokratik güçlerin ortak cephesini oluşturmak ve güçlendirmek gerekiyor.
Faşist AKP'nin diktatörlüğüne, gericilik, vurgunculuk ve savaş rejimine karşı mücadele eden, Mustafa Kemal Atatürk ün izinden yürüyen bizler, Amerikan İslamcısı Müslüman Kardeşler diktatörlüğünü deviren Mısır halkını yürekten kutluyor ve destekliyoruz. 

YÖNETİM KURULU ADINA:
                                                                                           Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

5 Temmuz 2013 Cuma

MİLLÎ İRADE BİLDİRİSİ -TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE!

http://milliiradebildirisi.org/index.php?s=2

MİLLÎ İRADE BİLDİRİSİ

Son olaylarla Türkiye keskin bir dönemece girmiştir. Hak ve hukuk ihlâli son raddeye varmıştır.
İhanet çeteleri siyasi ekonomik kültürel mekanizma içine çöreklenmiş durumdadır.
Kürtçü, Ermenici, bölücü merkezler oluşturulmuş, batılı istihbaratların uzantısı birçok dernek-vakıf halkı zehirlemek için ‘akıl’ dağıtmaktadır.
Basın yayın organları neredeyse tümüyle batılı çetelere bağlı ve Türk milletine karşı yayın yapmakta, yalan ve ahlâk dışı yayınlarla halkı şekillendirmektedir.


Kısacası uzun yıllardır AB ve ABD tarafından yönetilen bir ekonomi, siyaset, savunma, toplum düzeneği ve kültürel ortam vardır.
Siyasi ortam Türk milletinin iradesini yansıtmamaktadır.
Uzun zamandır sürdürülen terör, baskı, zulüm, akil turları, Suriye olayları, Reyhanlı ve Taksim meydanında yaşanan vahşet, halkın yıllardır bastırdığı tepkinin açığa çıkması sonucunu vermiştir. Ateş, tüm Türkiye’yi sarmıştır. Siyasi tarihimize "Gezi Parkı’na AVM yapılmasını protesto" olarak geçmesine asla fırsat vermeyeceğimiz büyük bir halk hareketi başlamıştır.

Farklı çevrelerden, farklı görüşlerden , farklı sınıflardan insanlar tepkilerini uzun yıllardır ilk kez kitlesel olarak dışa vurmuşlardır.
Bu hareketlilik iç ve dış odaklar tarafından dikkatle izlenmekte, ve nasıl yönlendirileceği düşünülmektedir.
2011'de başlayan ve tüm Kuzey Afrika ve komşularımızı kana bulayan "bahar" hareketi dikkate alındığında, uzun yıllardır küresel odakların örümcek ağında bulunan Türkiye bir tehlikenin eşiğindedir.
Etnik ve mezhepsel çatışma ortamı için birçok istihbarat uzmanı raporlar yayınlamakta, Türk milleti açlık ve işsizliğe gark olmuş, durumu açıklıkla değerlendirecek fırsatı bulamamaktadır.

Bu nedenle başta Şehit Aileleri ve Yörük–Türkmen dernekleri olmak üzere, işçiler, köylüler, esnaf, memur, öğrenci ve aydınlar bir araya gelmiştir.
Bu bir parti hareketi değildir. SİYASİ PARTİLERDEN BAĞIMSIZ BİR DÜŞÜNCE OLUŞUMUDUR.
HAKKIN MÜDAFAASI ve MİLLÎ İRADENİN ORTAYA ÇIKMASI esas amaçtır.
Hedef TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE’dir.
NATO, AB, ABD güdümünden kurtarılmış bir Türkiye’dir.
MİLLÎ savunmayı, MİLLÎ ekonomiyi, MİLLÎ eğitimi yeniden tesis etmektir.
Atatürk maskesiyle ya da Allah’la aldatanlardan uzak, Türk milletinin yanında aydınlık bir geleceği inşa etmek için HER CENAHTAN öngörülü insanlarla fikir üretmek içindir.

Aşağıdaki ilkeler çerçevesinde milletin ve memleketin geleceği konusunda fikir teatisi yapmak, kararlar almak ve uygulamak üzere bir aradayız. Bu ilkeleri lâfta değil samimi olarak kabul eden herkesle bir araya gelmeye hazırız.

Gün BİRLİK günüdür!

