“İnadına Daha Fazla Dekolte Giyinin!”
Yazımı “yakışıksızca” eleştiren Bay Galip Karakuş ve diğerlerine AÇIK MEKTUP
30
Ocak 2015 günü çok sayıda internet sitesinde yayınlanan, Başta Sn. Yılmaz
Dikbaş ve Sn. Banu Avar tarafından paylaşılan “İNADINA DAHA FAZLA DEKOLTE
GİYİNİN!” başlıklı yazım yaklaşık 500’ün üzerinde paylaşım, 1000’i aşkın okunma
sayısına ulaştı. Elbette bir o kadar da eleştiri aldı. Eleştirilerde yazı
içeriğini beğenenler olduğu gibi, Bay Soner Yalçın’ın Müthiş bir “Kemalist”
olduğundan hareketle Yazıyı kaleme alan şahsıma ve paylaşımları ile bana destek
veren Sn. AVAR ve DİKBAŞ’a hakaretler yağdıranların sayısı azımsanamayacak
sayıdaydı..
Bu
eleştirilerin ortak noktasını oluşturan Bay GALİP KARAKUŞ’un eleştirisi aynen
şöyle:
Galip
Karakuş: “Ben o programı (Arena) başından sonuna kadar izledim. Bu ağır
eleştiriyi hak etmediklerini düşünüyorum. Oradaki; "kızlı erkekli
oturma", "dekolte giyinme", "papyon takıyor olma"
konularındaki söylemler, ancak bu kadar çarpıtılır! Sayın Mahmut ÖZYÜREK ve
yazının "ders niteliğinde" olduğunu kabul eden Sayın Yılmaz DİKBAŞ'a
yakıştıramadım! Pes doğrusu! Başka söyleyecek söz bulamıyorum.”
Bay Karakuş’a göre, Mahmut Özyürek ve yazısını “ders
niteliğinde kabul etmek” yakışıksız bir durum.. Bakar mısınız? Demokrat-ilerici,
Atatürkçü Bay Karakuş, kendi at gözlüğü görüş alanının dışına çıkanları nasıl
aşağılıyor. Benzer “ aşağılama” dili, eleştiri yazanların büyük bir çoğunluğunda
ortak. Bu nedenle ben de Bay Karakuş’un eleştirisine yanıt verirken aynı
düşünce anlayışına sahip tüm okuma özürlülere de yanıt vermiş olacağım.
Bay Karakuş;
SONER YALÇIN; Türkiye’deki Yahudi düşmanlığını körükleyen, Sabetayist
histerisini başlatan, 1940’ların Nazi çılgınlığından sonra ilk kez insanları soy-sop
avcılığına teşvik eden, emperyalizmi aklama, Kemalizm’i küçümseme çılgınlığının
kötü bir kopyasıdır.. Kemalistlerin, kimsenin soyuyla, sopuyla,
ismiyle, mezar taşıyla işi olamaz olmamıştır da. Kemalistler, “bizi
yutmak isteyen emperyalizme ve yok etmek isteyen kapitalizme karşı savaşmayı
meslek edinmiş insanlardır”. Irklarla, inançlarla savaş FAŞİSTLERİN
mesleğidir. Soner Yalçın’la Kemalistlerin temel çelişkisi de budur. Elbette
Kemalist olmayanların böyle bir sorunu yoktur. Bu nedenle onları Kemalizm’in
ilkeleri ile yargılayamayız. Yani bizim için böyle bir değerlendirme yapmak “yakışık”
almaz.
"SONER
YALÇIN’A göre, Türkiye’de şu an
yaşanılan karşı devrimci yükselişin nedeni emperyalizm ve işbirlikçileri
değil, sayıları on binleri bulan gizli Yahudilerdir. Bu sabetayist, dönme
Yahudiler, yargıyı, yasamayı, yürütmeyi ve tüm sektörleri ele geçirmişlerdir.
Öyle ki, Cumhuriyet tarihinde olumlu ne kadar iş varsa bunların eseridir. Ne
kadar aydın, sanatçı varsa yine bunlardan. (Dinciler
de böyle saldırmıyorlar mı Kemalist Cumhuriyete?. “Klasik dinci tez: “Cumhuriyeti
aslında Yahudiler kurdu.”)
Bay Karakuş’lara soralım;
Sabetayistler olmasa Türkiye’ye emperyalizm gelmeyecek miydi? Örneğin
Vahdettin, Damat Ferit Sabetayist mi? Ya Özal, Demirel veya Recep Tayyip?
Bay Karakuş;
Soner Yalçın ve Yalçın Küçük’e göre Türkiye’deki
yıkımın tek sorumluları sabetayistlerdir. Böylelikle el çabukluğuyla Türkiye’de
emperyalizmin egemenliği ve gerçek işbirlikçileri aklanıp-paklanıyor,
hırsızlıkların, yolsuzlukların üzeri örtülüyor, günah keçisi beş on bin
sabetayist, Yahudi egemenliğine dayalı bir tarih tezi konuyor ortaya. Kimi Bu Türk devrimine, Ulusal kurtuluş
savaşına yapılmış iğrenç ve alçakça bir saldırıdır! Siz ne dersiniz Bay Karakuş ? Yoksa sizde mi Bay Yalçın ve Küçük gibi düşünüyorsunuz?
