Eğer Ermeni Soykırımı iddiasına gerçekten karşıysanız, sizlere üç haberim
ve üç önerim var:
Birinci Haberim:
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Siyonist işadamı İshak Alaton, kurucuları
arasında yer aldığı TESEV’in Yönetim Kurulu üyelerine bir mektup yazarak Ermeni
iddialarının Türkiye’de kabul edilmesi için yaygın çalışma yapılmasını istedi.
İshak Alaton mektubunda şunları yazdı:
“Ayıp oluyor artık! Geçmişi ile yüzleşmekten korkan, büyümemiş, güdük
kalmış çocuklar gibi davranmaktan ben yoruldum. Doksan yıl boyunca sayısız
günahlar işledik. İskeletleri dolaplara yığıp kapılarını kilitledik…
24 Nisan 2015’e doğru yol alırken alışagelmiş politikamıza devam edip
kaçacak delik aramaktan farklı davranalım.”
Önerim:
İnternetten, İshak Alaton’un telefon numaralarına, e-posta adresine, faks
numarasına ulaşabilirsiniz. Kendisine
sorunuz, doksan yıldır Türkler hangi günahları işlemişler, bunun dökümünü
belgeleriyle verebiliyor mu? Türklerin, Ermenilere soykırım yaptığını gösterir,
elinde çok sağlam belgeler var mı, eğer varsa bu belgeleri tüm Türk halkına
açıklayabilir mi?
Aslında çok daha etkili olacak bir önerim var: Ermeni soykırım
iddiasına karşı olanlar bir araya gelseler, otobüslere binip Siyonist İshak
Alaton’u İstanbul’da yazıhanesinde ziyaret etseler, yüz yüze bir sorgulamaya
çekseler, iyi olmaz mı?
İkinci Haberim:
14 Aralık 2008 tarihinde, kendilerine aydın diyen kişiler basılı
medyada ve sosyal medyada Türkçenin dışında 13 dilde bir kampanya sürdürdüler,
Türklerin 1915’de Ermeni soykırımı yapmış olmasından dolayı özür dilediler.
İşte Ermenilerden özür dileyen aydınlarımızdan bazıları:
<Prof. Dr. Cemil Koçak, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr.
Atilla Yayla, Hasan Cemal, Şahin Alpay, Prof. Dr. Baskın Oran, Ali Bayramoğlu,
Cengiz Çandar, Bekir Coşkun, Mine Kırıkkanat, Oya Baydar, Tarhan Erdem, Lale
Mansur, Hale Soygazi, Halil Ergün, Ferhat Tunç, Neşe Düzel, Rasim Ozan Kütahyalı…>
Önerim:
Bu aydınların hepsi Türkiye’de yaşıyor. Bu kişilere telefon, faks ve
e-posta ile ulaşmak hiçte zor olmasa gerekir.
Bu aydınlarımıza bir sorsanız, Türklerin Ermeni soykırımı yaptığını
kanıtlayan hangi belge ve bilgileri elde etmişler, bunları sizinle
paylaşabilirler mi?
Aslında, uygulanırsa çok daha etkili olabilecek bir önerim var: Bu
aydınlarımızı tek tek arayıp bulsanız, yüz yüze gelip, haydi bize de gösterin
elinizdeki şu belge, bilgi ve kanıtları deseniz, çok daha iyi olmaz mı?
Üçüncü Haber:
Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili Çarlık Rusyası, Sovyetler
Birliği ve Rusya devlet arşivlerinde yıllarca araştırma yaptıktan sonra 11
kitap, 14 makale yazan, 13 tebliğ sunan ve 17 kitabı yayına hazırlayan genç
araştırmacı akademisyenimiz Mehmet Perinçek, Kayseri Erciyes
Üniversitesi’nde “Ermeni Soykırımı Yalanı” başlıklı panele konuşmacı olarak
katılacaktı.
Erciyes Üniversitesi yönetimi verdiği bir kararla, Mehmet Perinçek’in
panele katılımını iptal etti.
Önerim:
Kayseri, çok uzakta bir yer değil. Ermeni soykırımı iddiasına karşı gelen
aydınlarımız birkaç otobüse binseler, Erciyes Üniversitesi’ne gitseler,
üniversitenin tüm yöneticilerini tek tek sorguya çekseler ve bu arada bu
kişilerin Ermeni soykırım iddialarını doğru bulup bulmadıklarını öğrenseler,
nasıl olur? Mehmet Perinçek’in panele katılmasını engelleyen bu kişileri
isimleri, unvanları ve fotoğraflarıyla tüm Türk halkına tanıtsalar çok iyi bir
eylem yapmış olmazlar mı?
Şimdi, size öngörümü söyleyeyim:
Ermeni soykırımının yalan olduğuna inan aydınlarımız yukarıdaki
önerilerimin hiçbirini önemsemeyeceklerdir!
Peki, ne yapacaklardır?
Bilgisayarlarının başına oturacak, ABD Senatosuna, birilerinin
İngilizce yazıp ellerine verdiği aynı kınama mektubunu e-postasıyla
yollayacak ve görevlerini yapmış aydınlar olarak bir ferahlayacak bir rahatlayacaklar
ki, sormayın gitsin…
19 Nisan 2014
Yılmaz Dikbaş
0532 233 31 52