1. DEMOKRASİ: Gerçek demokrasinin emperyalizm eliyle değil, emperyalizme başkaldıran milletin iradesiyle gerçekleşeceğine inanıyoruz. Demokrasinin ön koşulu "tam bağımsızlık"tır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir millî devlettir. Bu devletin milleti Türk milletidir. Bağımsızlık Savaşını kazanan bu millettir, Anadolu coğrafyasını vatan yapan bu millettir, vatanda devlet kuran bu millettir. Türk milletinin adı ve kimliği üzerinde oynanan her oyunu bozmak için birleşelim.

2. ANAYASA: Anayasanın ilk dört maddesine dokunulamaz; aksi takdirde Türk milletinin meşru müdafaa hakkı doğar. Anayasa yapmak demek bir devlet kurmak demektir. Anayasalar kurdukları devletin temel direkleridir. Her devlet, anayasasına kendi genetik kodlarını işler. Anayasa tartışmalarının değiştirilemez maddeler üzerinde yoğunlaşması bu maddeleri korumak için değil, bu maddelerde saklanan ruhu korumak içindir. Tam bağımsız olmak demek, emperyalizme kafa tutmak, bu uğurda gerekirse ölmeyi göze almak demektir.

3. MİLLÎ DEVLET: Atatürk’ün 3 misak-ı millîsi ekonomi, savunma ve eğitimdir. Toplumsal yaşamın tüm alanlarında, ekonomi, eğitim, sağlık, savunma vb. tüm hizmetlerin milletimizin ihtiyaçları ve çıkarları doğrultusunda, milletimizin imkânlarıyla ve milletimiz için gerçekleştirilmesi millî devlet olmanın vazgeçilmez koşuludur.

4. TAM BAĞIMSIZLIK: Ulusal Bağımsızlık Savaşımızda bütün vatanseverleri bir araya getiren TAM BAĞIMSIZLIK ilkesinin bugün de hiçbir ayrım yapmadan tüm yurttaşları birleştireceğine inanıyoruz. AB, ABD ve NATO gibi bölgesel ittifaklar içinde olmak millî çıkarlarımıza aykırıdır.


5. İLHAM KAYNAĞIMIZ: Binlerce yıllık Türk tarihi, Atatürk'ün önderliğinde emperyalizmi dize getirdiğimiz Ulusal Bağımsızlık Savaşı ve sonrasındaki Türk Devrimidir.

6. ANDIMIZ: “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” sözünde anlamını bulan Türk Devrimini sürekli kılmaktır. Hedefimiz, Atatürk'ün "Muasır medeniyetler düzeyine ulaşmak, hattâ o düzeyi aşmak" sözü doğrultusunda ulusça akıl ve bilim eşliğinde kalkınmaktır.

Bu bildiriye destek veren ve oluşturulacak Millî İrade Kurultayına katılmak isteyen kişilerin yandaki imza formunu doldurmalarını, kurumsal destek (dernek-platform vb.) verecek olanların aşağıdaki iletişim adresini bilgilendirmelerini rica ederiz.

e-posta adresi: milliiradebildirisi@gmail.com

Facebook: https://www.facebook.com/MilliIradeBildirisi

Twitter: https://twitter.com/milli_irade



İMZACILAR


ŞEHİT AİLELERİ

Pakize AKBABA - ŞEHİT ANALARI DERNEĞİ-İstanbul
Hamit KÖSE - SEHİT AİLELERİ FEDERASYONU- Ankara
Sezai OKAY - Bursa
Neriman OKAY - Bursa
Alp TAŞTAN - Bursa
Nurhan ÖZEN - Trabzon
Muşkinaz AKALIN - Ankara
Ali AKÇA - Ankara
Ayşe ÇELİK- Konya
Fatma BİLGİÇ - Antalya
Sema ERDOĞAN - Adana
Fikriye AVRANOS – Balıkesir
Zekiye TAŞTAN – Bursa
Ömer DOĞAN – GÂZİ
Murat ŞAPÇIOĞLU – GÂZİ