Bay Karakuş;
Soner Yalçın’a ve Yalçın Küçük’e, göre aslında Atatürk de Türk değil.. .
Türkiye’de Türk bırakmayan “araştırmacımıza!” göre bu büyük bir
bilimsel tezmiş!! Neymiş büyük bilimsel
tez? “Osmanlı’da ve Cumhuriyet döneminde adında “Efendi” geçen herkes
aslında Sabetayistmiş! Selanik de
Sabetayistlerin başkenti. Atatürk’ün
gittiği ilkokul ne? Selanik’teki Şemsi Efendi İlkokulu… Peki, bu okul ne
okulu olabilir? İsminde “Efendi” geçtiği için olsa olsa
Sabetayist okuludur. Peki, acaba Atatürk niye bu okula gitti?”
Hım? Kılçığı ortaya atıp bırakıyor bu beyefendi, Sizin büüüüyyüüük
Atatürkçünüz! . “İlgilenen araştırsın” demeye getiriyor yani..
Soner Yalçın’a göre yaptıkları
ırkçılık değil. Onlar “isim bilim” ve “mezar taşı bilimi” diye daha önce
kimsenin duymadığı ama Batıda çok yaygın olan “ihtisas konularını” hocası
Yalçın Küçük ile birlikte Türkiye’ye getiriyorlarmış. Niyetleri yanlış
anlaşılmamalıymış. Tarih sınıfların, ulusların ve uygarlıkların savaşımıdır,
ırkların değil. Saldırıyı doğrudan yapamayınca kıvırtıyor aklınca.. Nasıl?
Büyük bir alçaklık değil mi? Yoksa size göre “yüce” bir davranış mı?
Eh. Nasılsa Türkiye’de
aydın geçinen, okuryazar olduğunu iddia eden, ama bazı kişilerin her
söylediğini doğru kabul eden azımsanamayacak sayıda “kara cahil” var.. Onlar,
bu gibi maskeli Atatürkçülerin gönüllü avukatlığını da üstlenmişler!
Ha! Unutmadan; bu beyefendiye göre, “Mustafa
Kemal hep korunan birisi” Şimdi elbette “Türk Halkı” tarafından
diyeceksiniz değil mi? Bak dostum; Atatürk’ü koruyup, kollayan, yüceltip
yükselten “gizli Yahudilermiş” Yani Sabetayistler.. Onlar olmasa Mustafa
Kemal zaten olmazdı!!! Tüm yaşamı boyunca emperyalizm ve işbirlikçisi iktidarlarla
çatışmış, hem Abdülhamit, hem İttihatçılar hem de Vahdettin döneminde defalarca
ölümün eşiğinden dönmüş, hapse girmiş, sürgünler yemiş, Dünyaya örnek
bağımsızlık savaşı vermiş, devrimler
gerçekleştirmiş, geldiği her makamı söke söke kazanmış büyük bir devrimciye “korunuyordu” yakıştırması büyük bir
hakaret ve akıl tutulmasıdır.
Bay Karakuş;
Soner Yalçın’ın “Bay Pipo” adlı
kitabında ne anlatılıyor dersin? Okuyun yine de. Ama kitap baştan aşağı MOSSAD hayranlığı ve
Hiram Abas’ın efsaneleştirilmesinden ibarettir.
Peki, “Hiram
Abas” kim? Yahudi kökenli. Tüm yaşamı MİT-MOSSAD-CIA üçgeninde
geçmiş. Aynı zamanda Hiram Abas, 30
Mart 1972 de Mehmet Eymür’le birlikte Kızıldere de Mahir Çayan ve
arkadaşlarının katledildiği operasyonu yönetenlerden biridir. İşte Soner Yalçın’ın “Bay Pipo” kitabında efsaneleştirdiği “Hiram ABAS”
budur.. Kitapta “MİT-MOSSAD-CIA”YA rağmen
antiemperyalist, devrimci mücadeleye kalkışanlara “MİT-MOSSAD-CIA” ile
savaşmanın olanaksız olduğu anlatılmaktadır.. Yani mücadele
kalkışmayın, oturun oturduğunuz yerde, itaat edin, boyun eğin. Yoksa “Hiram
ABAS’LAR sizin sonunuzu da Mahir’lere benzetirler.
Bay Karakuş; Bay Yalçın’ın 1994 e kadar “Kürtçü”lük kokan
yazılarından sonra, 1995 ten sonra hidayete ererek, nasıl Atatürkçü oluverdiği
konusuna burada girmeyeceğim. Yazımdaki son sözümü yineliyorum: ”Bunlar,
Atatürkçülük maskesi ile ortalıkta dolaşan ve yıllardır iyileşmeyen bir
hastalık olan anti Kemalist virüslerdir.”
Bay Karakuş; Sizi
ayıplamıyorum.. Sizi takdir edenlere,
takdir ettikleri için “yakışıksız” bir davranış içinde
olduklarını da söylemiyorum.. Siz zaten rotayı “inadına mini etek, inadına
dekolte” yönüne kırmışsınız… Albert
Einstein şöyle diyor;
“Dünya yaşamak için tehlikeli bir yer, ama kötü insanlar yüzünden değil,
bununla ilgili hiçbir şey yapmayan insanlar yüzünden”
Üzüntülerimle Bay
Karakuş!
02.02.2015 Isparta
Mahmut ÖZYÜREK