YÖRÜK ÖRGÜTLERİ VE DEMOKRATİK KİTLE VE MESLEK ÖRGÜTLERİ

Durhasan KOCA - TÜRK BOYLARI KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI
Mustafa KÜÇÜKYAMAN - TOROSLAR YÖRÜK TÜRKMEN FEDERASYONU GENEL BAŞKANI
Fahrettin BEŞLİ - HÜDAVENDİGAR YÖRÜK TÜRKMEN DERNEKLERİ FEDERASYONU BAŞKANI
(BURSA-BALIKESİR-KÜTAHYA-ESKİŞEHİR-BİLECİK-KOCAELİ YÖRÜK DERNEKLERİ)
Yusuf YILMAZ – KONYA YÖRÜKLERİ KÜLTÜR DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BAŞKANI
Davut OKYAR – AFYON YÖRÜKLER SOSYAL YARDIM VE DAYANIŞMA DERNEĞİ BŞK
Muammer TOYKAR – ESKİŞEHİR ERTUĞRUL GAZİ YÖRÜK TÜRKMEN DERNEKLERİ FEDERASYONU BŞK
Ramazan ARSLANALP - İZMİR AKŞEHİRLİLER DERNEĞİ BAŞKANI
Nafi ÇAĞLAR - MAHMATLI HACI ÖMER OYMAĞI KÖYLERİ YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BŞK
Osman YILMAZ - KARACAKURT KÖYLERİ YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ BAŞKANI
Orhan AKÇAM - MUĞLA YÖRÜK OBALARI DERNEĞİ BAŞKANI
M. Yaşar BİLGİN - ABA-DER, ABACILI YÖRÜK TÜRKMEN DERNEK BAŞKANI
Mustafa KAYA - YÖRÜK TÜRKMEN KÜLTÜR DERNEĞİ KURUCU BAŞKANI
Ertuğrul TOYGAR - BURSA- SAMSUN YÖRÜKLER DERNEĞİ BAŞKANI
Kudret HARMANDA - YÖRTÜRK VAKFI BURDUR İL BAŞKANI
Yaşar HANGÜN - İSTANBUL AYAKKABI SATICILARI ESNAF ODASI BAŞKANI
Recep ÖZDEMİR - 11 KASIM DERNEĞİ BAŞKANI
Mustafa UĞUR - NEVŞEHİR TÜRK EĞİTİM SEN BAŞKANI
Yunus DURDU - İSTANBUL TEK GIDA İŞ 2 NOLU ŞUBE BAŞKANI
Uğur ÖZEN - ARTVİN KAMU-SEN İL TEMSİLCİSİ
Cem ARICA - İSTANBUL KAPALIÇARŞI ESNAFLAR DERNEĞİ GENEL SEKRETERİ
Rıfat UYSAL – MİLLİ DÜŞÜNCE VE ARAŞTIRMALAR TOPLULUĞU GENEL BAŞKANI
Samed KOCADEMİR – ULUSAL GENÇ SİYASETÇİLER PLATFORMU KURUCUSU
Necati TÜYSÜZOĞLU – DEMOKRATİK HALK KONSEYİ
Yusuf ÖZBEK – ÖZEL BÜRO İNTERNET PAYLAŞIM GRUBU
Nesrin ÇAĞAN – FRANKENTHAL ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ BAŞKANI
Mahmut ÇAĞAN – FRANKENTHAL ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ DENETÇİSİ
Yusuf Ziya HIRA - FETHİYE YÖRÜK TÜRKMEN DERNEĞİ
Zafer FORTACI - YURTTAŞLIK HAREKETİ DERNEĞİ
Taylan BUNARBAŞİ – AVRASYA DOST VE KARDEŞ ÜLKELER DERNEĞİ BAŞKANI
Alim OZAN - DÜZCE BALKAN TÜRKLERİ DERNEKLERİ KURUCU BAŞKANI
Ender FERAHBAŞ - YAŞAM DAMGASI HAREKETİ

KİŞİLER

Banu AVAR - GAZETECİ-YAZAR
Sinan MEYDAN - TARİHÇİ-YAZAR
Meltem D. CANİKLİOĞLU - ANAYASA HUKUKÇULARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ
Yılmaz DİKBAŞ - KİMYA YÜKSEK MÜHENDİSİ-YAZAR
Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU - YARGIÇLAR SENDİKASI GENEL BAŞKANI
Suay KARAMAN - ÖĞR. GÖR.-TÜM ÖĞRETİM ELEMANLARI DERNEĞİ (TÜMÖD) GENEL SEKRETERİ
Zahide UÇAR - YAZAR
Ömür KURT - YAZAR
İsmail TÜRKMEN - GAZETECİ
Tuna KOLBAŞI - TOPLUMBİLİMCİ
Ziya Kaan KARAKUŞ - SERBEST MESLEK
Güneş ERKUL - İLK KURŞUN İNTERNET SİTESİ YÖNETİCİSİ
Türkân ORHAN - GÜNCEL MEYDAN İNTERNET SİTESİ YÖNETİCİSİ
Arslan BULUT - GAZETECİ-YAZAR
Halûk TARCAN – PİYANİST-BİLİMSEL ARAŞTIRMACI
Sadi TOYGAR - sebinkarahisar.com İNTERNET SİTESİ GENEL KOORDİNATÖRÜ
Buket MÜFTÜOĞLU- TASARIMCI
Barış DOSTER - AKADEMİSYEN-YAZAR
Kurtul ALTUĞ - GAZETECİ-YAZAR
Yaşar UYSAL - EKONOMİST-AKADEMİSYEN
Mustafa ÇINKI - ARAŞTIRMACI- YAZAR
Cihan DURA - EMEKLİ ÖĞRETİM ÜYESİ
Bertan ONARAN - ÇEVİRMEN-YAZAR
Mahiye MORGÜL - EĞİTİMCİ-MÜZİKOLOG
Mustafa ASLAN - GAZETECİ-YAZAR
Fatma Sibel YÜKSEK - GAZETECİ-YAZAR
Bartu SORAL - EKONOMİST-YAZAR
Figen ÖZEN – YAZAR
Naci BEŞTEPE – EMEKLİ TÜMGENERAL-YAZAR
Ali ÇEVİKYİĞİT - ÖĞRETMEN
Ali Tayyar ÖNDER - ARAŞTIRMACI-YAZAR
Göksel BEKMEZCİ – SUNUCU, YAZAR
Serdar NARİN – ANAYASA HUKUKÇUSU-AKADEMİSYEN
F. Murat DOĞAN - AKADEMİSYEN
Gülseren AYTAŞ – AVUKAT
Necmi AKYALÇIN – AKADEMİSYEN
Orhan AYBER - İNŞAAT MÜHENDİSİ-SİYASETÇİ
Gülten AVAR - EMEKLİ
Tevfik BİR – YAZAR
Ali SÖKMENOĞLU – HATAY CUMHUBAŞKANI TAYFUR SÖKMEN’İN TORUNU, İÇ MİMAR
Erkan GÜÇİZ – GÜNCEL MEYDAN İNTERNET SİTESİ YAZARI
Yusuf YAVUZ- GAZETECİ
Erhan SANDIKÇI- ÖĞRENCİ
Çağdaş BAYRAKTAR "Misilleme" - MÜZİSYEN-YAZAR
Ayşe BİLİCİ - FOTOĞRAFÇI
Necati Ulunay UCUZSATAR - EMEKLİ KURMAY ALBAY

Devamı>>

Bu bildiriye destek veren ve oluşturulacak Millî İrade Kurultayına katılmak isteyen kişilerin yandaki imza formunu doldurmalarını, kurumsal destek (dernek-platform vb.) verecek olanların aşağıdaki iletişim adresini bilgilendirmelerini rica ederiz.

e-posta adresi: milliiradebildirisi@gmail.com

4 Haziran 2013 Salı

AKP Gitsin de Kim Gelirse Gelsin Anlayışı Türk Halkına Kurulmuş Yeni Bir Tuzaktır



BASIN AÇIKLAMASI
Taksim Gezi Parkında başlayıp tüm ülkeye yayılan eylemler, hakkın hukukun meşru müdafaası, iktidarın, faşizan uygulamalarına karşı bir protesto eylemleri olarak başlamıştı. Ancak bu amaçla meydanlarda toplanan kalabalıklar birden uluslararası bir harekâtın öznesi, figüranı olmaya yönlendirilmeye çalışılıyor. Toplumun, haklı ve meşru olan tepkileri üzerinden başka bir tezgâh örülmeye çalışılıyor.
Yaratılan bu ortam, tam'da her türlü provokasyona açıktır. Çünkü; disiplinsiz,  bilinçsiz, örgütsüz yığın hareketleri, her dönemde ve her zaman belirsiz odaklar tarafından yönlendirilebilir ve sonu hiç de amaçlanmayan, istenmeyen felaketlerle, yıkımlarla sonuçlanabilir.
 Reyhanlı’da bir savaş yaşanırken, 51 ağaç değil, 51 insan hükümetin destek verdiği caniler tarafından katledilirken, kılları kıpırdamayan Brüksel, Cenevre, New York, Madrid, Amsterdam‘ın Taksim’de birden sahneye çıkmış olmaları düşündürücüdür.
Bugüne değin Türkiye'de yaşanan onlarca yıkım ve felaketlerin hiç birinde seslerini duyamadığımız, Türk ulusuna düşmanca tavırları bilinen uluslararası af örgütü ve benzer kurumların gezi parkı olaylarında kararlar yayınlaması, AB ve ABD siyasilerinin art arda açıklamalar yapması, batılı hükümet ve medya gruplarının gezi parkı olayındaki alışılmadık desteği, Türk halkının ezici çoğunluğunun haklı istemleri ve meşru direnişi üzerinden bir “tezgah”ın sahneye sürülmekte olduğunun göstergeleridir.
Merkezine “Tam Bağımsızlık “ şiarını koymayan, sloganlarında; “Ne ABD, Ne AB Tam Bağımsız Türkiye” özlemini yansıtmayan direnişler, protestolar son tahlilde dönüp dolaşıp uluslararası güç odaklarının amaçları ile örtüşür hale gelecektir.
Uluslararası güç odakları Tayyip Erdoğan'ın ve AKP iktidarının “kullanım süresi”nin dolduğunu, Türk halkının sabrının taşmakta olduğunu, huzursuzluğun arttığını, bu nedenle her an bir eylemin veya direnişin başlayabileceği kaygılarını 2 yıldır dile getirmekteydiler.
Uluslararası güç odakları, çıkarlarını korumak ve yeni kazançlar elde etmek için ilişkili ülkelerdeki işbirlikçilerle el ele verip toplumun değer yargılarını değiştirerek, kendi ideolojisi doğrultusunda bir dünya görüşü yaratmakta ve bunu uygulamaktadır. Böyle bir tuzağa düşen ülke, bu aşamadan sonra, Uluslararası güç odaklarının çizdiği yön doğrultusunda yol alacaktır. Taksim Gezi Parkı protestosunu Uluslararası güç odaklarının kendi amaçları ve denetimleri altında yönetebilmek için binlerce ajanı devreye soktuğu duyumlarımız arasındadır.
AKP gitsin de kim gelirse gelsin anlayışı Türk halkına kurulmuş yeni bir tuzaktır. 
AB’ci NATO’cu, OECD’ci, Gümrük Birlikçi, Dünya Bankacı yeni bir iktidarın, emperyalizm için yeni bir “taze kan”ın halkın kendi eliyle devreye sürülmesi tezgahıdır.
Gezi Parkının tozu dumanı arasında; Osmanlı’nın kapitülasyonundan daha tehlikeli olan  “petrol yasası” Meclisten geçirildi. TBMM’den geçen yeni Türk Petrol Kanunu mevcut yasadaki “milli menfaat” vurgusunu kaldırıyor “devlet hissesini” kuyularda sahalara göre azaltıyor. Yani Türkiye’nin petrol sektörü yeni Türk Petrol Kanunu ile birlikte artık yabancıların hakimiyetine terk ediliyor.
Bizim mücadelemiz özü itibari ile emperyalizme karşı tam bağımsızlık mücadelesidir. Uluslararası güç odaklarının maşa değiştirip, makyajlanmış yeni hainleri, yeniden önümüze sürmelerine izin vermemeliyiz.
Sol gösterip, Amerikancı sağ yumruk atanlara dikkat etmeliyiz.
Milliyetçiyim deyip, emperyalizmin yerli uşakları zora girdiğinde onlara elini uzatım kurtaranları iyi tanımalıyız.
Yaşadığımız süreç, 11 yıllık ihanet döneminden, hatta son 63 yıllık teslimiyet döneminden daha zorlu, ihanet mayınlarıyla döşeli bir süreçtir. 
Bu süreci Örgütlü, bilinçli ve ilkeli birlikteliklerle aşabiliriz. Dünyada hiçbir bağımsızlık mücadelesi “yığınların kendiliğinden hareketi” ile kazanılmamıştır kazanılamayacaktır. 

Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ ISPARTA ŞUBE BAŞKANI